"Hey, Jimin."
"Hm. Hayır, sola." Yoongi solumda dikilmiş bana seslenirken genç adamın tabloyu tam ortaladığından emin olmaya çalışıyordum. Onu görmezden de geldiğim söylenebilirdi. Cıkladım, "Hayır hayır, biraz sağa."
"Böyle mi?"
"Jimin?"
"Hayır, yine olmadı. Şey... birazcık sola kaydırabilmenizin mahsuru yoksa?" diye sordum mahcup mahcup, adam gülümseyerek dediğimi yerine getirmek için çabaladı, Rosie'nin ev hediyesi olarak verdiği manzara tablosu oldukça ağır bir çerçeveye sahip olduğundan zavallı adamın zorlandığını tahmin edebiliyordum.
"Jimin, bana bakacak mısın artık?" Yoongi sabrının taşmak olduğunu belli edercesine bir tonla konuştuğunda adama dönüp, "teşekkürler, işte şimdi oldu. Siz gidip diğer tabloları getirebilirsiniz," diyerek onu rahat bıraktığımda yeri bir türlü içime sinmeyen şifonyerin yanına adımladım.
Yoongi adamın evden çıkması bekledi sonra da ayakkabılarının ceviz rengi parkeyle döşenmiş yerde takırdatarak yanımda durdu. Ben kendi kendime mırıldanıyordum çünkü bana ne söyleyeceğini biliyor, bundan kaçınıyordum. Dışardan gelen yük indirme gürültüleri kısa süreliğine kesildiğinde Yoongi, "konuşalım mı?" diye sordu.
Sanki hayır dersem beni rahat bırakacağı vardı.
"Hm? Mesele nedir?" Şifonyerin yan tarafından iterek tam geniş pencerenin önünde durdurdum ama yine dudak büktüm. Bir türlü yer bulamıyordum şu şeye.
"Mesele sensin."
"Yine ne yaptım?"diye sordum umursamazlıkla.
"Hiçbir şey, sorun da bu."
"Anlamıyorum ne yazık ki,"diye geçiştirdim bu kez. "Bu sıralar çok yoğunum gördüğün gibi, sonra konuşalım olur mu?"
"Hayır. Neredeyse iki haftadır geçiştiriyorsun," diye diretti. Bu ses tonunu, bu yenilmez inadı tanıyordum. Dertlendim ve bir şeyle uğraşıyormuş gibi yapmayı bırakıp doğruldum. Alfa, belini duvara dayamış kollarını göğsünde kavuşturmuştu. O da en az benim kadar yorgun ve uykusuz görünüyor olsa da hala çok çekiciydi. Özellikle de kaslı üst vücudunu gösterecek ince bir tişört giyip üst düğmelerini açık bıraktığı zaman. Onu izlemeye devam ederken hayran hayran iç çektim.
Ev inşaatının bir an önce tamamlanması ve bir an önce yerleşmemiz için gece gündüz demeden çalışıyorduk, yapılanları denetliyor bir an boş durmuyorduk ancak Yoongi bunun yanında bir de amcalık görevi üstlenmişti sanki. Yani...şu küçük yavrulara karşı işte. Jungkook bile ikizlerle ilgilenmeye bu kadar meraklı değildir eminim ki.
"Yoo," dedim sonunda. "Geçiştirmiyorum ben hiçbir şeyi."
"Artık sonuna geldik, inşaat tamamlandı sayılır, geriye dekorasyondan başka bir şey kalmadı desek-"