Bölüm 34 = Partiye davet.

8.5K 361 38
                                    

Su böreğini de fırından çıkatıp tezgaha bıraktığım an kapı zili çaldığı gibi yerimden sıçradım. Berk babası ile karşı karşıya oturmuş Tv izlerlerken ayağa kalkıp "Ben bakarım" dedi ve kapıyı o açtı. Kocaman gözlerle kapıya bakıyordum fakat Berkin koca cüssesi yüzünden hiç bir şey göremedim.

"Kimmiş o?" diye seslendim ona.

"Selam ben Poyraz" defi ve Berk ile tokalaştılar.

"Kuzeeeeeeeeeeeen"diye bir çığlık attım ve mutfak tezgahının arkasından çıkıp Berkin hemen yanında bana kocaman gözlerle bakan Poyrazın kucağına atladım. Tabi Poyrazda aynı benim gibiydi ve öyle nezaketten sarılmak yerine beni anca etrafında bir kaç kez döndürdükten sonra geri indirdi.

"Kız sen ne olmuşsun böyle, on kilo almışsın sanki seni en son gördüğümden beri."

Poyrazın koluna bir tane geçirdim "Boya gitti onlar bir kere" diyerek güldüm.

Poyraz valizini kapı kenarına koydu ve deri ceketini çıkartıp ayakta hemen arkamda duran Ahmet amca ile tokalaştı. "Merhaba efendim nasılsınız."

"İyiyim oğlum sen nasılsın?" diye cevap verdi ona da Ahmet amca.

Poyrazın babamın yeğeni olduğunu bile bile evimize kabul etmesi bence de çok büyük bir jestti. Poyraz kıvırcık kafanın tekiydi. Hiç bir zaman vücut geliştirmeye merak sarmasa da oldukça iyi bir vücudu olmuştu şu bir kaç sene içerisinde. "Kuzen evi çok güzel kokutmuşsun yine" dedi bana gülümseyerek.

"Sırf senin için yaptım" dedim ve Poyraza tekrar sarıldım. "Allahım ya seni ne kadar çok özlemişim şapşal, kokun bile aynı" diyerek Poyrazdan ayrılırken Berkin arkadan bana kaşları çatık bir halde baktığını gördüm fakat umursamadım.

"Bunun için OMO'nun üreticisine teşekkür etmen gerek."

"E ayakta kaldın oğlum geç otur" dedi Ahmet amca koltukları göstererek.

"Tabi efendim ama ben önce bir lavaboyu kullana bilir miyim, malum amerika dan buraya yol oldukça uzun."

"Gel sana göstereyim" diyerek elinden çekiştirdim onu.

"Dur kız ne çekiştiriyon" dediğinde ise biz merdivenlere varmıştık bile.

"Hangi ihtiyacını göreceksen gör sonrada in aşağıya çok özledim seni ve sana anlatacağım bir sürü şeyler var" dedim ona banyonun kapısını gösterirken.

"Çok acele ise sende gel içeri" derken suratında ki sapıkça gülümseye karşılık verip bende gülümsedim ve yanaklarından sıkıp "Ay çok tatlısın ama yemezler" diyerek banyonun kapısını arkamdan kapattım. Poyraz hep böyle rahat bir çocuk olmuştu, o benim tek kuzenimdi ve onunla bu kadar iyi geçinmek beni her zaman mutlu ediyordu. Onun adını duyduğumda bile yüzümde gülücüklerin açtığını ben bile anlıyordum artık.

Merdivenlerden aşağıya inerken Berk elinde Poyrazın valizi ile yukarı çıkıyordu.

"Benim odama bırak" dedim fakat benim suratıma bile bakmadan valizi kendi odasına bıraktı. "Ben sana benim odama bırak de......" derken işaret parmağını dudağıma götürdü ve beni susturup tekrardan merdivenlerden inmeye başladı. Arkasından omuz silktim ve bende merdivenleri inip mutfakta masa hazırlamaya başladım. Poyraz her geldiğinde açlıktan gözleri dönerdi.

Ben masanın son rütuşlarını da yaparken Berkin sırtında çanta ile garaj kapısını açtığını gördüm. "Hey nereye?" diye seslendim mutfaktan. Fakat Berk beni şu kısacık mesafemizde bile duymamazlıktan gelerek arkasından kapıyı çekip kapattı.

Her şeyi masada olduğu gibi bırakıp Berkin arkasından kapattığı kapıyı açıp bende arkamdan kapattım. Berk arabanın ön kapısını daha yeni aralamış bir şekilde bana bakıp kaş göz işareti yaptı.

Biri Bizi Durdursun (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin