Bölüm 61 = Karamsarlık.

6.1K 232 9
                                    

Odanın içinde duyduğum küçük bir tıkırtı sesiyle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Sessizce alınan nefesi duyduğum gibi yatağımda doğruldum ve gözlerimin karanlığa alışmasını beklemeden ayağa kalktım.

Yanılmış ola bilir miydim? Belkide rüya görmüştüm. Bu sefer kapının dışından konuşma sesleri gelmesiyle gözlerim biraz daha karanlığa alıştı ve kapının önünde birinin çömelmiş pozisyonda sırtı bana dönük vaziyette olduğunu fark edip "Sen kimsin?" diye sordum.

Kapının önünde ki kişi hızla bana doğru döndü ve ayağa kalkarak bana cüssesinden erkek olduğunu belli ettirdi. "Azra?"

Bu ses... "Berk?"

"Azra" diyerek birden sarıp sarmaladı beni. Gözlerim hala karanlığa tam alışamamışlardı ve uykunun da verdiği bir sersemlik ile bana sarılan kollara karşılık verip sarıldım. Cüsse aynı, kokusu aynı, sesi aynı ve son olarakta dudaklarıma konan kısa ama özlem dolu bir sürü öpücüğü hissedince anladım. Bu benim Berkim den başkası olamazdı.

"Aşkım sen beni nasıl buldun" dedim öpücüklerinin arasında.

"Ben seni cehenneme de gitsen bulurum bir tanem" diyerek tekrar sarıldı bana.

İçimin kıpır kıpır olması gerekirken kocaman bir sıkıntı kaplamıştı etrafını ve kelebeklerime kıpırdamaları için hiç yer bırakmamışlardı. "Burada olmaman gerekti neden buradasın?"

"Seni kurtarmak için" diye fısıldadı saçlarımın arasına.

"Bu çok tehlikeli ama babam seni görmemeli" diyerek ağlamaya başladım.

Berk saçlarıma uzun bir öpücük kondurdu ve yanağımı avucunun içine alarak "Şşş, bebeğim ben buradayım artık baban bana hiç bir şey yapamaz ama buradan çıkmamız lazım anlıyor musun beni?" diye sordu.

"Olmaz Poyrazı bırakıp gidemem" diye ağlamaya devam ettim.

"Poyraz mı? O İngiltereye geri gitmemişmiydi?"

"Hayır gitmemiş ve...." Kapının tıklanmasıyla kelimeler boğazıma tıkanıp kaldı.

Berk beni bırakıp hemen banyonun kapısını açtı ve oraya girip arkasından kapattı.

Fazla oyalanmamaya gayret ederek kapıyı açtım ve karşımda Babamı görünce buz kesildim resmen.

"Nasılsın kızım biraz dinlenme vaktin oldu mu?"

"Oldu" dedim tedirgin olduğumu ona yansıtmamaya çalışarak.

"Odama geçelim mi konuşmak ister misin yoksa burada mı konuşmayı tercih edersin?"

Babamın bir kaç saat önceki sinirli halinden hiç bir eser yoktu. Aslında pek sinirli de değildi daha doğrusu ben laflarım ile onu sinirlendirmiştim.

"Eğer arkadaşlarımın başları hala belada ise seninle konuşa bilecek hiç bir şeyimiz yok" diyerek kollarımı bir birine doladım.

"Eğer benim yanımda kalacağına ve benim kızım olacağına dair söz verirsen neden olmasın?"

"Ben zaten senin kızınım" dedim tükürürmüşçesine. "Ne kadar bundan ikimizde hoşnut olmasakta durum bu."

Babam tatlı bir kahkaha attı. Hadi ama bu hiçte tatlı değildi, ister istemez kan çektiği için bana tatlı geliyordu sadece. "Ben kızımdan oldukça memnunum sadece Annesinin zamanında yaptığı ufak tefek gençlik hatalarını seninde yapmandan korkuyorum, ne kadar benim kızım olsan da benim genimi taşısan da Annenin kanından aldın."

"Sen bana soysuz mu demeye çalışıyorsun?" Diye sordum kaşlarımı çatarak. En azından Annem helalinden para kazanıyordu.

"Hayır, sadece üniversite yıllarında kimsenin altına yatmaman için seni yanıma alıyorum."

Biri Bizi Durdursun (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin