11

242 18 0
                                        

SENA'DAN

Arkamı dönüp Sarp Ağabeye şirin gülümsememi takındım. "Selam." 

"Neredesin bu saate kadar? Asrın iyi değil." 

"Ne oldu ki ona? sinirliydi en son konuştuğumuzda o kadar." 

"Yanına gitsen iyi olacak. Ayrıca bir daha eve bu kadar geç gelirsen, seni eve almam!" dedi ve arkasını dönüp gitti. Gözlerimi devirip adımlarımı Asrının odasına yönelttim. İçeri ani dalış yaptığımda, Derin ile Asrını sarılırken gördüm. Kıskanmıştım yahu. "Ne oldu Asro?" dedim. "Sena işten çıktım. Yine işsizim." dedi üzgün bir sesle. "Ne güzel kızım işte! zaten suratını göremiyorduk, iyi olmuş iyi." dediğimde bana kızgın bir bakış attığında, omuz silktim.  Doğruyu söylüyordum. Yüzünü gören cennetlik! "Tamam yaparız bir şeyler sıkma sen o tatlı canını." dedim güven veren gülümsememle. Nedense Asrın benim gülümsememe takılır ve içini bir rahatlama kaplarmış. Bunu ilk söylediğinde korkmuştum. Bu kız lezbiyen mi diye. Ama bu düşüncemin saçma olduğunu canım iç sesim dile getirdiğinde, düşünceyi aklımdan silmiştim. "Sana güveniyorum nedense." dedi ve gülümsedi. Derin ise garibim orada melül melül bize bakıyordu. Esnediğim de, ikisi de bana tuhaf tuhaf bakmıştı. Haklılardı. Benim esneme aslan kükremesi gibiydi de af edersiniz. "Neyse kızlar benim uykum var. Sizde uyuyun." deyip Asrının odasından çıktım ve kendi odama girdim. Üzerimi çıkartıp, Tom  baskılı pijama altını ve Jerry baskılı pijama üstünü gidim. Maksat gıcıklık. Gülerek yatağıma girdim ve bugün olanları düşünüp, huzurla uyudum. 

DERİN'DEN

Asrının odasından çıkıp kendi odama doğru yol aldım. Asrının işten çıkmasına üzülmüştüm aslında ama Senanın umursamaz tavrı içime su serpiştirmişti sanki. Çok tatlı bir arkadaşlıkları vardı ya. Böyle arkadaşlarım olduğu için kendimi çok huzurlu ve mutlu hissediyordum. Odamın önüne geldiğimde, nedense gözüm Sarp'ın odasına takılmıştı. Acaba ne yapıyor? Nasıl uyuyordu? Uyurken yüzünün şeklini çok merak ediyordum. Onun yanımda olmasını, benimle ilgilensin istiyordum. Sabah Asrın ile konuştuklarını duymuştum. Sarp'a takıntılı birisi varmış. E tabi adam yakışıklı tabii takıntılı birisi olacaktı. Ama duyduğumda çok sinirlenmiştim. Ya Sarp'ta bir zaman sonra o kıza aşık olursa? Bu olasılığı düşündüğümde kalbim acıyordu. Gözlerim doluyordu. Of bu çocuk ne yapmıştı bana? Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimden ayrıldım. Tam odamın kapısını açıp içeri girecektim ki, Sarp'ın odasının kapısı açıldığında donup kaldım. Ellerim heyecandan titremişti. Arkamı dönüp ona baktım. Uykulu gözlerle bana bakıyordu. Gülümseyerek, "Selam," dedim. Duygularımı çok çabuk belli eden bir tipimdir ama yeri geldiğinde iyi saklarım. "Selam,"  dedi ve yanımdan geçip gitti. Oflayıp odama girdim ve yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım ve kabussuz bir uykuya dalmak dileğiyle uykuya daldım... 

"Hayır vermeyin beni ona!" diye bağırarak yataktan kalktım. Allah'ım son günlerde hep böyle kabuslar görüyordum ve çok korkuyordum. Gözyaşlarım akmaya başladığında, etrafıma baktım. Karanlık olmuştu. Telefonumu yastığın altından alıp saate baktım. Gece 3'ü gösteriyordu. Oflayıp, ayağa kalktım ve odamdan çıktım. Sarp'ın odasına girmemek için zor tutuyordum kendimi. Odamın kapısını kapatıp, mutfağa doğru yol aldım. Kahve içersem uykum kaçardı. Bu yüzden su içmek daha cazip gelmişti. Tezgahın üzerinden sürahiyi alıp kenardaki bardağa suyu doldurdum. Bardağı elime alıp suyu bir dikişte içtim ve geri tezgaha koydum. Tekrar kabus görmemek için Senanın odasına yöneldim. Bende de şöyle bir huy vardır: Birisinin yanında uyursam, kabus görmüyordum. Senanın odasının önüne geldim ve kapısını açtığımda, gördüğüm manzarayla şoka uğradım. Sena tam çılgınca uyuyordu. Ayaklarını duvara yaslamış, kafasını da yataktan sarkıtmış bir şekilde uyuyordu. Kapıyı kapatıp, hemen kendi odama doğru yöneldim. Asrında onun gibi delice uyuyordu. Daha önce şahit olmuştum. Acaba Sarp'ın yanında mı uyusam? yok ya ayıp olur. Saçmaladım iyice. Odamın içine gireceğim sırada, kapalı olan kapıma çarpmam bir oldu. Bendeki de akıl ya. Sanırım kendimi hayalet sandım. Kapalı kapıdan odama girmeye çalışmam falan. Burnumu acıyla tutup inledim. Sesim fazla çıkmış olacak ki Sarp'ın odasından "Bir susun ya!" diye bağırdığını duydum. Kıkırdayıp, tam kapımı açacaktım ki, bir yerden ses gelince dikkatimi koridorun ucuna verdim. Gölge gibi bir şey gördüğümde, korkudan elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Ani bir hareketle Sarp'ın odasına dalış yaptım. Ve yatağına gidip, kolunu dürttüm. "Sarp  uyan. Eve hırsız girmiş." diye fısıltıyla konuşuyordum. Ama o homurdanarak diğer tarafa geçti. "Sarp uyan ya." diye sesimi hafif yükselttim. Yok uyanmıyor! Ellerimi saçlarına doğru götürüp çektiğimde, bileğimi sıkıca tutup benden tarafa döndü. Sinirle inleyip bileğimi daha çok sıktı. Acıyla inledim. Bileğim çok acıyordu. "Ne var ya? Ne yapıyorsun odamda ve saçımı niye çekiyorsun?" diye sinirle konuştu. "Sarp bileğim acıyor. Ayrıca evde birisi var onun için seni uyandırdım." dediğimde bileğimi sertçe bırakıp ayağı kalktı. Bana kısa bir bakış attı ve "Bir yere ayrılma!" deyip odadan çıktı. Korkudan elim ayağım titriyordu. Bileğimde çok acıyordu zaten. Nasıl bir sıkmaktır o ya? Düşüncelerimden ayrılıp, yatağın ucuna oturdum. Derin bir nefes aldığımda, daha önce hiç fark etmediğim Sarp'ın kokusu doldurdu burnumu. Allah'ım çok güzel kokuyor. Tanımlayamadığım bir kokuydu bu yani ne mentol kokusuydu ne de başka kokulardı. Tanımlayamıyorum kokusunu. Kendime gelip, etrafıma baktım. Duvarlar; bordo ve siyah renkliydi. Dolabı bu renklere zıt bir şekilde mavi renkliydi. Gözüm dolabın karşısındaki kitaplığa kaydı. Karanlıkta kitaplar belli olmasalar da güzel kitaplar okuduğuna adım gibi emindim. Gözlerimi etrafta gezdirirken, aniden kapının açılmasıyla yerimden kalktım. Sarp sinirli bir ifadeyle gözlerimin içine bakıyordu. "Ne oldu hırsızı yakalayabildin mi?" dedim onun aksine sakindim. "Hı yakaladım. Kızım sen gece gece bir daha kalkma ne hırsızı ya? ağacın gölgesine hırsız diyor." dedi sinirle ellerini saçlarından geçirirken. Ağaç mıydı? "Hayır ya eminim ağaç değildi hırsızdı o." dedim kaşlarımı çatarak. Derin bir nefes alarak, kolumdan tuttu ve "Seninle uğraşamayacağım küçük kız. Ayrıca odama senin kokun bulaşmış! Odamdan git de senin kokunu daha fazla solumayayım." Gözlerimi kısarak ona baktım. Ben onun kokusunu çok beğeniyorum o benim kokumu beğenmiyor. Bu nedense kalbimin acımasına neden oldu. Ani bir şekilde "Kabus gördüm. Uyuyamıyorum." dediğimde, şaşkınlıkla ağzımı kapattım. Bana normal bir şey demişim gibi baktı ve alayla sırıtıp "Ne o yoksa bana teklifte mi bulunuyorsun? birlikte yatalım gibi." Dedi. Şaşkınca ona baktım ve deliymişim gibi kafamı iki yana salladım. Tam anlamıyla Uyuz. Ama tatlı uyuz. "Pardon! yanlışlıkla söyledim. Ayrıca sana teklifte falan bulunmuyorum. Sen kendin uydurup bana söylüyorsun. Yani deyim yerindeyse; kendi kendine gelin güvey oluyorsun!"  dedim ve tam odadan çıkacaktım ki, arkamdan "Yanımda uyuyabilirsin." dediğini duyduğumda büyük bir mutlulukla ona döndüm ve "Gerçekten mi?" Dedim hevesle. Başını hayır anlamında sallayınca, gözlerimi devirip kapıya döndüm ve kapıyı açıp, kendi odama girdim. Anlaşılan bu gece ikinci kabusumu görecektim. Yatağımın içine girip, yorganı başıma kadar çektim ve gözlerimi kapatıp uykuya dalmaya çalıştım. Bir süre sonra kapım açılınca, korkudan titremiştim. Hala kabusta mıydım? bilmiyorum. Yorganım çekilince çığlık atacaktım ki ağzımı büyük eller tuttu ve ben çığlık atamadım. Ağzımı tutan kişiye baktığımda rahatladım. Sarp idi gelen kişi.  Elini ağzımdan çekince kaşlarımı çatarak ona baktım. "Niye izinsiz geliyorsun odama?" dedim iğneleyici ses tonumla. Tek kaşını kaldırıp, alayla sırıtarak "Burada kabus gören küçük bir kız olduğunu söylediler. Bende onun kabus görmemesi için onunla uyuyacaktım." dediğinde şaşkınca ona baktım. "Hm o küçük kız neredeymiş peki? ben göremiyorum da o küçük kızı." Dedim yana kayıp yorganı onun uzanması için açarken. Yatağımın içine girip, "Yatağın içinde kızıl saçlı küçük bir kıza sarılıyorum şuan." deyip kollarını belime sardı. Bende kafamı onun göğsüne koyup, kollarımı onun beline sardım. Çok uykum geldiğinden, "Hm," diyebildim sadece. Ve gözlerimi huzurlu bir şekilde kapayıp, uykuya dalacağım sırada, kafamın üstünde bir baskı hissettim. Sarp kafamı öpmüştü. O sırada uykuya daldım. Huzurlu ve kabussuz bir uyku.

Sevimli ve TehlikeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin