Disiplin kurulu odasında bacak bacak üstüne atmış bir şekilde sarı koltukta oturuyordum. Sol elimi koltuğun kenarına yasladım ve sağ elimle de bana verdikleri mavi buz poşetini kafamın arkasına tutuyordum. Beynimin patlayacak derecede zonkladığı gerçeğini asla göz ardı edemezdim fakat karşı koltuğumda kollarını birbirine dolamış ve saçı başı dağılmış bir şekilde bana bakan olayın ele başı Yağmurun sebep olduğu baş ağrısının yanında zonklayan beynim hiç bir şeydi.
"Kolun ağrıdıysa ben tutayım mı?" dedi hemen sol tarafımda oturan Ali.
"Hayır" dedim bacağımı daha hızlı ileri geri sallayarak.
"Biraz sakinleş" dedi Yağmurun yanında oturan Zeynep. Onunda bugün okula geldiği atkuyruğu iyice dağılmış ve beyaz bluzunun sol kolu hafiften yırtılmıştı.
"Okulun ilk haftasında disiplini boyladık bilmem farkında mısınız?" dedim Yağmura tip tip bakmayı sürdürerek.
Yağmur ise beni hiç umursamayarak oturduğu koltukta somurtuyordu.
"Hangi akla hizmet kıza saldırdın ki? Medenice konuşamaz mıydık?" dedim kendime daha hakim olamayarak. Yaklaşık on dakikadır buradaydık ve şimdiye çoktan okulun diline dolandığımıza emindim.
Yağmur sessizliğini korudu.
''Hayatımda ilk defa bir kavgaya karışmışım bari sebebini bilseydim'' diye mız mızlandı Zeynep.
Ali "Boş ver olan oldu, devamına bakalım biz" dedi nefesini verirken.
"Neyse ne olan oldu ama bunun sonu kötü görünüyor kızlar söyleyeyim size "
Ali "Kızlar?" diye sordu.
"Sen kimsenin saçını çektin mi?"
"Hayır."
"Tekme filan attın mı?"
"Sadece ben sizleri ayırmaya çalışıyordum" dedi Ali Zeynepe çaresizce.
"O zaman sana laf yapmazlar, bize yaparlar" dedi. Oda bacağını sanki 10.0 şiddetinde deprem varmış gibi titretiyordu.
"Olur mu öyle şey, hep beraber...." derken odanın kapısı açıldı ve Ali cümlesini yarıda kesti.
Disiplin kurulu görevlisi tekrar odaya geldi ve sandalyesine oturarak hepimize birer birer baktı. Uzun boylu zayıf bir bayandı. Gözlerinde o kadar büyük gözlük vardı ki bir ara hangi akılla gidip o gözlüğü aldığını sormak istedim.
"Sen bacağını indir hemen" dedi bana. İndirdim.
"Sende sallamayı kes" dedi Zeynepe. Oda sallamayı bıraktı.
Ellerini birbirine kenetledi. "Olayı bana tekrar anlatın bakalım."
"Ben anlata bilir miyim hocam?" diye sordu Ali.
"Buyur."
"Dün okulda bir husumet oldu biliyorsunuzdur şu şelaleye düşen çocuk" dedi en nazik ve kibar ses tonu ile. "O karşı tarafta ki sarışın bayan yüzünden çocuk şuan hasta yatakta yatıyor, bizde sadece ona neden böyle bir hareket yaptığını ve neden arkadaşımızı savunmak yerine ortalığı kızıştırıp dün kavga çıkartığını sorduk. Oda bize açıklama yerine hakaret etti, bizde ona edince ortalık karıştı efendim."
"Sonuç olarak hepimiz buradayız" diye Yağmur cümleyi tamamladı. Buraya geldiğimizden beri ondan duyduğum ilk cümleydi bu.
"Kavgayı kim başlattı" diye sordu hoca.
"Onlar" dedik hepimiz aynı anda. İçten içe sevindim. En azından hepimiz hiç anlaşma yapmadan birbirimizi savuna biliyorduk.
"Onlarda sizin başlattığınızı söylüyorlar ama." Bize şüpheyle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Biri Bizi Durdursun (TAMAMLANDI)
General Fiction"Seni o otelin lobisinde ilk gördüğüm gün asla senin ile ilgili böyle düşüncelere sahip olabileceğimi düşünmezdim. Sadece aksi ve mızmız kızın tekiydin benim gözümde, ama birde şimdi sana bakıyorum ve karşımda kalbime asla söz geçiremediğim bir kız...
