Bölüm 22 = Kavga

10.4K 440 27
                                    

Sıkıcı geçen ders gününün ardından molanın habercisi olan ders zilinin çalması ile kömür kalemimi resim tahtamın önüne bıraktım. Boynumu sağ sola doğru esnettim.

"Ne sıkıcı ders ama."

"Hemde nasıl" diyerek Zeynepe baktım. "Yemek yiyelim mi?"

Zeynep resim tahtasında ki resime devam etti. "Sen git ben birazdan gelirim."

Eşyalarımı çantaya koydum ve sandalyemin arkasına asarak "Her zamanki yerde" dedim ve sınıftan çıktım.

Koridorda ki öğrencilerin çoğu okulun ilk haftası olmasına rağmen birbirleri ile tanışıp kaynaşmış gibi gülüp eğleniyordular. Gerçi sırf onlar değil, biz bile Yağmur ile daha ilk günden kendi arkadaş ortamımızı belirlemiştik. Başta Aliyi eğlence olsun diye Yağmur davet etmişti ama gün geçtikçe okula geldiğimiz gibi hepimiz ilk onun yanına gidiyorduk. Mesela ben. Otoparktan çıkmadan onun arabasını arıyordu gözlerim. Bazen arabasına yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu, bazende kızlar benden önce gelirse onlarla birlikte bahçede buluşuyorduk. Aramızda en çok içine kapanık olan Zeynepti fakat oda kendi çapında grubumuzun en ağırbaşlısıymış gibi takılıyor sonrada en saçma sapan esprileri yapıp hem kendisini hemde bizi yan masadakilere rezil etmeyi başarıyordu. Her gece yatmadan önce wattsupda ki VERENLER grubundan bir kaç saat sohbet ediyorduk. Oldukça da eğlenceli sohbetlerdi.

"Azra?"

Sesin geldiğini yöne baktım. Murat karşıdan bana doğru geliyordu.

"Murat"

Murat yanıma gelip benimle tokalaştı. "Ne haber."

Tokalaşmayı bu güne kadar hep resmi bir hareket olarak görürdüm fakat o bunu o kadar rahat yapıyordu ki sanki dünyanın en normal şeyiymiş gibi.

"İyidir, ne olsun"

"Nereye?"

"Arkadaşların yanına"

"Gelmemin sakıncası var mı?"

Muratı süzdüm. Öyle kötü niyeti varmış gibi durmuyordu. Gerçi en fazla ne yapa bilirdi ki, bizi öldürecek hali yoktu ya.

"Tabi ki de" diyerek beraber bahçeye çıktık.

"Abin nasıl?" diye sordu yanımda yürürken. Şu abi kelimesine hala bir türlü alışamamıştım.

"Dün akşam ateşi düştü ama bu seferde sabaha kadar öksürdü, bunu yapan kızı bulursam harbiden büyük laf yapacağım ona" dedim sinirlerimin tekrar hareketlenmeye çalıştığını hissederek.

"Ne kızı?" diye sordu Murat.

"Aa sen bilmiyorsun değil mi olayı" dedim hemen. "Dün Ömer bir kız ile okulda ki şelalenin oralarda konuşmaya çalışmış galiba kızında sevgilisi varmış ve oda gelip olay çıkartmış. Nasıl oldu bilmiyorum ama sonuç olarak Ömer de şelaledeki sudan nasibini almış."

Murat kahkaha attı.

Aslında olay gerçekten böyle anlatınca kulağa komik geliyordu. Bende onunla birlikte gülmeye başladım ve Ali ile Yağmuru her zamanki masamızda otururken gördüm ve onlara el sallayarak adımlarımı hızlandırdım.

Masaya vardığımızda Muratta benimle birlikte herkesle selamlaştı ve ben Yağmurun yanına otururken oda Alinin yanına oturdu.

"Seni hangi rüzgar attı buraya?" diye sordu Yağmur Murata.

"Azra ile yolda karşılaştık ve beraber geldik"

Yağmur onu beş dakika sonra sorguya çekse olmazdı zaten. Gerçi Murat ile hazır karşılıklı oturmuşken kıyafetlerinin oldukça şık olduklarını fark ettim ve ona "Konseriniz mi var bugün?" diye sordum. Kot pantolonunun üstüne siyah gömlek ve siyah ceket giymişti ama ceket ben pağlıyım diye bas bas bağırıyordu.

"Evet, çıkışta biz müzik odasında küçük bir konser vereceğiz hocalara. Önümüzde ki ay okulun yüz yıl kutlaması mı ne varmış orada çalmak için yeni bestemizi bekliyorlar."

Ali dirseklerini masaya yaslayıp "Süpermiş" dedi.

Murat Ali'ye sağol derken cebinde ki titreyen telefonunu çıkartı ve bize "Pardon" diyerek telefonunu açtı.

"Efendim?..... Tamam..... Yok bahçedeyim geliyorum şimdi.... Tamam beş dakikaya oradayım" diyerek telefonu kapattı ve "Gençler kusuruma bakmayın ama müzik salonunda ki arkadaşlar beni bekliyormuş" diyerek masadan kalktı.

"Sorun değil" dedim hemen.

Yağmurda "Görüşürüz" dedikten sonra daha Murat yanımızdan bile ayrılmadan ayağımı dürtmeye başladı.

Murat "Tekrardan kusura bakmayın" diyerek yanımızdan uzaklaştı.

Yağmur Muratın arkasından bakarak bana doğru döndü. "Oha lan çocuk açıklama yapıyor, ikide bir özür diliyor, müzik grubunda çalıyor ve Ali'nin yanında oturacak kadar da alçak gönüllü. Bence bu kesin sana abayı yaktı haberin olsun."

"Bende AİDS mi var da adam yanıma oturacak kadar alçak gönüllüymüş?" diye sordu Ali. Yüzü alınmış gibi değildi aksine gülüyordu bu soruyu sorarken.

"Aman be ALi, şurda iki ağız tadıyla şaka yapmayalım mı?"

"Sen yapma şekerim, şaka sana yaramıyor."

Şekerim mi? Elimde olmadan güldüm. "Ay Ali Allah sana uzun ömür versin. Şu şekerim filan çok tatlı oluyor sen söyleyince."

Ali bana bakıp bildiğimiz kız gibi sırıttı. "Daha bende ne cevherler varda size söylemiyorum."

Yağmur ağzını yaya yaya "Ay söyleseneee" dedi.

"Kapa çeneni" dedim Yağmura sonunda.

"Yağmur bu o kız" dedi Ali bizim arkamıza doğru bakarak.

"Hangi kız diye sordum?" Hemen arkamı dönerek.

"Orospu" diye fısıldadı Yağmur ayağa kalkıp.

Ben daha ne olduğunu anlamadan Yağmurun peşine takıldım. "Ne oluyor ya?"

"Yağmur söylediğime pişman etme beni" diye seslendi Ali hemen arkamızdan bize.

Yağmurun üstlerine doğru yürüdüğü iki kız vardı aralarından birisi sarışın diğeri ise esmerdi.

"Hey sen bana baksana" dedi Yağmur sarışının karşısına dikilerek. Otomatik olarak ben ve Ali de Yağmurun hemen yanında durduk.

"Sen kimsin be?" Sarı saçlı kız harbiden güzel bir kızdı. Boncuk boncuk gözleri vardı ve beyaz tenliydi. Tıpkı benim gibi diye geçirdim içimden. Bu bir avantajdı bana göre. Türkiye gibi bir ortamda aşırı derecede beyaz tenli olmak.

"Dün ki çocuk senin yüzünden mi okulun şelalesine düştü?" diye sordu.

Aliye baktım. "Bu o kız mı?"

"Evet" diye fısıldadı bana.

Sarışın kız "Sana ne kardeşim, sen kimsin ki?" diye sorunca Yağmur kızı kolundan tuttu.

"Bana bak ortalıkta Orospuluk yapan sen, ben hesap sorunca sen kimsin mi oluyor? Kızım senin ejdadını var....."

"Yeter be siz kim oluyorsunuz da...." derken sarışının arkadaşı Yağmurun çekiştirdiği kolu sarışından ayırmaya çalışınca Yağmur esmer kızın saçından tuttuğu gibi çekmeye başladı.

"Lan senin amına korum kızım ben.... Sen kim oluyorsun da benim kolumu itiyorsun."

Sarışında Yağmura saldırdı. Ali Yağmuru çekiştirmeye çalışırken bende Esmer olanı ayırmaya çalışıyordum. Bir ara birisi saçımdan çekti ve ben çığlık atarak yere düştüm.

"Azra?" diye çığlık attı. Bu Zeynepin sesiydi.

Esmer kız dizime bir tekme attı ben yerdeyken. Tam o sırada Zeynep esmer olan kızı yere düşürdü ve üstüne çıkıp yumruk, tokat Allah ne verdiyse vurmaya başladı. Ben Zeynepe "Dur" derken hiç tanımadığım birisi üstüme çöküp bana vurmaya çalıştı. Kızın saçı ensesine kadar anca geliyordu. Elleriyle bana tokat atmaya çalışacakken tuttum onu ve yana doğru devirdim. "Kaltak seni" diyerek saçlarından çekiştirdim ve dirseklerimle de bana vurmaya çalışan ellerini engelliyordum. Arkamdan birisi beni çektiği gibi kızın üstünde dengemi kaybettim ve sırt üstü düştüm.

Biri Bizi Durdursun (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin