Bölüm 20 = Kıskandırma.

12.9K 475 56
                                    

Kahkaha sesine uyandım. Saate baktım saat üçü geçiyordu, yatağımdan kalktım ve dolabımdan kıyafetlerimi alarak kendimi duşa zor attım. Üstümde o kadar çok yük varmış gibi hissediyordum ki kendimi ne kadar çok haşlanmış suyun altında durursam o kadar çok hafiflemiş hissediyordum.

Duşun altından çıktım saçımı kuruladım ve üstüme bordo rengi fırfırlı etek ve üstüme de siyah sıfır kol boğazlı kazak giydim. Saçımı ola bildiğince sallayarak kıvır kıvır olmuş saçlarımı kabartıp hafif makyajımı yaptım. Giyinip kuşanmayı severdim ama asla Yağmur gibi bir moda tutkunu olmamıştım. Onunki resmen hastalık boyutundaydı.

Banyodan çıktığım gibi hiç odama uğramadan direk aşağıya indim. Az önce evin içinde bir kahkaha sesi duyduğuma emindim. Mutfağın bok götürdüğü bir evde yaşamanın verdiği sıkıntı ile suratımı astım.Son basamağı da inip mutfağa bakmaya ısrarla reddederek oturma odasına girdim.

Karşılaştığım pozisyonun verdiği şok ile bir müddet daha bulunduğum noktadan Berk ile Gülruya baka kaldım. Berk TVnin tam karşısında ki üçlü koltuğun ortasına oturmuş Gülruda onun kucağına yayılmış bir vaziyette öpüşüyorlardı. Gülru Berkin dudaklarına öyle bir yumulmuştu ki kafasını hafiften kaldırsa beni göre bilecekken gözlerini kapalı bir şekilde öpüyordu Berki. Kalbime sanki dana oturmuş gibi bir ağırlık çöküverdi. Daha geçen gün bana seni öpe bilir miyim diye soran gavat, bugün tekrardan sevgilisiyle öpüşüyordu. Hemde beni üst kattaki odada uyuduğumu bile bile. Bu ne rahatlık ya. Bu ne kıroluk. Ne kadardır ayakta onların öpüşmesini seyrettiğimi bilmiyordum ama bu işkenceyi kendime yapmayacağıma yemin ettim. "Bu ev sizin kerhaneniz değil" diyerek kollarımı birbirine kavuşturdum.

Gülru birden doğruldu ve kaşlarını çattı. Berk ise Gülruyu hiç üstünden indirmeden bana gözlerini kısarak baktı.

"Gidin başka yerde ne halt yiyecekseniz yiyin" diye mırıldanarak mutfağa geri döndüm. Piç kurusuna ben bu evi ona zehir edecektim sözde fakat o bana zehir etmeye başlamıştı bile.

"Kerhane derken?" diye sordu Gülru katı bir tonla.

Mutfaktan Gülruya baktım. "Ne oldu gücüne mi gitti?"

Berk Gülruyu yavaşça kucağından indirdi. "Pardon da sen bana orusbu mu demek istiyorsun?"

Başta ne diyeceğimi bilemedim. Şimdi ona evet dersem Berk ile aram açılır mıydı? Hangi kız kardeş abisinin manitasına böyle konuşa bilirdi. Gerçi biz gerçek kardeş değildik fakat bu bana böyle bir şey deme hakkı veriyor muydu? Gülrunun ne suçu vardı ki. O sadece sevgilisiyle öpüşüyordu her normal kız gibi, ben ona sataştım şimdi durduk yere. Berki kıskanmak bir köşeye iki kızı birden idare etmek istemesi gerçekten çok iğrenç bir şey. Suratımı ekşittim. Piç kurusu, aslında bu sabah bana kremletmek istediği yeri anladığım an resti çekmem gerekti. Nefes alıp verdim. Ben bir spikoloğun kızıyım, hadi ama bu gibi durumlarda asla geri vites yapılmayacağını iyi bilirdim.

Kendimi hemen toparladım. "Sen kendini öyle mi görüyorsun?"

Şaşırarak bana baktı. "Tabi kide hayır."

"O zaman hayır, bende seni öyle görmüyormuşum demek ki."

Arkamı döndüm ve hiç istifimi bozmadan mutfağı toplamaya başladım. Gülru Berke gitmek istediğini söyledi ve Berkte "sen nasıl istersen" diye mırıldanınca arkamı dönüp ikisine baktım. Aralarına oldukça büyük soğukluk girmişti. Elbette Gülru Berkin beni susturmasını beklemişti, ben olsam bir sevgili olarak bende beklerdim fakat Berk şaşırıtıcı derecede hiç sesini bile çıkartmadı.

"Benim yüzümden mi gideceksin?"

Gülru bana baktı "Yok seninle alakası bile yok, gitmem gerekti gidiyorum" diyerek çantasını eline aldı.

Biri Bizi Durdursun (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin