Ilk Terk Ediş 2

1.4K 60 8
                                    

Saat gecenin üçünde arabasını evinin önünde durdurdu. Eve ne kadar geç dönerse Canan'ı daha az görmüş olacak ve hissettiği bu saçma duygular gün geçtikçe yok olacaktı. Evet, onca saat dışarı da kalıp bunu düşünmüş, en sonda onunla aynı ortamda bulunmamaya ve hatta elinden geldiğince onu gün içinde hiç görmemeye çalışacaktı. Bunun düşüncesi bile göğsünü sıkıştırmaya yeterken ondan kaçmak tam bir azap olacaktı. Bu küçük kadın koskoca adama ne yapmıştı böyle? Bir bayım deyişiyle hayatının düzeni altüst olmuştu. Yıllardır yanında olan kadını Sedef'i hayatına henüz girmiş küçük toy bi kadına değişmişti. Çektiği vicdan azabı bu yaptığını asla unutturmayacaktı.

Cebinden çıkardığı anahtarıyla kapıyı açıp ses çıkarmamaya özen göstererek içeri girdi. Işıkları yakma gereği duymadan ezbere bildiği yollardan merdivenlere yöneldi. Tam bir basamak çıkmıştı ki ayakta kollarını göğsünün altında birbirine dolayıp bahçeyi seyre dalan Canan'ı gördü. Git Eymen, ardına bakmadan odana git! Diye kendine emir versede kalbi hissettiği acıyla sıkışmış, canını yakmıştı. Bu denli bir sızı ne ara bedenine yerleşmişti? Ama gitmeliydi! Önünde onca engel varken bu kadından gitmeliydi. Onlar birbirine yasaklanmış iki yabancı... Kadın kendinden neredeyse on yaş küçük, kardeşinin sevdiğiydi. Adam kadından on yaş büyük ve nişanlı bir adamdı. En olmayacak iki insan! Yanına gitmek için direnen ayaklarına acımasızca davranıp merdivenleri tırmanarak odasına gitti.

Kadın ise yaşadığı herşeyi önüne sermiş düşünüyordu. Babasının onu kendi istekleri doğrultusunda yaşamasını istemesi, arkadaşlarıyla evden ayrılışı, Zeynep'in ölümü, ondan gizlenmiş gerçekleri, Seymen'in ortaya çıkan aşkı, Eymen'in öpüşü, Koray'ın acısı, Kenan'ın özlemi... Ne hata yaptı da hayatı bu kadar karmaşık bir hal aldı. Ne yapmıştı da hayatındaki herkes acı içindeydi. Belki de babasının istediği hayatı yaşamalıydı ama hayır, onun istediği babasının hastanesine sıkışıp kalmak değildi. O uçmayı isteyen bir balıktı. Gökyüzüne aşıktı, onu istiyordu. Ama hayat hiçbir zaman ona istediklerini vermemişti.

Kolundaki saate gözü kayarken güneşin neredeyse doğmak üzere olduğunu fark etti. Bugün yapması gereken çok şey vardı. Öncelikle Ertel ailesini güvenlik kadrosunu değiştirecek ardından zihninde planladığı şeyleri Eymen Beyle paylaşıp soluğu Zeynep'in ailesinin yanında alacaktı. Bu yüzden bir iki saatte olsa uyumalı kendine gelmeliydi.

Asu uzun zamandır bayilerini ziyaret etmediğini fark edip soluğu Eymen'in evinin önünde almıştı. Evin açısına birkaç saatliğine izin verip abileri utanmadan önce kahvaltıyı kendisinin hazırlayacağını belirtmişti. Aşçı dediğini yapıp evden çıkarken Asu başlamadan önce lavaboya gitme isteği duydu. Olduğu kattaki lavaboya gidip kapıyı hızla açtı, içeri görmek için bir adım atmıştı ki gördüğü manzarayla gözleri yuvalarından çıkacak dereceye gelmiş olduğu yerde put kesilmişti. Onunla beraber aynı şaşkınlığı yaşayan Kenan duruşunu bozmadan şaşkınlıkla içeri destursuz giren kıza bakıyordu. Zavallı Asu gördüğü manzara karşısında şok olmuş kendine geldiğinde ise koca bir çığlık basmıştı. Tüm ev onun çığlığıyla inlerken kendine gelen Kenan önce boxerini hemen ardından da siyah pantolonunu giyerek bedenini Asu'ya çevirdi. Genç kız ise hala çığlık atıp ev ahalisini uyandırmakla meşguldü. Kenan ne yapacağını bilemez halde aklına gelen ilk fikirle eliyle genç kızın dudaklarını örterek çığlığı bastırdı. Onun yaptığı bu iğrenç hareketle midesi bulanan Asu ıkö eliyle ağzındaki eli çekip:

"Çek şu pis ellerini üzerimden! Tanrım... Az önce o pis ellerini dudağıma sürdün." Diye bağırırken Canan hemen arkalarında belirmişti.

"Ne oluyor burada? Bu çığlıkta ne?"

Canan' ın ardından Eymen ve Seymen'de aynı anda merdivenlerden inip Canan'ın iki yanında durmuş merakla gelecek cevabı bekliyorlardı. Kenan'ı lavaboda gören Seymen:

Küçük Bir KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin