6

370 24 0
                                    

Multi= Sarp

*****

"Uyandırmanda ki amacı öğrenebilir miyim Sena?" dedim tek gözümü açıp,Senaya homurdanarak. Sena, bana bıkmış bir yüz ifadesiyle bakıp konuşmak için ağzını açtı "Asrıncık! hani bugün senin 'ilk iş' günün ya, bir uyandırayım dedim." dediği an, hemen yatağımdan ayağı kalkamadım, çünkü yorganım ayaklarıma dolandığı için yere 'pat' diye düştüm. Acıyla inleyip, burnumu tutarak Senaya baktım.Bana, 'ezik' bakışları atıp, gözlerini devirip konuşmaya başladı.  "hadi hadi yine iyisin, benden sana bedava bir kahvaltı. Bence çabuk kalk" deyip odadan çıktı. Beni kaldırma zahmetine bile girmeden. Gözlerimi devirip, ayağı kalktım. Komodinin üzerindeki telefonumu elime alıp saate baktım.Saat; 6.45,  bu sayıları görünce, Senaya lanetler okuma isteğimi zor bastırdım. Benim anlamadığım şey, Senanın burkulmuş ayağının ne kadar çabuk iyileştiği idi. Boş verip, odadan çıkıp banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Odama girdiğimde yatağımın üzerinde bir adet gömlek ve bir adet küçük, minicik siyah bir kumaş parçası vardı. Hemen yatağımın yanına gidip elime o siyah kumaş parçasını alıp incelemeye başladım. Gözlerimi kocaman açıp elimdeki kumaş parçasının bir etek olduğunu fark ettim. Ne kadar da zeki bir şeyim ben!. Bu eteği hayatta giyemem ben, giyemem, giymeyeceğim de.

30 Dakika sonra...

Üzerimde 30 dakika önce giymem dediğim o etek ya da kumaş parçası, Sena ve Derinin zorlamasıyla üzerimdeydi ve ben, her dakikada bir o minicik eteği aşağıya doğru çekiştirmeye çalışıyordum sanki uzayacakmış gibi.Derin elime yavaşça vurup, "artık çekiştirme yırtacaksın Asrın" dedi yapay bir kızgınlıkla. Gözlerimi Derine çevirip ona dil çıkardım. Sena,bana yaklaşıp daha yakından iyice bir süzdü sonra gözlerini bana çevirip

"muazzam görünüyorsunuz Asrın hanım, tam anlamıyla bayıldım size"

 "ya dalga geçme" dedim kafasına yavaşça vurarak.

Sena kafasını tutup bana kötü kötü bakınca, gözüm ayağında takıldı "senin ayağın burkulmuştu  Sena? ne çabuk iyileşti?" dedim. Sena dudaklarını büzüp"Bilmiyorum ki. Akşam sen ayağımın üstüne düştüğünde evet sadece sızlama falan vardı. Ama sabah ayağımı birazcık oynattığımda acısı geçmişti." dedi gülümseyerek.  "hadi kızlar kahvaltıya oturalım.Sende geç kalacaksın Asrın" Dedi Derin odadan çıkarken. Bizde başımızı sallayıp Derinin peşinden mutfağa gittik. Ben telefonumdan saate baktığımda 7.25 geçiyordu yani 35 dakikam kalmıştı. Eyvah zaten orası 30 dakikada ulaşacağım bir yerdi. Telaşlanıp hemen masada ne var ne yok hepsini ağzıma tıkıştırdım. 

"Her şey için sağ olun kızlar, ben gidiyorum şans dileyin hadi öptüm" deyip  ayakkabı dolabının yanına gittim. Montumu üzerime geçirirken, Ağabeyim,  daha yeni uyandığı için tek gözü kapalı bana bakarken endişeyle dudaklarımı dişlerimin arasına alıp 'umarım üzerime giydiğim kumaş parçasını fark etmez' diye dua ediyordum içimden.Ağabeyim "kolay gelsin" deyip mutfağa yöneldiğinde içimden derin bir oh çektim. Hemen montumun fermuarını çekip,çizim çantamı ve kendi çantamı aldım ve ayağıma Senanın zorla verdiği siyah topuklu ayakkabıları giydim. Arkamı döndüm ve kapıyı açıp tam dışarı çıkacaktım ki ağabeyimin arkadan Asrın diye kükremesiyle yerimden sıçradım. "Asrın o üzerindeki kumaş parçası ne? onu hemen çıkartıyorsun" dediğin an arkamı dönüp tam ağzımı açıp itiraz edecektim ki, arkadan Sena ve Derin göründü "Ya Sarp ağabey izin versen olmaz mı? kız işe gidecek" dedi Sena aklınca benim hemen kaçmam için ağabeyimi oyalayacak- ki bilmediği bir şey vardı Senanın ,arabam hala başka bir yerde hatta şimdiye kadar bir çekici almıştır. Zaten o işi de bugün halletmem lazım. "Ne diyorsun Sena sen? o etek çok mini nasıl izin veririm?"

Sevimli ve TehlikeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin