Kapının sesiyle nereye saklanacağımı şaşırmış halde, deve kuşu misali başımı yatağın içine gömdüğümün farkında değilim. Bir yandan da Ateş'e yatağın içinden gelen boğuk sesimle cevap vermeye çalışıyordum.
''Oçmo sokın.''
''Mine ne diyorsun anlamıyorum.''
Zaten ilk seferde anlasan şaşırdım. Kafamı hızla yatağın içinden çıkartıp fısıldayarak konuşmaya başladım.
''Ateş ne olursun kapıyı açma. Alev beni görürse hakkımda yanlış düşünür. Biraz önce yanındaydım şimdi abisinin yatağındayım. Allah aşkına kaşar peynirini severim ama sadece tostun içinde. Durduk yere damgayı yemeyelim, gönder bir şekilde gitsin.''
''Saçmalama Mine, Alev asla böyle düşünmez. Yine de üzülme madem istiyorsun ben hemen yolluyorum.''
Hele şükür!
Ateş kapıya doğru ilerlerken ben de yatağın içine iyice gömülerek saklanmayı tercih ettim. Yorganı kaldırıp ''Cee'' diyerek beni basacak hali yoktu. Bir yandan da kulaklarımı kurt gibi kabartıp Ateş'i duymaya çalışıyordum. Fakat mırıltılar dışında hiçbir şey duyamadım.
Kapalı yerde kalmaktan her zaman nefret ederdim. Önce küvette sonra yatağın içinde, bu ne ya! Bu evden boğulmadan gidebilsem kurban keseceğim. Yok ya kurban şimdi pahalıdır. Tavuk da kurban sayılır mı acaba? Hem suyuna da pilav yaparım. Hem de bol tereyağlı. Bak yine tereyağı dedim. Halbuki kendime bu kelimeyi yasaklamıştım.
''Çık hadi gitti. '' diyen sesi duymama rağmen kafam kurban işine takıldığı için hala düşünüyordum. Horoz mu kessem acaba? Küçük bir kuzu ne kadardır ki? Hem kurban zamanı da değil belki ucuzdur.
''Mine iyi misin? Ses gelmeyince bayıldın sandım.''
Birden kendimi Ateş'in kollarında bulunca yine dünyaya dönmüştüm. Erime hemen Mine, sağlam dur.
''İyiyim canım. Sadece biraz havasız kaldım.''
''Alev işle ilgili bir şey sordu. Normalde sabah soracakmış ama aklına takılınca dayanamamış. Zaten gözlerini kapatarak yürüyordu. Kesin uykuya dalmıştır.''
''Ateş canım, en iyisi ben Alev'in yanına gideyim. Bak şimdi uyumaz falan yine gelir odaya, basar bizi o zaman ne diyeceğimi bilemem. Çok utanırım. Lütfen bırak gideyim. ''
''Madem böyle rahat edeceksin tamam git. Ama rüyamda seni göreceğimi unutma. Hem de hangi şekilde olduğunu söylemeyeceğim, sen tahmin et.''
''Mart ayı geçmişti değil mi?''
Ateş'in gözlerini devirmesiyle gülümsedim.
''Hadi iyi geceler. Sabah kahvaltıda görüşürüz.''
Ateş yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Adama mart kedisi dedik ya yanağımızdan öpmeye başladı. Kendin kaşındın kızım artık zor bulursun o tombik dudişleri...
''İyi geceler canım görüşürüz ''
''Ateş şey yarın şirkete gidecek misin?''
''Evet canım gitmem lazım zaten kaç gündür burada değildim. İşlere kısa da olsa göz atmam gerek ama akşama geç kalmam. Sen de dinlen evde işte! Akşam'a da sakın gideyim deme. Müge; Pazar akşamı gelecek.''
''Tamam gitmem ama benim de halletmem gereken ufak birkaç iş var. Akşama evde görüşürüz.''
''Ne işiymiş bu?''
''Biliyorsun ne derler fazla merak kediyi öldürürmüş.''
Kedi mi dedim ben! Bu iki oldu. Ateş tam köpürecekti ki ben lafa atladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAY BURCU
HumorYAY BURCU: Herkese merhaba; Watpadd' deki üçüncü hikayem 'Yay Burcu' hayalperest ama asla vazgeçmeyen bir genç kızın hayatını anlatacak. Tanıtım bölümünde Yay Burcunu daha iyi tanıyabilmeniz için özellikleri yazılmıştır. Çünkü Mine de bu özellikleri...