16. Bölüm

6.6K 317 54
                                    

Medya- Selin'in söylediği şarkı

Aslında hikaye şöyle
Herkes sevdiğinin kahramanı olmak ister
Herşey sevgiyle ilgili.
İnsan sevdiğini arar her zaman
Yollarda, sokaklarda, evlerde.
Heryerde.

........

Aşık olmak her yiğidin harcı değildir. Her yüreğin yapabileceği bir iş değildir. Aşık olmak bedenin dansı değildir. Her güzelin saçını savurmasıyla olmaz. Her erkeğin güzel sözüyle meydana çıkmaz. Her zaman karşına çıkmaz. Birçok şans tanımaz. Tanımı  yoktur, nedeni olmaz. Biçimsizdir, nefes almaz. Aşka inanmayan insan yoktur. İnanmıyorum deyip acı çeken insan vardır. Çünkü aşka inanmayanlar, ilk aşık olanlardır.

Öyle bir acıtır ki ruhunun titrediğini hissetmemen mümkün değil. Hayatının durma noktasıdır. İliklerine kadar acıyı hissetmek tabirinin ta kendisidir. Aşık olmak bir nevi işkencedir. İntihar yöntemlerinden biri olarak kabul edilir. Bir kaç milyon insan sırf bu yüzden hayatlarına son verir. Kendine zarar vermek kelimesinin ikinci anlamıdır.

Ve bunların hepsinin sebebi 3 harften oluşan aşk kelimesidir.

Bu 3 harfi
Hayatınız boyunca unutamayacaksınız.

Herkes acı çekecek.
Çünkü herkes
Bir gün aşık olacak.

Onu geçen olaylar sürecinde ilk görüşüydü. İlk kez sesini duyuşuydu. İlk kez isminin bu kadar çaresiz seslenilmesiydi. Lavabo çıkışı adımlarını izleyerek ilerlerken tanıdık bir sesin adını seslenmesiyle adımlarını durdurmuştu. Yardım istiyordu genç adamdan. Muhtemelen içmişti, muhtemelen genç adam yüzünden. Bu aralar her saniye yaptığı gibi kendine lanet ederken Ecem'in yere düştüğünü fark etti. Hızla arkasını dönüp yüzüne gördüğünde ruhunun her noktasının tekrar tekrar parçalandığını hissetti. Yüzündeki ifadeyi hiçbir zaman tarif edemezdi. Hiçbir zaman o acıyı telafi edemeyecekti. Kim bilir neler yaşamıştı içinde genç kız. Küçük bedenine ne fırtınalar sığdırmıştır. Kaç kasırgaya kurban gitmiştir ? Ecem'in gözlerindeki çaresiz bakışlardan ürperdiğini hissetti genç adam. Ecem yere diz çökmüş sessizce ona bakıyordu. Çaresiz gözlerini bir saniye bile ayırmıyordu Çağlar'dan. Titremesi ruhuna ulaşırken bir şeyler yapma kararı aldı. Ecem'i burada bu halde bırakamazdı. Yanına diz çöküp yüzünü ellerinin arasına aldı. Teni tenine değer değmez titredi Ecem. Soğuktu, üşümüştü. Aşktan.

"Donuyorsun Ecem, ne işin var burada?"

Ecem yüzüne düşürdüğü küçük tebessümü yolladı Çağlar'a. Kızması, bağırıp çağırması gerekiyordu oysaki diye düşündü genç adam.

"Sana o kadar çok kızgınım ki. Senden nefret ediyorum. Ama"

Ecem'in nefesleri sıklaşmaya başladığında elinin altındaki bedenin titrediğini hissetti.

"Ama seni hala seviyorum Çağlar."

Kızın gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Buna rağmen sessizdi. Ses çıkarmadan nasıl ağlayabiliyor diye düşündü genç adam. Aslında nedeni belliydi, acı çekiyordu.

İçine atmasını istemiyordu Çağlar. Bağırıp çağırmasını hatta onu pataklamasını istiyordu. Fakat genç kızın ne onu yapabilecek gücü kalmıştı, ne de bağıracak kadar sesi.

"Canımı çok yaktın Çağlar."

Fısıltıyla söylediği cümleler Çağlar'ın her defasında ölmesini sağlarken derin bir nefes aldı. Kafasını toplaması gerekiyordu, kafasını toplayıp her şeyi düzeltmesi.

MERTUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin