Yoonminimiz ve gölleri 🥺
"Ve ben kızgınken sözlerim öldürmek için ateş ediyor. Bunun hakkında çok pişmanlığım var."Jimin
Sabah olduğunda Yoongi'nin çoktan evi terk ettiğini öğrenerek uyandım. Kokusu da onun peşinden gitmişti.
Sadece bir anlığına da olsa yaşadığım her şeyin uzun, karmaşık bir rüyadan ibaret olduğunu düşünerek titredim.
Ama hemen sonra gözüme komidinin üzerindeki sarı not kağıdı takıldı. Uzanarak yapışkanlı kağıdı çekip aldım ve bulanık gören gözlerimi kırpıştırarak düzgün el yazısını okumaya çalıştım.
Sabah çok erken çıkmak zorunda kaldım, çok güzel uyuyordun uyandırmaya kıyamadım, sakın olumsuz şeyler düşünme!!
Sakın.
Düşünmüyorsun değil mi??
Güzelce dinlen. Döndüğümde konuşuruz.
Panna cotta ^^
Notu okumayı bitirdiğimde yüzümde silemediğim bir gülücük oluştu ve aptal aptal sırıtmaya devam ederek yataktan kalktım. "Gülücük çizmiş," dedim üzerime hırkamı geçirirken. "Şapşal alfa."
Biraz hatta birazdan da öte meraklanmıştım ama o dönünce konuşuruz diyorsa dönmesini beklemekten başka çarem yoktu, muhtemelen işleri hakkında bir durum söz konusuydu. Yine de merakıma yenik düşüp telefonunu birkaç kez çaldırdım, meşgule attığındaysa oflayıp ona ulaşmaya çalışmaktan vazgeçtim. Sabır, sabır, sabır.
Sıcak bir duşun ardından zamanı öldürmek için hiç de yapmaya hevesli olmadığım şeyler yapmakla işe başladım.
Misal kahvaltı. Televizyonun karşısına geçip sessiz sessiz haşlanmış yumurtamı zorlanarak da olsa ağzıma iterken gerçekler birer birer gün yüzüne çıkıyor beni mutsuz ediyordu.
Gerçekten de gerçekti, ruh eşi büyüsü yani. Yoongi yanımdayken hiçbir şey o kadar da önemli ve can sıkıcı gelmiyordu ve her şeyin üzerine bir set çekmem çok daha kolaylaşıyordu ki ben normalde taktıkça takan ve işin içinden çıkamayan tiplerdendim. Ama bu tatlı mı tatlı alfa beni o boşluktan çıkarıyor bir gülüşüyle dünyanın en mutlu omegası yapıyordu.
Ama gerçekler yine de oradan göz kırpıyordu işte.
Çatalımı yeşil tabağa bırakıp sıkıntıyla ofladım. Midem birdenbire çalkalanmaya başlamıştı işte. Jungkook ile bu halde olmamız acı vericiydi. Gerçekten canımı yakıyordu. Biz onunla daha önce hiç böyle küsmemiştik. Hiç. Gittiğimde bile. Hep bir açık kapı bırakırdı bana.
Ama bu kez o kadar ağır konuşmuştu ki tüm kapıların yüzüme sertçe kapandığını düşünmeye başlamıştım. Onun yanı sıra haftalardır evinde konakladığım Hoseok vardı.