--------------"Kalbi camdandı, düşürüverdim onu."
Şimdi
Düzenimin bozulması, inşa ettiğim her şeyin yıkılması, uğruna çok büyük şeyleri geride bıraktığım amacımın beni artık o kadar da tatmin etmemeye başlaması uzun sürmedi.
Bunu anladığımda, pişman olmak için çok geçti artık çünkü dönüşü olmayan bir yola girmiştim.
Hayatımı beni mutlu edeceğini düşündüğüm saçmalıkların peşinden koşarak geçirmiştim ama asıl mutluluk hep yanımdaymış, bilmiyordum.
Bugün, Yoongi'yi yanında benden başka bir omegayla, benden çok uzağa bakan soğuk kahverengi gözleriyle beklenmedik bir anda gördüğümde anladım bunu.
Benim alfam değildi artık.
Zamanında bir şansım vardı, hatta birçok şansım vardı. Elimin tersiyle ittiğim tüm o şanslar şimdi beni öldürüyordu.
Hak eden taraftım.
Ne diyebilirdim ki?
-----
Seul'den Icheon'a giden o uzun kıvrımlı yolları aştıkça geçmiş tarafından yutuluyor gibi hissetmekten alamıyordum kendimi. Parmaklarım direksiyonu sıkıca kavramış, omuzlarım hiç olmadığı kadar gergin ve kurdum hiç olmadığı kadar huzursuzdu.
Midem kıvranırken düşünmeyi bırakmak için radyoyu açtım ama bir işe yaramadı. Tanrım. Icheon'a iş için bile olsa bir daha döneceğimi hiç düşünmemiştim. Beş yıl önce burasıyla, ailemle, alfamla, her şeyle ilişkimi bıçak gibi kesen bendim. Çok kötü ayrılmıştım herkesle ama şimdi yüzsüz gibi geri dönüyordum.
Lanet olası paraya ihtiyacım vardı çünkü. Son bir yılda zirveden dibe öyle hızlı inmiştim ki inanması zordu sanki üzerime bir büyü yapılmış, hiç gün yüzü görmeyeyim diye özel olarak uğraşılmıştı.