Jimin- Bir hafta sonraŞu bir haftada neler olmuştu neler. Gerçekten hayatımda olanlar beni bir roman kahramanıymışım gibi hissettirmeye başlamıştı, Jungkook da aynen böyle söylemiş beni aksiyonlu bir romanın kahramanı yapıvermişti.
Şaka bir yana acayip kötü olaylar yaşanmıştı ve şöyle ki ben tüm o acayip kötü olayların yalnızca yüzde ikisini falan hatırlıyordum. Her şeyin merkezindeki kişi olmama rağmen bir haltı hatırlamıyor olmak öyle utanç verici ve sinir bozucuydu ki anlatamazdım bile.
Jungkook, tüm o sıkıcı evrak işleri, şikayetçi olma ve hukuki işlerle uğraşan Yoongi'nin olmadığı zamanlarda beni bir an olsun yalnız bırakmamıştı. Hatta Yoongi geldiğinde dahi gitmeye gönlü el vermemişti.
Ve sanırım ben nedeninin farkındaydım.
Evet, bana büyü yapmışlardı. Bunu anlamak ve sindirmek günlerimi almıştı ve doğal olarak hepimiz korkuyorduk, ben sahiden de ölümün kıyısından dönmüştüm, üç gün boyunca ölü gibi uyumuştum çünkü yetersiz beslenmiş ve tavırlarımla bağımıza dehşet bir acı çektirip kendimi bile isteye güçsüz duruma düşürmüştüm. Yani...bile isteye derken, elbette o anların hiçbirinde kendimde değildim. İçime kötü bir ruh kaçmıştı sanki.
Bana yapılan bu şeytani şeyi hiç hak etmemiştim. Başımıza gelenleri hatırlasam belki de kendimi yiyip bitirmekten yine yataklara düşerdim hatta kesin olurdu bu ancak doktorlar bana tuhaf bir ilaç vermişlerdi. O küçük mavi haplardan günde iki kez alıyor ve her şey yolundaymış gibi hissediyor, korkmuyordum, ağlamıyor ya da pişmanlıktan ölmüyordum.
Yine de düşünüyordum tabii.
Yoongi'nin o gün kapısına gittiğimdeki kadar olmasa da bana biraz soğuk davrandığını düşünüyordum. Bu yüzden geceleri Jungkook'un yanında uyuduğumu düşünüyordum, bu yüzden kokusunu çok iyi alamadığımı düşünüyordum.
Tanrım. O kokuları tekrar alabilmek için ölmeyi göze alırken başıma tekrar bunun gelmesi kadar boktan hiçbir şey yoktu.
"Jungkook," dedim ismini ağzımda geveleyerek. Kuzenim kırmızı kanepeye, ayaklarımın ucuna oturmuş küçük mavi çoraplar örmekle meşguldü.
"Hm? Efendim balım?"
Oflayıp iç çektim. "Yoongi nerede?"
"Dedim ya, avukatıyla görüşmeye gitti."
Bir de bu vardı tabii. Olanları hatırlamakta zorlanırken hatırladıklarımı da unutmaya başlamıştım, dediklerine göre büyünün üzerimden kalkmasının etkisiydi ve zararsızdı. Birkaç güne tamamen eski halime dönebilirmişim. Umarım yani.
"Hm, unutmuşum, doğru."
Jungkook kıkırdadı ve tek eliyle bacağımı okşadı. "İstersen onu ara ve ne zaman geleceğini sor, ne dersin?"