YAY BURCU

Bölüm 29/ Eyvah basıldık!

Ateş'in elinde tuttuğu kırmızı minik kumaş parçasını gördüğümde ne yapacağımı şaşırmış, ilk kez her söze bir cevabı bulunan ben, deyim yerindeyse mal gibi kalmıştım. Ağzımı açtığım an Medyum Keto gibi ' Haba haba haba' diyerek saçmalayacağımı bileceğim için hemen B planını devreye soktum.

B planı ne derseniz? Tabi ki inkar...

''Ateş o elindeki ne allasen? Hem de sevgili olmamızın üstünden daha bir gün geçmişken? Bir de bana odamda kal diyorsun. Eski sevgililerin özel eşyalarının olduğu yatakta yatmamı nasıl istersin? Seni çok yanlış tanımışım çok...'' diyerek odadan bir çıkışım vardı ki arkamdan Ateş'in bakakaldığını ve neye uğradığını şaşırdığına eminim. Yedi mi yemedi mi diye düşünürken arkamdan bir sesin;

''Bekle Mine yanlış anladın...'' diyerek bağırdığını duydum. Derin bir nefes alıp bir oh çektikten sonra Ateş'i duymazlığa gelip kendimi hızla Alev'in odasına atıp, kapıyı çarpmak suretiyle kapattım. Yatağın üstündeki diğer zilli delili hemen çantanın içine tepip hızla fermuarı kapattım. Yatağa oturup ellerimle yüzümü tam kapattığım an Ateş odaya daldı.

''Mine lütfen ben böyle birisi değilim. Bak bunun benim yatağıma nasıl girdiğini bilmiyorum. Bu eve gelen ilk kız arkadaşım sensin...''

Yalandan bir zırlama ve suçluluk duygusuyla gözlerimden zorla yaş akıtmaya devam ederken ellerimi de sımsıkı yüzümde tutmaya devam ediyordum.

''Mine hayatım vallahi bununla bir ilgim yok. Belki de Alev'indir. Yani ne bileyim temizlikçi kadın yerleştirirken falan düşürmüştür. Ama sana yemin ederim bu şeyi ilk kez görüyorum.''

Ah garibim hala kendini savunuyor. Safım benim bir de her konuştuğunda elindekini sallamasa. Hayır zil sesini duyunca beni bir gülme alıyor, rezil olacağız adama...

Bu kadar naz yeter sanırım, yavaşça ellerimi yüzümden çekiyorum.

''Gerçekten mi? Doğru mu söylüyorsun?''

Kızım Mine yanacaksın diri diri. Hem de döner gibi çevrile çevrile...

''Tabi ki doğru söylüyorum. Beni tanıyorsun, her şey olabilirim ama sapık değilim. Hem biz yeni bir başlangıç yaptık. Benim için çok değerlisin. Sence seni evime getirdiğim ilk gece böyle bir şey yapmam mümkün mü?''

''Hayır değil. Ben sana güveniyorum.''

''Ben de sana güveniyorum canım. Zaten bir ilişkinin başlangıcında güven yoksa o ilişki bitmeye mahkumdur. Lütfen bundan sonra ne olursa olsun sadece benim sözlerime güven.''

''Tamam ama işte elinde o garip şeyi görünce birden kötü oldum.''

''İnan benim kadar şaşırmış olamazsın. Bunları giyen var mı acaba? Ne tür bir sapık fantezidir hiç anlamıyorum.''

Ah anneanne ah gel de duy. Damat veto verdi bile sana!

''Kadınların çivisi çıkmış canım. Gerçi hep Grey denen adamın başının altından çıktı ya her şey neyse!''

Gerçi tuvalet arkalarındaki yazıların kahramanı Tosun gibi her şeyin suçunu Grey'e bağlamak saçmaydı. Ateş bana anlamayan gözlerle bakınca açıklama gereği hissettim.

''Hani yok mu şu Elli ton serisinin kahramanı. O adam işte.''

''O kitapları biliyorum Mine, cahil değilim duymuştum ama senin okuduğundan haberim yoktu. Demek sevgilimin kitap zevki çok farklıymış. Hımm öğrendiğim iyi oldu.''

''O gözlerindeki aptal parıldamayı söndürsen iyi olur hayatım. Birkaç ay sonra okulum bitince yönetmen adayı olacağım. Her türlü filmi izlemek ve kitabı okumak mesleğimin bir parçası.''