karanlık geleceğe merhaba

71 3 0
                                    

'Artık birseyler yesek mi?'

'Kesinlikle kurt gibi açım. Mecazen değil, Arya gerçekten.'diyen Michael bana göz kırptı.

'Michael ' Demir'in kaşları çatılmıştı.
Kendimi tutamayıp bir kahkaha attım,
'Hadi ya şimdi Alacakaranlıkta 'ki Jacop gibi soyunup kurt adama dönüşmede!! '

'Michael birşey demek için ağzını açtığında Demir onu kolunun altına alıp dışarı sürükledi .

Cansu üstüme doğru yürüyüp

'Hadi bakalım yer cücesi önce birseyler ye ki dinlediklerinden sonra kusmak istediğinde miden boş olmasın'
Yer cücesi ? Bunu daha sonra sorun ederim.

Aniden mideme kramp girdi .ne demek şimdi bu...

Kapının önünde Demir elimi tuttu.

'Ne oldu?'

'Cansu kusmak istiyecegimi söyledi.'

'Sadece seni korkutmak istemiş'

'Madem öyle neden bana burda neler
döndüğünü anlatmıyorsun ?'

'Önce birşeyler atıştıracaz. '

Sessizce elini tutup yürümeye başladım.
"- İnsan beyni beden öldükten 7 saniye sonra ölür. İşte bu yüzden hayatım şerit gibi gözümden geçti deriz .-"
Şuan da gözümün önünden geçenleri anlatmak bile istemiyorum .
Ne duyacaktım ne diyebilirdi ki Wampirsiniz şok?
Kurtsunuz şok?
Robotsunuz şok ?
Marvelin kahramanları gerçek onlardan birisiniz?

Aslında en iyi ihtimal bu olurdu özel güçlerimiz falan olsa harika olurdu.

'Arya yine ne düşünüyorsun' Demir
'Hiç hiç birşey ' o bana olanları anlamıyorsa bende ona aklımdan geçenleri anlatmak zorunda değilim .

'Geldik.'

Düşüncelerimden sıyrıldıgımda tekrar sesli bir kahkaha atmistim.
Hepsi dönüp bana baktı .

Gülerek' ya burasi Harry Potter'ın çekildiği yemekhane değil mi?'

Cansu gözlerini devirdi .

Michael gülüp 'ona söyle yoksa kafayı sıyıracak.'

Demir bana döndü bense etrafı inceliyordum. Çok büyük bir yer değildi. Masaların dizilişi, tavandan sarkan avizeler ,kocaman camlar, kahve rengi masalarla uyumlu kasvetli duvarlar birazdan Harry çıkıp," hoş geldin Arya "derse şaşırmazdım gerçi ben Harry'den çok kızıl kafacıydım .

Masaların arasından ilerledik.
Demir en sondaki masayı gösterip,

'Oturun biz Michael'le birseyler alıp gelelim.'diyip kapıdan gectiler.

Geri geldiklerinde ellerinde süt ve gevrek vardı. Michael'sa cips getiriyordu.
'Bu olmadan yediğim yemekten hiç birşey anlamıyorum.' güldüğünde siyah tenine inat beyaz dişleri onu çok etkiliyici gösteriyordu.
Demir önüme gevrek dolu tabağı itti.

Aslında çok aç değildim. Birseyler yemezsem bünyem beni yarıyolda bırakacaktı.

'İceriye gürültülü bir şekilde koşarak giren çocuğa döndük .
Siyah düz kesim saçları kaşlarının üstüne düşüyordu. Gözleri oldukça çekikti.Muhtemelen Asyalıydı.Kısa boyu, yuvarlak yüzü ,sevimli bir gamzesi vardı. En azından boy konusunda tek değildim.

Onu şimdiden çok sevmiştim .

'Hipatya sizi bekliyor .'
'Arya bu si won, bu da Arya dedi' Demir.
Si won yere kadar eğilip 'memnun oldum' dedi
'Bende '
'Dostum birşeyler yiyoruz ,biraz daha beklesin bu arada sen yedin mi?' Si won Michael ' e de dönüp,
'Evet. Beklemesini ona kendin söyle istersen .'

Michael'ın yüzü aşıldı.
Cansu güldü ,'tamam geliyoruz.'

Ayağa kalktık neyse ki tabaktakiler çoktan bitmişti.

Si wonun'u takip ettik burasi kaldığımız yerin üst katı olmalı. Dışarıyı göremesekte daha aydınlık bir yerdi. Pencereler büyük ve yukardaydı. Dışarıyı görmek için en az 5 metre boyunda olmak lazım.
Dar bir koridora girip karanlıkla selamlaştık.
Si won bir kapının önünde durdu. Büyükçe bir kapıydı. Kapıyı açtı ,içeri doğru ilerledik .
Stadyum kadar geniş biryerdi.
Taşlarla örülmüş öyle bırakılmıştı. Tavanı çok yüksek değildi. Duvarlarda meşale şeklinde 5 tane lamba vardı. Yüzey gri renkteydi.

Ayrı ayrı yanyana 13 tane demirlerle çevrili kafes ,duvarlarda kafeslere açılan kapılar vardı .
Kafeslerin arasından ilerledik .
Bir kafes dikkatimi çekti ,durdum.
Diğerleri yürümeye devam etti. Elimi tutan Demir hariç kimse durduğumu fark etmedi .
'Arya '

'Kan mi o? Kafesin zemininde yer yer kırmızı lekeler vardı. Hatta yerde üstü tüy gibi birşeyle kaplı deri parçası vardı. Demir'in elini bırakıp kafese yaklaştım . Havada nem kokusu hakimdi.Kan kokusunu nerde olsa ayırt ederdim. Çok iyi koku almazdım ama kan kokusunu her zaman alırdım. .Paslı demir gibi bir kokusu vardı .
Demir omuzlarımdan tuttu ,
'Haydi Hipatya bekliyor .'
Tekrar elimi tuttu. İlerlerken bakışlarım hala kafesteydi .
Michael'ın dediği gibi kurt falan mı olacaktık!!
Kafeslerin sonunda yuvarlak bir süngerin önünde durduk .

Süngerin etrafında üstünde değişik şekiller olan tahta yuvarlak oturaklar vardı .

Kafesler gibi oturaklarda 13 taneydi.
Karanlığın içinden gelen bir ses, 'oturun 'diye bağırdı.
Demir'le yanyana oturduk .
Cansu Demir'in diğer yanına oturdu.
Michael benim yanıma Si won' da onun yanına oturdu.
Yanımdan geçip süngerin ortasında arkası dönük durdu.

Sonra bize döndü .

Üstünde karanlıklar ülkesinden fırlamış görüntüsü veren siyah dar deri bir tulum vardı. Saçları tepesinde sıkıca topuz yapılmıştı .Kumral teni yeşil gözleri orta boyuyla bu kadın ....

Bu kadın Demir'in bakıcısı. Gözlerim o kadar açılmıştı ki şimdi kırpmak için kirpiklerimin baya mesafe kat etmesi gerekti.

Hızla Demir'e döndüm .
'Evet 'der gibi başını salladı .
'Nasıl yani'
'Arya uzun zaman oldu'

Bana doğru gelip sıkıca sarıldı. Etraf karardı.

Kayıp +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin