Ağabeyimin bu dediğiyle resmen şoka uğramıştım. Ne demişti o? 'Sana bağlanıyorum,' ben yanlış falan duymadım değil mi? Ay şimdi ağabeyim Derine bağlandığını mı söylemişti? Hemen kendime gelip, Derinin kalp krizi geçirip geçirmediğini anlamak için, bakışlarımı ona çevirdim. Derin birşey anlamamış gibi ağabeyime dik dik bakıyordu. "Ne?" dediğinde, ağabeyim gülerek Derine "Sana bağlanıyorum," dedi tekrar. Derin ise ağabeyimin bu söylediğini yeni idrak edebilmişti. Derin tam ağzını açıp konuşacaktı ki, ağabeyim ellerini, Derinin omzuna koyup, konuşmaya başladı. "Bak Derin, ben başkasına karşı hissettiğim duyguları saklayamam. Yani seni gerçekten seviyorsam, sana sevdiğimi söylerim. Tıpkı sana karşı hissettiklerimi söyleyeceğim gibi... Sen bu eve ilk geldiğinde, gerçekten güvenmemiştim sana. Yani seni dolandırıcı sanmıştım. Ama sonraki zamanlarda tartışmalarımız, kavgalarımız bana hep sevimli gelmişti. O zamanlar, senden hoşlanmıyordum ama seni başka erkeklerin yanında görünce deliye dönüyordum. Tıpkı bugün olduğu gibi... Ben ne zaman toplantıya girsem aklımda Asrın ve Sena olurdu ama şimdi hep sen aklıma geliyorsun ve bu durum benim sinirimi çok bozuyor. Daha sonra kendime biraz zaman ayırdım düşünmek için. Sonra anladım ki senden hoşlanıyorum. Yalan yok!" Ağabeyim söyleyeceklerine devam edeceği sırada, Derin eliyle ağabeyimin dudağını kapattı ve gülümseyerek, "Bende senden hoşlanıyorum, yalan yok!" dedi. Bu sefer şoka giren ağabeyim oldu. Ben ise o sırada onları izliyordum ve mutuluk dansları düşünüyordum. Ağabeyim hemen kendini toparlayıp, gülümsedi ve Derine bir adım daha yaklaştı ve alnından öptü. "Çok kıskancım ama," dedi. "Olsun ben seni kıskançlıklarınla birlikte sevdim." dedi gülümseyerek. Ağabeyim, yanağına küçük bir buse kondurduğunda, yalandan öksürdüm. İkisi de beni unutmuş gibiydiler. "Kıskandım!" dedim kollarımı göğsümde birleştirirken. İkiside kahkaha atıp hızlıca yanıma geldiler ve sarıldılar bana. Kocaman gülümseyip, konuşmaya başladım. "Ay siz şimdi, sevgili misiniz?" dedim. "Evet," dediler ikiside aynı anda. "Ay çok mutlu oldum ya," diye yerimde zıpladığım an kafam ağabeyimin çenesine çarptı. Acıyla inleyip benden hemen ayrıldığında, Derinde benden ayrılmıştı. "Taş kafa," dedi ve Derini kendine doğru çekti. Kaşlarımı çatıp, ona dil çıkardım ve konuyu değiştirmek amacıyla konuşmaya başladım. "Ağabey çok odunsun! Kızla birlikte sevgililiğinizin ilk gününü kutlasanıza," dedim ellerimi belime koyarken. Ağabeyim, bana 'Nereye götüreyim?' bakışlarından atınca, gözlerimi devirip "Bizim yerimize götürsene, hem o da bizden ya öğrenmiş olsun!" dedim gülümseyerek. O da anladım der gibi başını sallayıp, Derinin ellerini tuttu ve odadan çıktılar. Dış kapının kapanma sesi geldiğinde, rahatlamışçasına derin bir nefes alıp, bağırarak yerimde zıpladım. Çok mutlu olmuştum. Yerimde durup, bu mutluluğumun kutlamasını kitap okuyar geçireceğim için koşar adımlarla odama gittim. Odama girip, kitaplığımın yanına gittim ve büyük bir özlemle elimi kitapların üzerine gezdirdim. Kitaplar; çok önemli, kutsal birşeylerdi benim için. Hayal kurmak isteyenler için çok güzel bir yöntemdi bence kitap okumak. Gözlerimi uzun süredir hiç okumadığım ama ağabeyimin şiddetle tavsiye ettiği kitaba çevirdim ve özenle onu okunmamış kitapların arasından aldım. Okuyacağım kitap; Jean-Christophe GRANGE'nin 'Koloni' kitabıydı. Hemen arkasını çevirip, arkasındaki yazıyı okumaya başladım.
"Onlar çocuktular...
En mükemmel elmasların saflığındaydılar...
Ne en ufak bir lekeleri,
Ne de en ufak bir kusurları vardı...
Ve ne de en ufak bir günahları...
Ama onların saflığı kötülüğün saflığıydı..." kitap, gerilim ve macera içerikli bir kitaptı ve güzelede benziyordu. Ki hangi kitap güzel değildi ki? Aslında bende hemcinslerim gibi aşk, mizahi yönü ağır basan kitaplar okumayı tercih ediyordum da küçükken ağabeyim bana hep gerilim kitaplarını zorla okutturduğu için bu kitapları daha çok sever olmuştum. Ne biçim ağabey be! Neyse... Gülümseyerek arkamı döndüm ve yatağıma hopladım. Kitabımı açtım ve o sırada zil çaldı. Sinirle kitabın kapağını kapattım ve yatağımdan indim. Koşar adımlarla kapının önüne gelirken, bu saatte kimin gelmiş olacağını düşünüyordum. Sena olmazdı çünkü bana en son Kıvanç mesaj atmıştı ve Senanın resmini göndermişti. Senanın kafası yumurta sarısına bulanmışti ve ben o fotoğrafı gördükten sonra hem şoka girmiştim hem de kahkahalara boğulmuştum. Bu yüzden kapının arkasındakinin Sena olma ihtimali bile yoktu. Ağabeyim ve Derinde olamazdı çünkü daha yeni evden çıkmışlardı. Geriye kimse kalmıyordu ve ben açıkçası korkmaya başlamıştım. Evde tek başıma ve kapının arkasında hiç tanımadığın bir varlık. Ne olur ne olmaz diye hemen arkamı dönüp, Senanın odasına koşar adımlarla gittim. Senanın odasının önüne geldiğimde, tekrar zil çalmıştı. Korkudan yerimde sıçradım ve elimi kalbime götürdüm. Hemen kendime gelip, Senanın odasına dalış yaptığımda resmen şok geçirmiştim. Kafamı iki yana salladım ve bilgisayar masasının çekmecesinden biber gazı aldım. İşin garibi ise; Senanın bilgisayar masasında, bilgisayar olmamasıydı. İşte fakirliğin gözü kör olsun. Kafamı iki yana sallayıp bu saçma düşüncelerden arındım ve Senanın odasından çıkıp tekrar kapının önüne geldim. Bu arada kapının ardındaki varlık zile basıyordu ve parmağını o düğmeden çekmek bilmiyordu. Başına zilden dolayı ağrılar girmişti artık! "Kim o?" dedim sesimi yükselterek. Zil sesi gitmişti ama kapının arkasındaki ses çıkarmamıştı. Besmele çekip, biber gazının kapağını açtım ve baş parmağımı o başlığa yerleştirdim. Ee herşeye hazırlıklı olmak lazımdı değil mi? Kapıyı hemen açıp, karşımdakinin suratına bakmadan elimdeki biber gazını sıktim ve bağırarak konuşmaya başladım. "Seni pislik adi ırz düşmanı!" dedim ve sustum. O sırada kulaklarımı bir kız çığlığı doldurduğunda, gözlerimi kocaman açıp hiç bakmadığım ırz düşmanı sandığım şahısa baktım.
"Bur-Burçak!"ARKADAŞLAR KUSURA BAKMAYIN, YENİ BÖLÜMÜ PAZAR GÜNÜ YAYINLAYACAKTIM AMA AİLEMİN ANİ BUR KARAR VERMESİYLE YAZAMADIM DAHA DOĞRUSU BULUNDUĞUM ORTAMDA İNTERNET OLMADIĞINDAN DOLAYI YAYINLAYAMADIM.
UMARIM BEĞENİRSİNİZ. MUTLU OKUMALAR. KENDİBİZE İYİ BAKIN..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimli ve Tehlikeli
Romance"Tüm yaptığımız sakladığımız duygular hakkında düşünmek, tüm yaptığımız sessizlikte oturup bir işaret için beklemek." - Halsey