Sevimli ve Tehlikeli

5

Multi= Derin

*****

Mertin bu kükremesine, ben ile sena şaşırmıştık.Çünkü Mert,Senaya hesap falan soramaz ki, sinirlensem de, sesimi çıkarmadım, cevap vermek, üstüme vazife değildi.Sena, cevabını verir nasıl olsa.Senaya baktığımda ise, kıvancın kucağında, şaşkın bir yüz ifadesiyle, eski sevgilisine bakıyordu. 

"Mert, senin ne işin var burada?" dedi şaşkınlık içerisinde.

"seninle, konuşmak için gelmiştim ama..." bir Kıvanca,bir de Senaya, iğrenir gibi baktı ve "ama, konuşmaya gerek kalmamış.Ayrıldığımız günün akşamı, kendine sevgili yapmışsın. Bakıyorum da,ilk günden, işiniz bayağı bir ilerlemiş, kucakta falan taşıtmalar."dedi mert. Bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu? Senanın, ister sevgilisi olsun, ister olmasın,bu Merti ilgilendirmiyordu ki. "Ne diyorsun sen Mert? seni ne çok sevdiğimi sende biliyorsun. Neden, canımı yakmaya çalışıyorsun ki? ya neden bana bunu yapıyorsun, ya neden?!" diye bağırdığında Sena, hemen onların yanına gittim.Sena, bana dolmuş gözlerle baktı, acı çektiği her yerden belliydi. "hah! beni seviyormuş! duyun duyun,başkasının kucağında, bana, seni seviyo-" Merte tokat atmam ile sözünün devamını getiremeden bana baktı. "ne diyorsun sen be? bak Mert, ağzımdan kötü laf çıksın istemiyorsan, buradan şimdi defolup gidersin. Yoksa, senin için hiç iyi olmaz. Hem ayrıca sana ne? seni ilgilendiriyor mu Senanın sevgilisi olması? ilgilendirmiyor, ilgilendirmez de! çünkü, bugün ona yaptığın o son şey bardağı taşıran son damlaydı ve sen o bardağı taşırdın. Artık git buradan ki Senanın canını daha fazla yakma!"  dedim bağırarak.Mert, bir süre gözlerimin içine baktı.Sanki, bir şey anlatmaya çalışıyormuş da,anlatamıyormuş gibiydi ama,umursamadım, takmadım."Bence de git, yoksa elimden bir kaza çıkacak" dedi kıvanç, dişlerinin arasından tıslayarak. Kıvanç, Merte öyle bir kötü bakıyordu ki, sanki elinden gelse, Senayı kucağında fırlatıp, Mertin üzerine atlayacakmış gibiydi,ilk defa kıvancı böyle görüyordum, ki zaten tanışmamız şunun şurasında en fazla 4-5 saatti, bence doğaldı. Mert, hepimize tek tek bakıp en son Senaya uzun uzun bakıp arkasına dönüp gitti, onun, gidişinden sonra ise Kıvanç, Senayı eve doğru götürdü. Ben ise, Mertin arkasından öylece bakakalmıştım.Nedense o gittikten sonra, içime bir sıkıntı çökmüştü, ama yine,takmadım. Arkamdan birisi, bana sarıldı, şaşkınlıkla kafamı arkaya doğru çevirdiğimde, ilk önce yüzüne düşmüş kızıl saçları sonra ise mavi gözleri gördüm.Yeni tanışmamıza rağmen kanım ısınmıştı Derine,çok sevmiştim onu, gülümseyerek suratına baktığımda "ne düşünüyorsun?" dedi. "bilmiyorum Derin, içimde bir sıkıntı var nedenini çözemediğim" dedim sıkıntıyla. Derin, tam ağzını açacaktı ki,arkadan Kıvancın sesini duydum." Asrın, siz bu kızla nasıl baş ediyorsunuz ya? ağlaya ağlaya başımı şişirdi, şu hale bak tişörtüm sırılsıklam.Bir de gelmiş 'hep senin yüzünden, sen, beni kucağında taşımasaydın, Mert bizi yanlış anlamazdı, defol git buradan' diye de suratıma çemkirdi, ben hayatımda hiç bu kadar çirkef bir kız görmedim. Çocuk gelmiş kıza olmadık şeyler söylüyor, kız bana patlıyor. Hay si-, neyse, bozmayacağım terbiyemi kızların yanında. 15 dakika da ömrüm gitti yahu!" dediğinde, gülerek ona baktım. Kıvanç , bana bakıp "gülme" dediğinde, kendimi tutamayıp, kahkaha patlattım. Arkadan Derin de kahkaha atınca kıvanç bir 'ya sabır' çekti. Kahkahamı zorda olsa durdurup, hiç konuşmayan Arasa çevirdim gözlerimi, o da sırıtıyordu.Ellerini kaldırıp, hayali çift tırnak açtı ve sesini incelterek konuşmaya başladı. "Hep senin yüzünden, defol git buradan" dedi, kıvanç ile dalga geçerek.Kıvanç, Arasa kötü kötü bakıp, sinirle derin bir nefes aldı, sonra gülen bana baktı. "Asrın, bence arkadaşının yanına gidin, iyi değil." 

"peki, teşekkür ederim her şey için. Bu olaya şahit olduğunuz için de özür dilerim." dedim mahcup bir şekilde. Kıvanç, omzumu tutup, "özür dilemene gerek yok, biz alışkınız olaylara şahit olmaya." dedi gülerek, ne dediğinden bir anlam çıkaramasam da, ben de güldüm.