10. Bölüm

7.8K 392 56
                                    

Gamze

Küçüklüğümden beri pembeleri sevip, toz pembe hayaller kurdum. Dünyanın yalanlardan ibaret olmadığını, sevmeyi, sevilmeyi annem ve babam öğretmişti. Bir süre sonra babamın terkedişiyle büyük bir yalnızlık yaşadım. Hayatımda onun kadar kimseyi sevemezdim. O benim babam, ilk aşkımdı. O yüzden gittikten sonra büyük bir boşluğa düşsemde arkadaşlarım tutmuştu elimden. Beni karanlıktan çıkarıp tekrar pembe düşlere getirmişlerdi. Safmışım, Ecem hep böyle söylerdi bana. İçimde kötülük yokmuş. Dünyanın en iyi arkadaşıymışım. En iyi kalpli.
Peki ya şimdi ?
Neden kendimi bu kadar yalnız ve karanlık hissediyorum ? Oysaki herkes yanımda. Hayatım çok güzel giderken bir anda ne oldu böyle ?

Belki de bazı şeylerin farkına vardım. İyi olmanın bu dünyadaki en kötü şey olduğunu anladım. Sevmenin en lanet duygu olduğunu, sevilme adlı duyguyu asla hissedemeyeceğimi anladım. Siz sevilirsiniz, ben acı çekerim. Bu muydu dünyanın adaleti ?

Dönüm noktası vardır her insanın. Belki şuan o noktadayım belki çoktan geçmişimdir. Hayallerimi tek tek yakarken karanlığa ilk adımı çoktan atmışım meğer. Tek ayrıntı bunu fark edememem olmuş.

Çağlar ile Ecem'i dün birbirlerine yakın görünce rahatsız etmek istememiştim. Bu yüzden odama geçip uyumayı tercih etmiştim. Bundan dolayı erken yattığım için erken kalkmıştım. Saat 6 buçuktu ve yatağımdan kalkıp kısa bir duş aldım. Çıktıktan sonra giyinmek için dolabımı açtığımda kapamam bir oldu. Bugün okula sivil gidecektim. Fakat bundan sonra pembe renginde etekler, yeşil kazaklar görmek istemiyordum. İğrenir bakışlarımı dolabıma yollarken iç çamaşırlarımı giyindim. Evinizde kız kankanızın yaşaması her zaman büyük şanstır diyerek Ecem'in odasına doğru yürüdüm. Onu uyandırmak istemediğim için kapıyı çalmadım ve sessizce içeri girip dolabına ilerledim. Kapağı açtığımda gözüme takılan siyah pantolonu ve siyah kazağı elime aldım. Yavaş adımlarla odama ilerlerken gözüm siyah ruja ve göz kalemine takıldı. Ecem'e bakıp onlarıda aldığımda odadan çıktım. Kendi odama girdiğimde aynanın karşısında buldum kendimi. Cılızın tekiydim ve bakışlarımda acının ve korkaklığın kırıntıları vardı. Normal insanlar böyle olurlardı dimi ? Hızla kendimi toparlayıp donuk bir ifade yerleştirdim yüzüme. Böyle daha iyi hissediyordum kendimi. Ecem'in dolabından aldığım kıyafetleri vakit kaybetmeden giyerken gözüm siyah ruja ve göz kalemine takıldı. Hayatımda hiç siyah ruj sürmemiştim. Hep karanlığı yansıtır diye.

Üstümü giyinip tekrar aynanın karşısına geçtim. İlk saçımdan başlayıp düzleştirici ile saçlarımı düzleştirdim. Sonra elime siyah göz kalemini alıp göz altlarıma biraz taşırarak sürdüm. Böyle daha hoş gözükmüştü. Aynı işlemi diğer gözüme de yaptığımda elime siyah renginde olan ruju aldım. Hiç düşünmeden kapağını açıp sürerken taşırmamaya özen gösterdim. Son halime aynadan baktığımda umduğumdan daha iyi olmuştum. Önceki tarzımla alakam yoktu ve bu gotiklik daha çok yakışmıştı bana. Tek eksiğin bir hırka olduğunu farkederek Kerem'in odasına tıklamadan daldım. Biraz kapıyı sert açmış olmalıyım ki yerinden zıplayarak hayvanımsı bir ses çıkardı.

"Sakin ol benim."

Karşımda yatakta dikilmiş gözlerini ovalıyordu.

"Güzelim saat daha erken değil mi ? Niye bu saatte kalk-"

Ben onun dolabını karıştırıp siyah hırka ararken yarıda kesilen cümlesiyle ona baktım. Kafamı ne oldu diye salladığımda gözlerini hayretle açmış bana bakıyordu.

"Gamze, o sen misin?"

Gözlerimi devirip işime devam ederken Kerem yataktan kalkıp yanıma geldi.

MERTUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin