4. Bölüm

16.1K 640 165
                                    


Multi: Yeni karakterler

"Benim onları ayırmam lazım!" diyerek hızlıca dışarı çıktım.

"Nerde lan o orospu?"

Sonuçta eski sevgilimi öpmüştü dimi!

"Al işte!" Eren'in içerden sesi geldiğinde onu takmayarak Ayça'yı arıyordum.

"Yenge burdalar."

Kerem'in sesini duyduğum gibi o tarafa yöneldim ve göz hizama Ayça girdi. Hızlı adımlarla bulundukları bölgeye gittiğimde Ecem'i Ayça'ın üzerinden çektim. Onu yakalarından tutup ayağa kaldırdım. Nefes nefese kalmış bir şekilde ayağa kalkınca gözlerime baktı.

"Çok sağol Beril. Sen gelmeseydin beni öldürü- ahh..."

"Lan sen kimsin de kimin sevgilisini öpüyon lan orospuu!?"
Yumruğu haketmişti.

"Lan biraz yavaş hareket edin çekemiyorum."

Arkadan Can'ın sesini duyduğumda videoya çektiğini anladım. Onu sonra halledecektim. Şuan görülmesi gereken bir hesap vardı. Üstüne çıktığım sürtük, sevgilimi öpmüştü ve onun yüzünden binlerce depresyon atlatmıştım.

"Lan sen ne tür bir kaşarsın. Sen Çağlar'ı nasıl aldatırsın. Hemde benim sevgilimle." dayanamayıp yüzüne bir tane daha geçirdim. Çoktan yemesi gerekiyordu bu yumruklarımı. Tırnaklarla uğraşmıyordum. Çünkü yeni kesmiştim. Acıtmazdı. Yeterince vurduğumu farkedip üzerinden kalktım. Son kez ona doğru eğildim ve sihirli sözcüklerimi söyledim.

"Eğer seni Eren'in-" Ecem'e baktım ve göz kırptım. "Ya da Çağlar'ın etrafında görürsem, aramızda olamayacaksın güzelim."

Ecem bana şaşkınca baktı ve gözlerini kısarak Ayça'ya baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ecem bana şaşkınca baktı ve gözlerini kısarak Ayça'ya baktı.

"Güzelim mi? Bu ebesinin çok kocası olan gerizekalı sürtük kaşar mala güzelim mi diyosun?"

Dediğini düşünmeye çalışırken konuşmam gerektiğini anladım ve tekrar sinirli bakışlarla Ayça'ya baktım. Yazık (!) yerde yatıyordu.

"Pis gerizekalı sürtük kaşar mal."

Ecem'le kolkola girip Çağlar'ın odasına gireceğimiz sırada hızımı alamayıp tekrar Ayça'ya döndüm.

"Şırfıntı."

********

"Seninle buraya gelmeyi özlemişim."

Derin bir nefes alarak denizin kokusunu içime çektim. İskelenin köşesindeki bankta oturmuş denizin sakin dalgalarını seyrediyorduk. Burası bizim yerimiz olmuştu. Eskiden hep buraya gelirdik. Eskiler çok güzeldi.
Dudağının kıvrıldığını görerek ona doğru döndüm. Kollarını banka yaslamıştı. Kusursuz dudaklarına bakarken onu ne kadar çok özlemiştim. Gözleri bana doğru döndüğünde hızla bakışlarımı kaldırıp gözlerine baktım. Kollarını banktan çekip eliyle yanağımı okşadı. Allah'ım ölüyordum galiba. Dokunuşları o kadar narindi ki.

MERTUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin