3. Bölüm

15.6K 767 94
                                    

Multi: Eren

Eren

"Sen hep böyleydin. Küçükkende hep kendini düşünürdün. Hep üzerdin sen bizi, her zaman bencildin. Kimin canı acır diye düşünmezdin. Senin canından başka kıymetlisi yok ya tabi. Allah kahretsin! Allah kahretsin Beril! Çağlar içerde ölebilir, beynin algılıyor mu bunu ?! Senin yüzünden, hepsi senin yüzünden!"

"Can sus artık."

Sinirli bakışlarını hızla bana çevirdi.

"Kes sesini Allah'ın belası. İçerde yatan seninde 10 senelik kardeşin. Nasıl bu kadar sakinsin."

Can'a sinirli bakışlarımı gönderirken Beril kolumun altında kıpırdadı. Ona sarılmıştım. Çok kötü gözüküyordu. Çağlar'ın kaza yaptığı haberini verdiğimden beri konuşmuyordu. Sessizce boş gözlerle bakıyordu. Can'ın ona bağırmasına rağmen ses çıkarmıyordu. Ve bu beni daha fazla kahrediyordu. Ağlamasını istiyordum, bunu birlikte paylaşalım istiyordum. Ama o yalnız yaşıyordu acısını.
Yavaşça ayağa kalktı ve ağlayamamaktan kızarmış gözleri Can'a çevrildi.

"Özür dilerim."

Can Beril'i izlerken kafasını iki yana sallayarak küçümser bir bakış attı.

"Sen, haketmiyorsun Beril. Sen Çağlar'ı haketmiyorsun. "

Gözlerini Beril'den ayırmadan işaret parmağıyla ameliyathanenin kapısını gösterdi.

"İçerde senin yüzünden yatan çocuk var ya Beril. Heh, işte o çocuk canını verecek kadar çok seviyordu seni. Siz Eren'le aşk oyunları oynarken o sizi gizlice izliyordu. Sana bunu hiçbir zaman söyleyemedi. Çünkü sen Eren'le çok mutluydun ve seni hiçbir zaman üzmek istemedi."

Duyduklarım karşısında bende şok olurken Beril'in tepkisini merak ediyordum. Ayağa kalkarak yanlarına gittim. Gözlerinden hızlıca yaşlar akıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. İçeride yatan benim kardeşim. Ona ihanet ettiğimi sanan kardeşim. Karşımda ağlayan kız, benim en sevdiğim. Beni suçlayan, bana ihanet edecek olan kız.

********

Beril

Bir boşlıktaydım sanki. Karanlık, büyük bir boşluk. Benim yüzümden. Hep benim oyunum yüzündendi. Hep bencildim ben. Can'ın dediği gibiydim. Elimin tersiyle gözlerimi silip Selin'in yanına gittim.

"Ben böyle olsu-"

"Sus Beril, senin konuşmaya hakkın yok."

Can, Selin, Ecem, Gamze, Kerem. Hepsi bana suçlayıcı gözlerle bakıyordu. Herkes yere oturmuş içerden bir haber gelmesini bekliyorlardı. Ağlamaya çalışıyordum. Eğer ağlarsam acımı onlarada yansıtırdım. Benim yüzümden olmuştu her şey. Ağlamaya bile hakkım yoktu. Ama işte, içerde yatan... Dayanamıyordum. Bağırmak istiyordum. İçim yanıyordu. Kalbim atmıyordu sanki.
Dizlerimin üzerine çöküp hepsiyle göz teması kurdum. Zorlada olsa konuşmak zorundaydım.

"Şimdi siz bana böyle bakıyorsunuz ya ?" Yutkundum. Bu kelimeleri söylemek canımı yakıyordu.
"Böyle suçlayıcı. Ama benim de canım acıyor. " kalbimin üzerine şiddetle vurdum.
"Bakın tam burası. Benimde kalbim var Can. Benimde gözyaşlarım var Selin. " Sesim isteksiz olarak yüksek çıkıyordu.
"İçeride yatan benim canım. Ama ben burada sakin oturmak zorundayım. Ağlamaya hakkım yok ki benim. Ben çünkü Allah'ın cezasıyım. Allah benim belamı versin. Duymak istediğiniz bu muydu? " sesim sona doğru fısıltıyla çıkmıştı. Tekrar eski yerime dönüp dizlerimi kendime doğru çektim. Çağlar, benim her şeyden önce can dostumdu. Onun ölmesi... Hayır, o yaşayacak, yaşamak zorunda. Beni böyle bırakmaya hakkı yok. Hele bide benim yüzümden içerde yatıyorsa...
Kendime çok kızıyorum. Çağlar'ın bana duyduğu duygular karşısında ben gidip Eren'le.
Nefret ediyorum kendimden. Allah benim belamı versin.

MERTUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin