Ormana geldiğimizde Toprak hariç herkes ordaydı. Cansu'nun tabiki yüzü asıktı. Demir'in elini bırakıp yanına gittim.
'Hayırdır sinsi yüzün asılmış. '
'Sanane yer cücesi seni ne ilgilendirir .'
Cansu'yu sevmeye başladım demiştim ya bu aramız çok iyi demek değildi. Hala normal iki insan gibi konuşamıyorduk.
'Aslına bakarsan hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Sadece kendini sakatlama yeter. Biliyorsun senin başında saatlerce beklemem gereken bir minnet borcum var.'
Kahkaha attı, ' sırf senin için bugün kendimi bir aslan bulup parçalatacağım. Belki Toprak ' ta korkarda ilgilenir.'
Birşey demedim muhtemelen sesli düşünmüştü.
Sonra herkes dağıldı.
Demir genelde uzaklara gidiyordu. Peşinden gitsemde onu bir türlü yakalayamamıştım. Her seferinde kayboluyordu. Bilerek mi yapıyor anlamıyordum. Taki bugün ona görene kadar ....
Demir yine önden gitmişti. Bende öylece yürüyordum. Genellikle onlar beni buluyordu. Ben onları bulmak için çaba sarf etmiyordum. Şansıma ne çıkarsa onunda dövüşüyordum. En sevmediğim dövüş yılanlarla olandı. Sinsi ve hamleleri belli olmayan sakin görünümlü aşırı tehlikeli hayvanlar. Bana birini hatırlatıyorlar ama neyse.
Yürümeye devam ettim bayagi derinlere gelmiştim. Sanki ormanın başka bir yerine gidiyordum.
Birden karanlıkta ilerledigimi fark ettim. Gökyüzü tamamen kapanmıştı. Ağaçlar çok sık ve sarmaşıklıklarla doluydu.
Geri dönmek istedim ama yön duygumumu kaybettim. Heryer aynıydı nerden geldim ben. Ah ne tarafa gideceğim lanet olsun...
Yürümeye devam ettim. Yürüdükçe birseyler tanıdık gelmeye başladı. Devam ettim. Etrafa baktım. Bu koku, bu kokuda tanıdık Allah Allah neler oluyor burda. Yaklaşık 15 dakika ilerledim. Koku iyice burnumu yakmaya başladığında gözlerim kocaman açılmıştı. Burası burası rüyamda gördüğüm göl lanet olsun yine mi rüyadayım. Buraya geldigimden beri hiç rüya görmedigimi fark ettim. Şimdi yine mi bu rüya hadi ama.
Görünürde göl yada ev yoktu belkide sadece kokuyu benzettim hem rüyada olmadığıma eminim.
Derin bir nefes alıp yürümeye devam ettim.
Bir kaç adım sonra gölü gördüm. Gözlerimi kapatıp yana doğru döndüm. Ev burda olmasın ev burda olmasın yavaşça gözlerimi açtım.
Lanet olsun...
Ev tam karşımdaydı.
Birden kalp atışlarım hızlandı nefesim daraldı arkamı döndüm sağıma soluma hızla baktım o iğrenç yaratık bir yerden çıkacaktı. Hareket et lütfen hareket et . Neden ayaklarım beni dinlemiyor. Nerdeyim birden aklıma bağırmak geldi. Demir , Cansu hatta Andrey bile olsa razıyım.
Tam bağırmak için ağzımı açtığımda hışırtı duydum . İşte başlıyoruz. Bu sefer ondan kaçacaktım. Derin bir nefes alıp iğrenç , küflü harabe eve koştum. Kapıyı zorla olsada açtım. İçerisi karanlıktı. Kapıyı kapattım kapıdan sızan ışığın olduğu küçük delikten dışarıya bakmaya başladım. Kalbim öyle atıyordu ki o beni sırf bu sesten bulabilirdi. Kalbimin atışı kulaklarıma çıkmıştı. Kulaklarımda zonklama gibi kalbim atıyordu. Yutkunmuyordum bile bir süre sonra yutkununca boğazım acıdı. Görme konusunda kusursuz olan genlerime şükranlarımla , karanlık olsada bu küçük delikten dışarıyı net bir şekilde görüyordum.
Elimi kapıya dayadım. Kimse gelmiyordu. Ses duyduğuma emindim. Yoksa duymamış mıydım. Ah beynim bana iyice oyun oynar oldu. Ya da hayvan genleri bu şekilde çalışıyordu. Tam kapıdan uzaklaşacaktım ki kocaman bir şey hızla kapıya çarptı ve beni yere düşürdü.
![](https://img.wattpad.com/cover/63224889-288-k551843.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp +18
Misterio / Suspenso'Demir ' 'Efendim aşkım ' 'Daha önce söylemedim ama seni seviyorum 'dediğimde durdu. Kendi yazdıklarını hatırlamıştı tıpkı benim hatırladığım gibi gözünden bir damla yaş boynuma düştü. 'Seni asla bırakmak istememiştim. Çok acı çekmiş olmalısın 'de...