Misafir

1.7K 103 3
                                    

Müzik çok sevdiğim bir müziktir. Dinleyin...

Koridora yayılan ses ile iki bedende birbirinden ayrılmıştı. Daha az önce ki yakınlaşmanın verdiği şoku atlatamadan koridorun ucunda görünen Sedef'in verdiği şaşkınlıkta eklenmişti. Genç adam gözlerini elalardan alıp nişanlısına döndü. Az önce olanlarda neydi? Kalbi az önceki yakınlaşmadan mı yoksa biraz önce  yakalanmanın eşiğinden dönmenin verdiği telaştan mı olduğunu bilmediği bir korkuyla olduğunda hızlı ve kulağa kötü gelecek kadar berbat bir ahenkle atmaktaydı. Yanında şaşkınlıkla etrafa bakan kızında ondan farkı yoktu. Telaştan elini ayağını nereye koyacağını şaşırmıştı. 

Kendine kızdı adam. Yaptığı, yapmak üzere olduğu saçmalık yüzünden kendine kızdı. Biraz önce neredeyse nişanlısını aldatacaktı. Hem de kardeşi yaşında bir kız ile! Duyguları birbirine yakın diye onlarında yakın olacağının kaidesi yoktu. Nişanlısı onlara doğru öfkeyle gelirken bir an tereddüte düştü adam. Acaba onları görmüştü de bu yüzden mi böyle öfkeliydi?  Ah, hayır! Lütfen görmemiş olsun diye diye içinden dualar etti adam. Saçma bir his yüzünden nişanlısından olmak istemiyordu. 

"Sedef?" derken nişanlısı onlara doğru yürümekteydi.

Canan, içinde bulunduğu duruma lanetler okudu. Ne yapıyordu burada? Biraz önce neredeyse ondan kat be kat büyük  bir adam ile öpüşmek üzereydi. Yaşını geçti nişanlı bir adam ile! Üstelik az daha yakalanacaklardı. Yakalansaydılar olacakları düşünmek bile istemiyordu. Kalbi korkuyla göğüs kafesinden çıkacakmış gibi atarken gözlerini nişanlısına odaklanan adama çevirdi. Pişmanlık yüzünün her karışından okunuyordu. Bu kadar pişman olma, Bayım! Bir şey yapmadık dedi onu duymayacağını bile bile içinden karşısındaki adam ile konuştu.

"Ben odama geçiyorum, Eymen Bey. Herhangi bir şey olursa bana haberin verirsiniz umarım." dedi az önceki yakınlaşmayı hiç umursamıyormuş gibi bir ses tonuyla. Eymen genç kıza dönerek:

"Tamam." dedi. Canan kafasını sallayıp ona verilen odanın kapısını açtı. İçeri geçerken ardından kapıyı kapattı. Köşede duran yatağa doğru ilerlemek için bir adım atacakken içinde ki meraka yenilip olduğu yerde kaldı. Sırtını kapattığı kapıya dayayarak kollarını göğsünün altında bağladı. Kulağını iyice açarak gelecek herhangi sese dikkat çekildi.

Eymen karşısındaki kadına zoraki bir gülümseme gönderdi. Bu gülümsenin yüzünde tuhaf durduğunu ve nişanlısının bunu fark ettiğini biliyordu ama şimdi bunu umursamanın sırası değildi. 

"Beni ne zaman aramayı düşünüyordun? Tüm bu olaylar sineye çekildiği zaman mı? Allah aşkına Eymen, neyin var senin? Bir tuhafsın bu aralar. Seymen bana haber vermeseydi hiç bir şeyden haberim olmayacaktı. Neyse ki ucuz kurtulmuşsunuz. Ya bir şey olsaydı?"

"Sedef, ben içeride değildim. Seymen ve çalışanlar vardı içeride."

"Sen onun yanında değil miydin?"

"Oradaydım fakat silahlı saldırı olduğu zaman çıkmıştım. Herkes iyi sadece Seymen'in özel koruması yaralandı. O da şuan gayet iyi durumda." 

"Az önce ki kız mı?"

"Evet." 

"Canım sana bir şey soracağım. Seymen nereden buldu bu kızı? Yani ben pek ısınamadım bu kıza. Beni bilirsin birine ısınamamışsam mutlaka o kişide bir şey vardır."

Ah, işte! Öyle düşünen tek kişi kendisi değildi. Nişanlısı da kendisi gibi düşünüyordu. Bu kızda kesinlikle bir şey vardı. Ve adam kıza doğru çekilmekten kendini alıkoyamıyordu. Bu duygusal bir çekimdi fakat kesinlikle kız normal biri değildi. Onunla alakalı kafasında öyle çok soru vardı ki kalın bir defteri doldururdu. 

Küçük Bir KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin