4

381 27 0
                                        


Multi= Kıvanç

******


Karşımda çok yakışıklı bir adam, "Sen, benim başımı yakmak için mi doğdun lan?"diye sinirli bir ifadeyle konuştu. Sonra gözü bana takılınca, susmak zorunda kaldı, sanırım Arasın yakın bir arkadaşıydı, "Ne oldu Kıvanç?" dedi Aras. "Pardon Hanımefendi. İsterseniz kulaklarınızı kapatabilirsiniz." Dediğinde adam, anlamayan gözlerle ona baktım. "Yolda giderken, köpekler fazlalığını  yer de çocuğun olmaz inşallah!" dediğinde adam,  gözlerimi, deyim yerindeyse fal taşı gibi açmış, Arasa bakıyordum, ne tepki verecek diye. "Oğlum ne olmuş, sırf kıza 'Kıvanç gay' dedim diye."

"Aras dua et ki misafirin var, yoksa ben ..." 

Yok artık! bunlar nasıl arkadaşlar yahu? "Şey, Aras Bey, ben isterseniz başka bir gün geleyim, iş mevzusu için"

"Yarın, işe başla." dediğinde, şaşırmıştım doğrusu. Nasıl patron bu ya? benim bildiğim patronlar ; çizimleri falan kontrol etmeden işe almazlar. Ama sanki Aras beni başından savmak için söylüyor gibi geldi. 

"Ama Aras Bey çizimlerimi falan kontrol etmeyecek misiniz? belki, çizimlerimi beğenmezsiniz"

"Sen bu işe gelmek istemiyor musun?"

"İstiyorum."

"Ee o zaman sorun yok, yarın işe başlayabilirsin."

"Oo o zomon soron yok, yoron oşo boşloyobolorson." Dedi Arasın arkadaşı, gülmemek için dirensem de,  ağzımdan ufak bir kıkırtı çıktı. Aras bana sinirle baktığında, kendime gelip ciddi ifademi takındım.

"Bu arada güzel bayan, ben Arasın çocukluktan beri arkadaşı olan Kıvanç, sen?" dediğinde, elimi uzatıp, "Bende Asrın, Aras Beyin, yeni çalışanıyım." dedim gülerek, çok iyi birine benziyordu. Kafa dengi gibi bir şeydi yani. 

"Memnun oldum."

"Bende, Kıvanç Bey."

"Kıvanç  diyebilirsin sadece."

"Peki." 

Gözlerim yeni patronuma kaydığında, bizi, dirsekleri masaya dayanmış, yüzünü de avuçlarının içine koymuş izliyordu. "Artık ben kalkayım o zaman, yarın işe başlayacağım sonuçta."

"Tamam. Yarın saat 8.00'da iş başlayacak. Haberin olsun. İyi günler." Dediğinde Aras, kafamı sallayıp ayağa kalktım ve çantamı alıp, kapıya doğru yürümeye başladım ki, Arasın sözleri, beni olduğum yere sabitledi. "Aa bu arada Asrın Hanım, yarın daha düzenli giyinin, bu şirkette pantolon ve gömlek giyilmez. Yani gömlek giyilir de pantolon yerine siyah eteklerden var, onlardan giyinmelisiniz! iyi günler" dediği an, arkamı dönüp o güzel ağzını yırtmamak için kendimi zor tuttum. Sırtım hala onlardan tarafa dönükken "Peki." deyip kapıya doğru yürüdüm ve odasından çıktım, yeni patronumun!.

Sinirle şirketten -holdingden-  çıkıp arabama bindim. Bir süre arabayı sürdükten sonra, benzinin bitmek üzere olduğu sinyal sesi çıktığında, sinirle gözlerimi devirdim. "Şans, bir kere sadece bir kere benim yanımda ol yahu!" dediğim an, arabam durdu ve böylece benzinim de bitmiş oldu. Ne kadar da şanslı bir kızım! arabadan inip, etrafıma baktım. Yakınlarda bir yerde benzinci var mı diye birazcık da yürümeye karar verdim ki, arabamda unuttuğum çantamı ve anahtarımı alıp kapıyı kilitledim ve bilmediğim bir yolda ilerlemeye başladım. Çantamdan telefonumu çıkartıp, ağabeyimi aradım ama cevap vermedi. Senayı aradım 3. çalışta açtı.

"Ne oldu Asrın? işe gidebilecek misin?" diyerek açtı nefes nefese, "Sena, yolda kaldım! benzinim bitmiş!"

"Asrın, ben ne yapabilirim ki? gelip alayım diyeceğim de arabam yok ki." 

Sevimli ve TehlikeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin