18. Bölüm

5K 287 35
                                    

"Bak delirdik işte."

*****

'Beklemeye değmez yaşamaya devam et gelecek olan gelir zaten' demiş derin acılar çekmiş bir yazar. Beklemek mi daha zordur geri dönememek mi diye soruyorum kendime. Tam 5 ay. 5 aydır saklanıyordum kendi kabuğumda. Herkes beni İstanbul'da bilirken gizlice onları izliyordum. Uçağa bineceğim gün kendi kendime sordum. Kaçmak çözüm olacak mı ? Geri döndüğümde neler değişecek ? Yapamadım. Yırttım çöpe attım bileti. Kendime bir söz verdim, çıkmayacaktım karşılarına. Fakat onları adım adım takip ettim bu ana kadar. Birlikte fazla takılmıyordu artık. Yine ikiye ayrılmışlardı. Bazen Ecem'le kızları bir arada görüyordum fakat sık olmuyordu bu. Can ve Kerem'i saymıyorum. Onlar küçüklükten beri birbirleriyle uğraşmaktan asla vazgeçmezlerdi. Kerem kendini spora vermişti. Çağlar'ı göremiyordum. Sadece bir gün sigara içerken sahilde görmüştüm onu. O günden beri hiç gözükmemişti. Ve Eren. Onun karşısına çıkmıştım sahilde. O kadar çok özlemişim ki kokusunu ölesiye çekmiştim içime rüzgar sayesinde. Ona geri döneceğimi söylemiştim, gitme demedi. Eğer deseydi kalırdım. Her şey uğruna kalırdım.

Geri döndüm işte bugün. Yeni bir güne uyandım. Yeni bir hayat mı demeliyim? Yoksa kaldığım yerden devam mı etmeliyim?

"Gir."

Sınıf kapısını tıklatıp hocanın sesini duyduktan sonra derin nefes alarak kapıyı açtım. Tüm gözler üzerime çevrildiğinde fısıltılar olmaya başladı sınıfta. Onlara bakmamaya çalışarak hocaya kilitlendim.

"Derse girebilir miyim hocam?"

Hoca gözlüğünü çıkartıp masasının üstüne koydu.

"Gittiğini sanıyordum Beril?"

Yutkundum.

"Gitmiştim, geri döndüm."

"Peki, geçebilirsin."

Yüzümü sınıfa doğru çevirdiğimde kızların bana bakışlarını gördüm. Selin, donmuş gibi bakıyordu. Gözlerimi kaçırarak en arka sıraya oturdum. Çağlar, Can ve Eren'i sınıfta görmemiştim. Muhtemelen bugün okula gelmemişlerdir diye düşündüm ve dikkatimi -her ne kadar başka şeyler düşünsem de- hocaya vermeye çalıştım. Derslerden çok geri kalmıştım ve kaydımı diğer okula aldırmadığımdan devamsızlıklarım artmıştı. Fakat bunu raporlarla kapatmıştım. Başka çarem yoktu.

Hocayı dinlerken kapının çalış sesini duydum ve gözlerim oraya kaydı. Hocanın gir demesiyle kapı açıldı.

"Hocam geç kaldığım için özür dilerim hocam derse girebilir miyim hocam? Saygılar hocam."

Saçmalayışını bile özlemişim be. Hafifçe gülümsedim. Beni farkedince ne yapacaktı Allah bilir.

"Yine mi köpek kovaladı Can?"

Sınıf kahkahaya boğulmuştu.

"Köpek değil ayı kovaladı hocam. Pençeli falan."

"Keşke daha yaratıcı bir şeyler bulsaydın evladım. Geç sırana."

"Çok saolun hocam say- ohaa!"

Can'ın beni görmesiyle verdiği tepkiye ben bile şaşırırken o yerinde donup kalmıştı.

"Selin ben doğru mu görüyorum yoksa bu bizim kaçak mı ?"

Gözlerini oğuşturup tekrar bana baktı. Şaşkınca Can'ı izliyordum.

"Valla gerçek. Gardaşııımmmm."

Birden bana koşuşunu görüp sarıldığında sınıf çoktan kahkahayı patlatmıştı. Bende ona sarılıp güldüm. Hayatımdaki neşe kaynaklarımdan biriydi Can.

MERTUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin