6.BÖLÜM/''Rüzgar Kara''

2.1K 241 18
                                    



Tam iki haftadır Alev'le çalışıyorum. Onun neredeyse tüm işleri düzenliyorum. Kanaldaki dizi setlerini, haber programlarını, belgesel programlarını yani kısacası her şeyi izleme ve denetleme hakkına sahibim. Acaba Allahtan başka bir şey istesem olur muydu? Bir düşüneyim. Hayır, başka bir şey istemem ki. En büyük isteğim oldu bile...

Bu arada Alev'le aramız çok iyi. Bazen çok sessiz kalıyor. Bu kızın bir derdi var ama ne anlayamadım. Neyse ilerde çözerim ben onu. Kesin aşk acısıdır. Bazen öylece dalıp gidiyor, yüzünde aptal bir ifade oluyor, kesin aşık ben anlarım hiç olmadım ama ne de olsa bu işin içindeyim. Hem oyuncu, hem senarist hem de yönetmen sayılırım. ''Biraz ufak atta civcivler yesin Mine ''dediğinizi duyar gibiyim. İyi tamam daha iki hafta önce çaycı yamağı idim. Ama artık önüm açık geleceğim parlak...

Şimdi ben Yay burcuyum diyeceğim yine olmayanlar kıskanacak...

''Mine hadi senin şu setine gidelim.'' Diyen Alev'in sesini duydum.

''Tamam geliyorum.'' Derken telefonum çalmaya başladı. Kim olabilir? Tabi ki baş belam.

''Efendim Müge?''

''Mine ya hani bana kanalda iş bulacaktın, iki haftadır yapımcının kankasısın ama bana bir iş ayarlayamadın.'' diyerek bağırıyor sevgili ablam.


''Bağırma Müge ya! Tamam Alev'le konuşurum sana uygun bir iş bakarız ama bak ben beğenmem falan demek yok.''

''Valla demem sen yeter ki beni kanala sok. Dizi setlerine yakın olayım yeter.''

Hala derdi dizi setleri ya. Kızım otur edebinle çalış diyeceğim ama nerde anlayan...

''İyi tamam ben seni ararım hadi şimdi işim var görüşürüz sonra.''

''Bak sakın beni oyalama, duydun mu Mine? Ablalık hakkımı helal etmem.'' Ablalık hakkımı, o analık hakkı değimliydi? Benim onda daha çok hakkım vardır ya neyse.

''Alo galiba asansöre bindik duyamıyorum hadi bay.''

''Asansörde de çekiyor yalan söyleme.'' diye bağırıyor ablam ama ben telefonu suratına kapatıyorum. Ne yapıştı ya, işte iş diye iki haftadır başımın etini yedi. Üstelik anneme de söylemiş. Bir o eksikti her akşam arayıp ablana niye sahip çıkmıyorsun diyor. Hayır, bu işte bir terslik var ama neyse...

Alev ile beraber öğle yemeğinden döndük. Bu kızın bu kadar zayıf olması normal. Bütün gün sadece otla beslenirse olacağı bu. Her öğlen salata yiyor. Tamam zayıf olmak için dikkat etmek gerektiğini biliyorum ama bir insan vücuduna da bu kadar eziyet edilmez ki? Ne demişler eskiler ''Bir dirhem et bin ayıbı örter.'' Yine de onun canı çekmesin diye yemekte bende tavuklu salata yedim. Gerçi üç dilim ekmeği ona çaktırmadan bitirmiş olabilirim ama olsun. Otuz sekiz beden biri olarak çok da kilolu sayılmam birkaç kilo fazlalığım var elbette ama onu da ayıplarımı kapatmak için saklıyorum dermişim.

Kanala döndüğümüzde tam arabadan inerken Cem Günay tüm ihtişamıyla bize doğru yürüdüğünü görüyoruz. Bu adamın kamu sınırları içinde bu kadar yakışıklı dolaşması kesinlikle yasaklanmalı.


''Naber fıstık ''diyerek Alev'in yanağını sıktı. Sanırım çok yakınlar acaba bu mu Alev'in sevgilisi diye düşünürken;


''Ya Cem abi yapma lütfen.'' diyor. Hah abi dedi. O zaman Cem mi bir şey hissediyor diye düşünmeye başladım. Düşünsenize sevdiğiniz kız size abi diyor. Aklıma o yarışma geldi. Adam nerdeyse Türkiye'nin yeteneği oluyordu. Gerçi bir sonraki sene birinci olan köpeği gördükten sonra keşke o olsaymış diye içimden geçirmedim değil hani.

Babaannem finali izleyince ''Pire torbasına bak Türkiye'nin yeteneği oldu ne günlere kaldık. Bir itimiz eksikti.'' deyip hepimizi güldürmüştü. O sırada Cem'in şiir gibi sesi beni yeniden bulunduğum zamana döndürdü.

''Sorma Alev ya, acilen bir yardımcı muhabire ihtiyacım var. Sen bilirsin var mı şöyle akıllı ve güzel bir haber spikeri?''

''Bilmem ki olabilir ama zaman lazım. Çok mu acil?

''Kanal artık tek başıma sunmamı istemiyor. Çok ciddiymişim, sabah insanlar güzel şeyler görmek istiyorlarmış falan filan. Haberler artık iki kişiyle sunulacakmış yani bana genç ve güzel bir tampon lazım...''deyince birden şimşekler çaktı.

YAY BURCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin