Selam, bölümün bir kısmı smut içeriyor ona göre okuyunuz, 5k'yı geçkin, yazdığım en uzun bölüm oldu... canımı aldı resmen yazarken. Lütfen oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayın bu yüzden, iyi okumalar.
"Her zaman sevdiğini incitirsin, asla incitmek istemeyeceklerini. Her zaman en güzel şeyi yerle bir edersin. Her zaman tartmadan söylediğin bir kelimeyle, en narin kalpleri kırarsın.."Yoongi
Şimdilik rafa kaldırdığım bir yığın şey vardı. Özellikle de yıllar boyunca uğruna kafayı yediğim, gidişinden sonra bir daha asla dönmeyeceğini düşündüğüm ve tuhaf bir rastlantıyla ruh eşi olduğumuz Jimin'in dudaklarıma kapanmasından sonra hakikaten gerçek dünyayla ilişkimi kesmiştim.
Bedelini ödersem ben öderdim.
Bu koku...ah. Bu yoğun, keskin kızgınlık kokusunu duymayalı ne kadar zaman geçmişti? Ondan şimdi nasıl uzak durabilirdim ki? Kurdum kontrol edilecek sınırı çoktan aşmıştı.
Ben de tüm bu safsataları bir kenara bırakarak üzerimdeki ceketi çıkarıp yere attım ve Jimin'in hakimiyetindeki dağınık, sert öpüşmeyi derinleştirerek yanaklarımdaki ellerini tuttum. Şu anda gerçek olan tek şey bizdik.
Yüzüm alev alev yanıyor, bedenime ateş basıyordu, hissettiği ve istediği her şeyi görebiliyordum, somut birer ifadeydi her biri. Ondan yayılan sıcaklık bana geçiyor, vücudumu titretiyordu.
Kalbim. Ondan bahsetmeyecektim bile.
Ona dokunabilirdim. Ona dokunacaktım.
Her şey gerçeküstüydü ve her şey çıldırtıcı bir yavaşlıkta ilerliyordu. Zaman sağımızdan solumuzdan geçiyor ama bize dokunmuyordu sanki. Onun hakimiyetinden kurtulup biraz geri çekildim ve dolgun, dişlemek yüzünden kıpkırmızı olmuş alt dudağını iki dudağım arasına alıp sanki sert davranırsam ellerimin arasından kayıp gidecekmiş gibi nazikçe emmeye başladım. Titredi.
Ellerim çok geçmeden gözümü kör eden ona dokunma arzusuyla dolup taştı ve ben de ellerimi yüzünden çekerek incecik beline sardım. Sardım gerçekten. İtmedi beni. Kaçmadı da.
Aksine dokunuşlarım onu deli etmiş gibi ellerimin altında titreyerek bana biraz daha yaklaştı, göğüslerimiz çarpıştı. Parmakları ensemdeki saçları bulup çekiştirdiğinde başım hafifçe geri gitti ama bu öpüşmemize engel olmadı. Dudakları, dili, bedeni her zerresi öyle açtı ki şaşmaya bile vaktim yoktu. Ona yetişemiyordum.
Dilimle ağzını aralayıp dilimin ucunu damağına sürttüm. Bunu yapmamla dudaklarının arasından minik bir inleme döküldü ve dili dilimi buldu. Başımı biraz daha eğip onu iyice kendime çektiğimde öpüşme sert bir hal almaya başladı, istediği buydu baştan beri. Alt dudağımı dişlediğinde kurdumun hırladığını hissettim, az kalsın benim de dudaklarımdan ona benzer bir hırıltı dökülecekti ki kendimi tuttum.