Burçak kapının önünde acıyla bir o yana bir bu yana dönüp dolaşıyordu ve ellerini gözlerine doğru sallıyordu. "Asrın abla, gözüm acıyor. Sen neredesin?" diye bağırdığında, kendime geldim ve hemen koluna girip içeriye soktum. "Burçak, çok özür dilerim. Gerçekten seni şey sanmıştım. Şey hırsız." dedim utançla onu oturma odasına götürürken. "Asrın abla, sen onu bunu boşver de benim bu gözümün acısı nasıl geçecek? Ya çok acıyor," dedi gözlerini ovarken. Yerimde durup düşünmeye başladım. Gözünü yıkasa geçerdi herhalde. Burçak'a bakıp, kolundan çekiştirerek banyoya soktum ve lavabonun musluğunu açıp avucuma su doldurdum ve Burçak'ın gözüne değdirdim. Burçak sinirle elimi ittirip, kapalı olan gözleriyle musluğun başını tuttu ve sağa doğru çevirdi. Ben ne yapacak diye düşünürken o, ani bir hareketle başını musluğun altına koydu ve gözlerini araladı. Akıllı kız! Kafamı iki yana salladığım an aklıma evin kapısını o telaşla kapatmadığım geldi. Burçak'a baktığımda başını musluktan çekmiş, aynadan acayip şekilde kızarmış gözlerine hüzünle bakıyordu. Üzüntüyle dudaklarımı büzüp, "Ya Burçak, ben gerçekten çok özür dilerim." dedim. Bana bakıp, gülümsedi ve "Sorun değil, Asrın abla. Biraz acıyor o kadar ya," dedi ve ellerini koluma koydu. Kafamı sallayıp banyodan çıkmak için hazırlandım. "Burçak ben kapıyı kapatmayı unutmuşum. Sen içeri geç ben kapıyı kapatayım. Oturma odası; sağdan ikinci oda," dedim ve suratına bakmadan banyodan çıktım. Hemen evin kapısının önüne geldim ve tam kapıyı kapatmak için ayağımı kullanacaktım ki, karşıdaki tanıdık arabayı görmemle kaşlarımı havaya kaldırdım. Bu araba, Aras'ın arabasıydı. Yüzümdeki o şaşkın ifademi silip yerine umursamaz ifademi takınıp, ayağıma terliklerimi geçirdim. Kalbimin hızlı atışına aldırmadan, Aras'ın arabasının önüne geldim ve derin bir nefes alıp, sürücünün oturduğu tarafın camına tıklattım. Cam bir müddet sonra açıldı ve görmek istediğim surat karşıma çıktı. Aras bana tek kaşını kaldırmış 'ne var?' dercesine bakıyordu. "Psikopat mısın?" dedim kaşlarımı çatarak. Aras bana anlamadığını belirten bir yüz ifadesiyle baktığında, gülmemek için kendimi zor tuttum. "Evimin önünde ne yapıyorsun? Yoksa... Evimi mi dikizliyorsun sen?" dedim sahte bir sinirli ifadeyle. Aras bana alayla baktı ve bakışındaki alayı ses tonuna da yansıtarak konuşmaya başladı. "Hı, ben deliyim ya milletin evini dikizliyorum. Kafayı mı yedin kızım sen? Senin evinin önünde ne gibi bir işim olabilir ki? Ben Burçak'ı bekliyorum. Neymiş efendim 'Ben Asrın ablayı çok özledim. Onun yanına gidelim.' Allah'ım ya!" dedi yarı alayla yarı sinirle. Ben ise ilk defa bu kadar uzun konuşmasına mı şaşırayım, yoksa benimle sinirli bir ifadeyle konuştuğuna mı sinirleneyim bilemedim. Kafamı iki yana sallayıp, "Ay seninle de doğru düzgün konuşulmuyor ha. Ne halin varsa gör be, sinirli insan!" dedim ve arkamı dönüp eve doğru ilerlemeye başladım. Aras'ın sesini duyduğum an yerimde durdum. "Burçak'ı çağır, gelsin." dedi sert ses tonuyla. Arkamı dönüp onun arabadan inişini izledim bir süre. Bana beklentiyle baktığında dudaklarımı dişlerimin arasına alıp kemirdim. "Şey, Burçak sanırım gelemeyecek." dedim utançla. Aras yine bir şey anlamadığını belirten o surat ifadesiyle bana baktığında, gözlerimi kaçırdım. "Sanırım Burçak birazcık biber gazına maruz kalmış olabilir." dedim ve suratına utançla baktım. "Nasıl?" dedi. Gözlerimi tekrar kaçırarak "İstersen içeri geç, sana açıklama yapana kadar sabah olur." dedim ve arkamı dönerek koşar adımlarla eve girdim. Aras'ta arkamdan geldi ve kapıyı kapatıp benimle birlikte oturma odasına girdi. Burçak, koltukta oturmuş, gözlerine elleriyle hava veriyordu. Aras'a baktığımda şaşkınlıkla Burçak'a baktığını gördüm. "Asrın abla geldin mi?" diye bir soru yönelttiğinde hemen yanına oturup gözlerine üfledim. "Evet geldim Burçak. Ya ben özür dilerim gerçekten. Gözün şimdi nasıl, acıyor mu?" dedim üzüntüyle. Burçak ellerini gözlerinden çekip yarım açılmış, kızarık gözlerle bana bakıp gülümsedi ve "Biraz acıyor, o kadar. Geçer birazdan." dedi. "Biriniz bana burada ne olduğunu anlatacak mı?" diye varlığını hatırlattı Aras. "Asrın abla anlatsın, çünkü bana da bir açıklama yapmadı!" dedi Burçak. Kafamı salladım ve konuşmak için ağzımı açtım. "Şey, ben evde yalnızdım işte. Sonra zil falan çaldı bende hırsız ya da ırz düşmanı geldi diye düşünüp korktum ve biber gazını alıp, kapıyı açtım ve ani bir hareketle Burçak'a sıktım. Aslında amacım ilk önce kim geldi diye bakmaktı ama, bir an gaza geldim ve olanlar oldu." dedim başımı eğerek. Aras bir 'hah' sesinden sonra konuşmaya başladı. "Burçak bu kızın beyni nerede acaba? Kıçına kuyruk diye mi taktın? Allah aşkına nerede görülmüş bir hırsızın yada ırz düşmanının bir eve zile basarak girmesi?" dedi sinirle. Küfür etmesine mi kızsam, beni aşağılamasına mı bilemedim. Nedensizce bana böyle söylediği için kalbimde bir sızı hissettim ama hemen kendimi toparladım. "Ne bileyim bir an öyle düşündüm sadece. Hem niye bu kadar sinirlisin sen? Menopoza mı giriyorsun? Hıh adama bak ya!" diye trip attım hemen. Burçak kahkaha attığında bakışlarımızı ona çevirdik. "Ay düşünsenize bir hırsız zile basıp 'evinizi soymaya geldim, kusura bakmayın' diyormuş. Ne gülerim ha!" dedi pişkin pişkin. Ağzımdan istemsizce bir kıkırtı çıktı. Gerçekten düşündüm de ne komik olurdu ha. Gözlerimi Aras'a çevirdiğimde, bize kaşları çatık şekilde baktı ve arkasındaki ikili koltuğa oturdu. Gözlerimi tekrar Burçak'a çevirdiğim an kapının zili çaldı. Hemen oturduğum yerden kalktım ve kapının önüne gittim. Aras'ta arkamdan gelmişti. Nedense Aras burada olduğu için kendimi güvende hissetmiştim. Zil tekrar çaldığında hemen kapıyı açtım.
Karşımıza bir o yana bir bu yana sallanan yabancı bir adam belirdiğinde, kaşlarımı çattım. "Derin!" diye bağırdı adam sarhoş sesiyle. Şaşkınlıkla karşımdaki genç ama sarhoş adama baktım. Derin'i nereden tanıyirdu ki bu adam? Aras kolumdan tutup beni arkasına çelti ve adama "Siz kimsiniz?" dedi sert ve korkutucu bir ses tonuyla. "Derin, neredesin Derin? Bak senin yüzünden ne hale geldim. Eserini görüyorsun değil mi?" dedi adam bas bas bağırarak. "Beyefendi siz kimsiniz? Derin'i nereden tanıyorsunuz? Derin size ne yaptı? Ne diyorsunuz siz Allah aşkına?" dedim merakla. Adamsonunda yerinde durup bana baktı ve hıçkırdı. "Derin benimle evlenecekti!" diye tekrar bağırdığında, şaşkınlıkla ağzım açık kaldı. Demek zorla evlendirileceği adam buydu. "Ama Derin sizi istemiyordu," dediğim an adam sinirle bana doğru gelmeye başladığında Aras tam önüme geçti. "Bilader hadi git. Başımıza bela çıkarma gece gece," dedi. Adam durup Aras'a baktı ve kahkaha atmaya başladı. Ben hemen Aras'ın arkasından yanına doğru kaydım. Bir dakika ya bu adam bizim evi nereden biliyordu ki? "Sen burayı nereden biliyorsun?" dedim panikle. Eğer o biliyorsa, Derin'in aileside biliyordur. İşte şimdi yandık! Adam birşey diyemeden, Aras adamı geriye doğru ittirdi ve ona kafa attı. Ben şaşkınlıkla onlara bakarken Aras adamın belinden birşey çıkarttı ve rastgele bir yere doğru fırlattı. Sanırım silahtı. Ama benim anlamadığım; adam zararsızdı ve Aras onu dövdü. "Sakın, sakın bir daha böyle birşey aklından geçirme! Sen bu evdekilere zarar bile veremeyeceksin!" dedi korlutucu bir sakinlikle. Hemen Aras'ın yanına gidip, kolunu tuttum ve kızgın bir surat ifadesiyle ona baktım. "Ne yaptığını sanıyorsun? Adamın bize zararı dokunmadan nasıl döversin?" dedim sinirle. O da bana sinirle bakıp, "Sen fark etmeden silahı belinden çıkarıyordu!" dedi ve yerdeki adama bir kere daha tekme savurdu. Benide kolumdan tutup eve doğru çekiştirdi ve kapıyı ardımızdan kapattı. Ha o yüzden silahı fırlatmıştı. İyi de ne ara adam belinden silahı çıkartıcaktı ki? Vallahi ben hiçbir şey anlamadım. "Sağ ol," dedim peşinden giderken. Kafasını bana çevirip kibirli bir bakış atıp tekrar önüne döndü. Gözlerimi devirip hemen onun önüne geçtim ve oturma odasına girdim. Burçak'ın yanına oturdum ve ona beklentiyle baktım. "Sen neden bu saatte geldin?" dedim sinirli ses tonumla. Aras'a sinirlenmiştim sinirimi Burçak'tan çıkarıyordum!
Burçak bana kaşlarını çatarak baktı ve "Seninle birşey hakkında konuşmak için gelmiştim," dedi o da sinirle. 'Birşey' dediğinde direk aklıma bu kızın sevdiği çocuk geldi. Dudaklarımı birbirine bastırıp şirin gülümsedim. "Hı anladım. O zaman sen bugün burada kalsana," dediğimde, yüzü anında yumuşadı ve "Ama annem izin vermez ki!" dedi surat asarak. Burçak'a göz kırptım ve cebimden telefonumu çıkardım. "Sen versene annenin numarasını," dedim. Burçak telefonumu elimden alıp numarasını yazdı ve telefonu bana verdi. Telefonu hemen elinden alıp, kulağıma götürdüm. O sırada gözüm Aras'a kaydığına, koltuğuna yayılmış telefonuyla ilgileniyordu. 'Oh şu rahatlığa bak!' içimdeki sese onay verdim. Telefon açıldığında kafamı iki yana sallayıp, düşüncelerimden sıyrıldım. "Şey, Ayça Hanım ben Asrın. Nasılsınız?" dedim heyecanlanarak. Neden heyecanlanmıştım onuda bilmiyordum ya neyse... "Aaa Asrın, iyiyim kızım sen nasılsın da benim numaramı nereden buldun?" dedi sevecen bir ses tonuyla. "Bende iyiyim sağ olun. Şey ben numaranızı Burçak'tan aldım. Şey Burçak burada kalabilir mi?" dedim çekingen bir tavırla. Ayça Hanım bir müddet sessiz kaldı ve sonra "Peki kalsın. Ama dikkat edin kendinize," dedi. "Çok sağ olun, görüşürüz." dedim ve telefonu kulağımdan çektim ve masaya koydum. "İzin verdi." dedim ellerimi çırparken. Burçak,ta benim gibi ellerini çırptı ve gülümsedi. Aras'a baktığımda telefonunu elinde tutmuş ayaklanıyordu. "Tamam o zaman ben gideyim," dedi ve yukarı çıkmış kazağını düzeltti. Kafamı tamam anlamında salladım ve o önden ben arkadan oturma odasından çıktık. Koridorda ilerlediğimizde ikimzde konuşmuyorduk ve bu Aras çok hızlı yürüyordu. Aras bana doğru döndüğünde bende hızımı alamayıp ona çarptım. Aras dengesini kaybedip yere düştü ve benimde elimi tuttuğu gibi bende onun üzerine düştüm.Merhaba arkadaşlar, yine ben :) sonunda internet bulabildim ve 15. Bölümü yayınladım. Umarım beğenirsiniz.
Ha bu arada bu hikayeyi okuyanlar yoruma benim hakkımdaki düşüncelerini yapabilirler mi?İyi ve kötü yorum yapabilirsiniz kırılmam.
Ve hikayelerde rahatsız olduğunuz bir yer varsa söyleyin hemen düzeltirim.
İyi günler.
Kendinize çok iyi bakın...
Diğer bölümde görüşmek üzereeeeeeee :D
![](https://img.wattpad.com/cover/52979363-288-k472781.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimli ve Tehlikeli
Romance"Tüm yaptığımız sakladığımız duygular hakkında düşünmek, tüm yaptığımız sessizlikte oturup bir işaret için beklemek." - Halsey