Ve sonunda ben geldim. Herkese Merhaba :) Nasılsınız? Ben çok iyiyim. Bu aralar biliyorsunuz diğer kitabım HANIM AĞA ile ilgileniyordum ve sıra KÜÇÜĞÜM'de. Ve işte merak ettiğiniz o bölüm.
İyi okumalar :)
Yorum ve voteleri unutmayalım canlarım :)
Bu bölüm sevgili okurum sudenazakar5'e ithafendir.
Genç kız açtığı kapıdan içeri girerken ardından kapıyı kapadı. Kapı sesi salonda küçük çaplı bir yankı yaparken öfkeyle homurdandı. Yankı yapacak kadar sert kapatmamıştı oysa ki. Öfkeyle ayakları yere sert basa basa odasına doğru ilerledi. Evin boş olmadığını mutfaktan gelen konuşmalarla anlayabiliyordu. Fakat gidip kim olduklarını öğrenecek halini yoktu. Kendini bir an önce yatağına atmak istiyordu. Ruhu gibi bedenini de ele geçirmişti yorgunluk.
Odasına girip yatağına doğru ilerleyecekken sağ kolunda aniden oluşan sızıyla şaşkınlıkla duraksadı. O da neydi? Bakışlarını sızının yerini acı alan koluna baktı. Kolundan çıkan kan parmaklarına doğru dans ederek süzülmekteydi. Daha kolunun şaşkınlığını üzerinden atamamışken odasında ki camlar büyük bir gürültüyle yerle bir oldu. Ani bir hareketle kendini yatağın hemen ucuna yere attı. Silah sesinin biri biterken bir diğeri başlıyordu. O ara kolu soğuk yerle temas ederken içi titremişti genç kadının. Acısını bir kenara atıp bakışlarını duvara çevirdi. Duvarın artık eski halinden eser kalmamıştı. Duvar ünlü bir tabloyu andırır gibi delik deşik olmuştu. Sonunda o görünmeyen düşmanlar ortaya çıkmış mıydı? Sonunda şu saçma monotonluktan kurtuluyordu. İçini bir heyecan kapladı. O heyecan damarlarında kan niyetine gezerken kendini kurşunların önüne atmamak için zar zor zapt etti.
Eşyalara değen kurşun eşyaları paramparça ederken aklına korumalar ve mutfaktakiler geldi. Ah, buraya onları değil Seymen'i korumaya gelmişti. Peki, Seymen nerelerdeydi? Umarım iyisindir diye dualar ederken kurşun sesleri kesilmişti. Emin olmak için bir kaç dakika daha bekledi. Bittiğinden tam olarak emin olduktan sonra yerinden doğrulmaya çalıştı. Fakat kolundaki acı buna izin vermezken kendini bir kez daha zorladı. Bu sefer ayağa kalkarken kapı hızla açılmış içeri telaş içinde Seymen girmişti.
"Canan?" diye içeri hızlı adımlarla girerken genç kız eliyle kolunu sıkıca kavramış yaranın üzerine tampon yapıyordu. Adam genç kızın kanla kaplı kolunu görünce:
"Ah, yaralısın! Çabuk hastaneye gidelim. Hadi!" diye kızı sırtından tutarak dışarı çıkarmaya çalışıyordu. Genç kız ayaklarını yere sıkı basmış gitmemeye çalışıyordu.
"Hayır! İyiyim, ben. Siz? Siz iyi misiniz?" diyerek kendini adamın eli altından kurtardı. Genç adam:
"İyiyim, iyiyim." derken gözleriyle etrafı talan ediyordu. En son gözleri yatağın üzerine takılınca yatağın üzerindeki ince tişörtü alıp kızın karşısında durdu. Elini kızın kolunu tuttuğu elinin üzerine koyup boşluğa bıraktı. İnce tişörtü bir çırpıda iki ayırıp yaranın üzerine sardı. Canını acıtmayacak şekilde bağladı. Yaranın üzerini iyice sardığından emin olduktan sonra gözlerini onu izleyen genç kıza çevirdi.
"Doktor çağırana kadar sabret."
"Ben iyiyim, Seymen Bey. Evde yaralı yok değil mi?"
"Hayır. Korumalar o ara yemekteydi. Dışarıda olan iki kişide silahları erken fark edip kendilerini korudular. Bu böyle olmayacak hastaneye gidelim."
"Önemli değil, Seymen Bey." derken içeri kaşları öfkeyle karışık endişeyle çatılmış Eymen girdi. Gözleri ilk olarak kardeşini görünce:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bir Kadın
RomanceTrajik bir olay bir hayatı soldururken iki hayatı yaşanılmaz kıldı. Ve beraberinde duygular kalbe mühürlendi. Aşk bir insan için biterken, bir diğeri için yeni başlıyordu. Küçük bir kadın, büyük bir AŞK! Adam bir adım için her şeye hazırken, kadın t...