Bölüm 16 = Özel Bölüm (Berk)

15.8K 515 57
                                    

Arabamı garaja park ettim ve arabadan indiğim gibi oldukça yüksek çalan müziğe eşlik eden Azra'nın sesiyle karşılaştım. Demek çoktan uyanmıştı. Spor çantamı omzuma taktım ve garaj kapısını kapanana adar izledim. Hiç bir şeyimi riske atmayı sevmezdim.

Garajın direkt mutfağa açılan kapısını hafifçe araladım. Azra mutfak tezgahının önünde şarkıya hem eşlik ediyor hemde kıçını sallıyordu. Benim olduğum noktadan şarkıya sesi ile birlikte eşlik eden kıçını görmek mümkün değildi ama yinede onu bu şekilde görmek hoşuma gitmişti. Saçları ev topuzuydu ve üstünde ince bir askılı bady vardı. Beli inceydi ve bir o kadar narin. Simsiyah saçları beyaz olan tenini dahada ortaya çıkartıp al benili yapıyordu. Birden kapıda sapık gibi Azrayı izlediğimin farkına vardım ve içeri girerek ona tam seslenecektim ki o fırına doğru eğilip fırının kapağını açtı. Şahane bir karnıyarık kokusu evi sardı ve beni benden aldı. Yemeklere bayılırdım.

"Kokusu süpermiş" deyiverdim.

Azra birden çığlık atarak sırt üstü yere düştü ve fırının kapağı tak diye sonuna kadar açılı verdi. "Hey" diyerek hızla çantamı omzumdan indirdim ve Azra'nın yanına koştum. Bir şeyi yoktu çok şükür. "Bu kadar korkacağını bilseydim kapıyı tıklatır veya zile basardım."

Azranın eli kalbinin üstünde tir tir titrerken "Fırını kapat" diye inledi.

Azraya doğru eğildim "Boş ver yemeği, sen nasılsın?"

"Fırın 160 derecede çalışıyor, burada pişmek üzereyim."

Fırının kapağını kapattım ve Azranın ellerinden tutarak onu ayağa kaldırdım. Fakat o "Teşekkürler" diyerek hızla elini geri çekti ürkek bir çocuk gibi. Yerdeki çatalı alıp lavabonun içine koydu. Çok korkmuşa benziyordu. Beti benzi resmen atmış ve göğüsü hızla inip kalkıyordu.

"Seni korkutmak istememiştim kusuruma bakma" Onun korkusundan çekinerek ciddiyetimi bozmadım.

Tezgahta bana doğru döndü "Sorun değil ama bir daha kine ses çıkartırsan daha çok sevinirim."

"Tamam ben çantamı bırakayım gelirim birazdan" diyerek az önce merdivenlerin kenarına attığım çantamı geri alıp omzuma taktım ve merdivenlerden çıkmaya başladım.

"Evi az önce süpürdüm, sakın o ayakkabılarla aşağıya ineyim deme." Aşağıdan birde bana emir yağdırıyordu hanım efendi. "Baş üstüne."

Odama gittim, üstümü başımı değiştim ve yatağa kendimi bıraktım. Son senem oldukça stresli geçeceğe benziyor. Sınavlar, projeler ve birde şu yıl sonu gerçek olay sunumu. Etrafımızda ki bir suçu bulmam gerekti ve bu iş beni çok yoruyordu.

Bir müddet gözlerimi yattığım yerde dinlendirdim ve sonra spor çantamda ki kirlilerimi çıkartıp banyoya götürdüm. Çamaşır selesi boştu, acaba oraya mı atsam yoksa makineye mi diye tereddüt ettim bir an.

Banyo kapısından başımı koridora doğru sarkıttım. "Makinede kiler yıkanmış mı?"

Anında "Hayır sen ceplerini boşalt içine at, akşama annem açar onu" cevap verdi bana.

Makinenin içine benimkileri de tıkıştırdım ve kendimi tekrar odamdaki yatağıma attım. Telefonumun cebimde titrediğini hissettim. Arayan Gülruydu.

"Hı?" diye açtım telefonu.

"Aşkım" sesi son derece neşeliydi. "Naapıyorsun."

Yayık ağızla konuşan kızlardan hoşlanmazdım.

"Uzanıyorum Gülru sen?"

"Bende" dedi kikirdeyerek. "Ay keşke yanında uzansaydım."

Neden kızlar kendilerini bu kadar basitleştirirler diki?

Biri Bizi Durdursun (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin