31. Bölüm-Can

2.2K 101 17
                                    


Bilinmeyen sevgilime özür dilerim
Birinin gerçekten bana
Aşık olmaya başladığına
İnanamadığım için özür dilerim
Özür dilerim bilinmeyen sevgilim
Çok kör olabildiğim için özür dilerim
Seni ve sahip olduğumuz her şeyi
Arkada bırakmak istememiştim

Ve birisi seni sevecek
Birisi seni sevecek
Birisi seni sevecek
Ama o birisi ben değilim.

Halsey- sorry



Hava değişikliği nedeniyle aşka inancımın azaldığı günlerden birindeydim. Önceden dayak yediğim yerde kısacası Derin'den dayak yediğim yerde onun gelmesini bekliyordum. Son iki gündür yapacak bir şey bulamıyordum ve burada onu bekliyordum. Ama sorun şu ki buraya gelmemem için beni uyaran kız artık buraya uğramıyordu. Tuhaf bir kız olduğunu bende biliyordum. Ve beni ona çeken şeylerden biri de buydu. Birbirine kavuşturduğum kollarımı açıp tekrar etrafa baktım fakat sonuç aynıydı. Sonunda yola doğru çıkmıştım ki arkada ki ses durmama sebep olmuştu.

"Çabuk pes ettin?"

Arkamı dönüp sırıttım. Karşımda her zaman ki gibi siyah ceketiyle duran Derin'di.

"Sen şu ceketi hiç çıkarmaz mısın? Başka kıyafetin yoksa söyle benim t-shirt lerden getireyim."

Gülerek bana doğru gelmeye başladığında onu izledim. Saçları uzamış ve kahkül kestirmişti. Siyah ceketinin altındaki kot onu oldukça seksi gösteriyordu. Fakat biliyorsunuz ki ultra yakışıklı kişiliğim buna tav olmazdı. Ya da olur muydu? Tartışılır bir konu aslında.

"Buraya bir daha gelmemen gerektiğini söylemiştim."

Bunu sırıtarak söylediği için onunla rahat konuşabilirdim. Aksi takdirde karnıma bir tekme yemek istemiyordum. Aramızdaki mesafeyi kapatmış fakat bundan hiç rahatsız olmamış gibiydi. Ortama ayak uydurmak yararımaydı.

"Yasakları çiğnemek  gibi bir huyum var."

Kafasını yana çevirip güldü. Bir adım geri gidip eski ruhsuz yüz ifadesini suratına yerleştirdi.

"Neden geldin?"

"Beni özlemişsindir diye düşündüm."

Ben gülmesini beklerken yüz ifadesini hiç bozmadı. "Bu cesaretin birgün sonun olmasın dikkat et."

"Tavsiyeni dikkate alırım, belki... birgün."

Göz devirip arkasını döndü. Yürümeye başladığında onun peşinden gidip omzunu tuttum. İlk hatayı yaptığımı farkettiğimde sırtım duvarda bir elim sırtımdaydı. Ani bir hareketle beni duvara yapıştırmıştı. Normalde bundan tırsmam gerekirken -ki biliyorsunuz ben aslında asla dayak yemem- hoşuma gitmişti.

"Şu alıştırmalarını benim üzerimde yapmaktan vaz mı geçsen acaba?"

Gözleri gözlerime sert bir şekilde bakmaya devam ediyordu. Koluma oynattığında ağzımdan bir inleme döküldü. Kırılmasına az kaldığına emindim.

"Bırak peşimi dedikçe daha çok takılıyorsun. Senin derdin ne? Bir iki gün takıldık diye aşık mı oldun?"

Duyduklarıma gülerken kolumu ondan çekmeye çalıştım. Sonunda kolumu bıraktığında bileğimi ovaladım.

"Sen aşk nedir bilir miydin ya?"

Benim alayla söylediğim kelimeleri fazla üstüne alınmış olacak ki gözlerini kaçırdı.

"Sadece birden aklıma geldin ve seni görmek istedim. Aşık falan değilim."

Kafamı başka yöne çevirip ne diyeceğimi düşündüm. Onu bir yere davet etsem hayatta gelmezdi. Tek yaşam olanı olan bu çöplükten çıkacağını sanmıyordum. Aniden gözüme çarpan kolyeye baktı. Derin'e baktığımda o da ona bakıyordu ve benim baktığımı farketmişti. Hızla yere uzanıp kolyeyi yakaladığımda o da uzanmıştı fakat çabası boşa gitmişti. Elimde tuttuğum kolyeye dikkatlice baktığımda bir taş olduğunu farkettim. Onun kolyesi olduğu belliydi fakat onun takacağı gibi bir kolye değildi.

MERTUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin