Medya: Canan'ın fotoğraf çekimi ve çekim sırasında Eymen'in bakışları
DUYURU: Arkadaşlar yeni başladığım "Hanım Ağa" kitabımın bölümleri çok yakında sizlerle olacaktık. Beğeneceğinizden eminim.
Hanım Ağa Kitabı: Adı gibi haykırıyordu yüreği Mardin'e,Dilzar'ın. Sevdalıydı şehrine, sevdalıydı yüreğinde gizlediği adama. Ne şehrinde huzurlu yaşamasına izin verdiler ne de yüreğinde gizlediği sevdasına kavuşmasına. Aldılar onu aydınlığından sonu görünmeyen kapkaranlık bir kuyuya hapsettiler. Sustu Dilzar! Küstü Mardin'ine, küstü hayata.
Lerzan sevdalanmıştı yüzünde tebessümü hiç eksik olmayan o genç kıza. Sevdasının peşinden koşmaya yeminliydi. Aldı sevdasını, kavuştu sevdasına. Sevdası bırakmıştı ardında o içten tebessümlerini. Sükunetiyle, hüznüyle, mutsuzluğuyla gelmişti Lerzan'a.
YORUM VE VOTELERİ UNUTMAYALIM CANLARIM <3
Adam derin nefes alırken şapkasını çıkarıp masanın üzerine bıraktı. Önündeki bardaktan su alıp içini rahatlatmaya çalıştı. Günlerdir yaşadığı stres bünyesini alt üst etmişti. Elindeki diğer dosyayı Eymen'in önüne uzatırken umarım bu sefer birini seçer diye dua ediyordu kendince. Eymen ona uzatılan bir diğer dosyayı açıp sayfalarını karıştırdı. Bir türlü istediği modeli bulamıyordu. Son yaptığı tasarımları taşıyabilecek bir manken bulmakta çok zorlanmıştı. Fakat dünyanın bir diğer ucunda bile olsa bulup getirmeliydi. Tasarımları birer şaheser değerindeydi ve bu şaheserlerle genç kitleyi de kendine bağlayacağından emindi. Yüzünü asarak dosyayı kapattı. Diğer işe yaramaz dosyaların yanına bıraktı.
Adam alnındaki teri peçeteyle silerken:
"Efendim, başka modelimiz kalmadı." dedi. Eymen umutsuzca başını elleri arasına alırken kapı açıldı. İçeri kardeşi girerken hemen arkasından küçük kadında girmişti. Sabah yaptığı konuşmalardan sonra Eymen kadını görmekten kaçınıyordu. Neden içini kadına döktüğünü bilmiyordu. Şimdi ise kadının tuhaf bakışlarına maruz kaldıkça keşkelerini sıralıyordu.
Seymen hemen yanındaki sandalye de otururken kız arkasında durmuş öylece yere bakıyordu.
"Ee, manken bulabildiniz mi?" diye sordu Seymen.
Eymen bu gerçekle tekrar yüzünü astı. İstediği gibi bir manken bulamıyordu. Bulamadıkça umudunu yitiriyordu. Model tasarımlarıyla adeta bir bütün olmalıydı. Gençleri kendine kilitlemeliydi.
"Hayır." derken oturduğu yerde ter döken adam:
"Aslına bakarsanız aklımda bir kaç gündür birisi vardı. Fakat kendisi model değil. Sıradan fakat eşsiz biri. Tasarımlarınızla tamamen bir bütün olacağına eminim." Eymen bakışlarını adama çevirdi.
"Peki, bunu bize ne zaman söylemeyi düşünüyordunuz? Kim bu kadın? Tanıyor muyuz? Her neyse. Tanıyıp tanımamamız herhangi bir önem arz etmiyor. Gösterin bana o eşsiz modeli."
Adam elindeki mendili masanın üzerine bırakıp ayağa kalktı. Patronunun sert bakışları altında model hakkında bir şüpheye düşse de inanıyordu ki tasarımlara uyum sağlayabilecek biriydi o. Tüm bakışlar altında ezile ezile masanın etrafından dolandı. Kapının yanına doğru yürüdü. Cam kapıdan dışarıyı izlemekte olan genç kızı işaret ederek:
"İşte bu, efendim." dedi. Kadın camdan onu işaret eden elin şaşkınlığıyla arkasına döndü. Üç adamında keskin bakışları kadının üzerindeydi. Canan bir an tedirgin oldu. Elini iki yana sallarken:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bir Kadın
RomanceTrajik bir olay bir hayatı soldururken iki hayatı yaşanılmaz kıldı. Ve beraberinde duygular kalbe mühürlendi. Aşk bir insan için biterken, bir diğeri için yeni başlıyordu. Küçük bir kadın, büyük bir AŞK! Adam bir adım için her şeye hazırken, kadın t...