Keyifli okumalar ^^
Safir, son kez aynadaki yansımasına baktı. Mührü kırmasının ardından bir haftaya yakın bir süre geçmişti. Bu esnada bir yandan kabuslarla boğuşurken bir yandan da dikkat çekmemek için okula gitmişti. Bacağı düzelmiş ve Vera dikişlerini almıştı ancak yine de canı acıyordu. Kendine dikkat etmesi gerektiğini bilse de bunda pek başarılı olduğu söylenemezdi.
Yüzüne olgunluk katan hafif makyajı sinirlerini bozsa da herhangi bir dokunuşta bulunmadan aynadan uzaklaştı. Gümüş aksesuarlarla tamamladığı mavi elbisesiyle denizin huzurunu taşıyordu. Her zaman kullandığı lavanta kokulu parfümünü yerine daha ağır bir kokusu olan anemon çiçeğinden elde edilen kokuyu üzerine sıktı. Lavanta kadar olmasa da bu çiçeğin kokusuna da hayrandı.
İki saat önce geldikleri sahil kenarındaki bu evle depo arasındaki mekanın merdivenlerinden indi. Vera çoktan hazırlanmış merdivenlerin başında onu bekliyordu. Vücudunu saran siyah elbisesini kızıl saçlarına yakın renkteki bir kolye ile tamamlamıştı. Safir, Vera'nın bakışları üzerine toplayacağına emindi. Etrafa inanılmaz bir ışık saçıyordu.
Bugün büyük gündü. Kutlama partisi bugün gerçekleşecekti. Üzerlerinde garip bir gerginlik vardı. Bir şekilde Andrina ile rahatça görüşeceklerdi. Tabii bunun gerçekleşmesi içinse yaklaşık bir haftadır üzerinde çalıştıkları planı işe yaraması gerekiyordu.
"Çok güzel gözüküyorsun."
"Ah, o senin ışıltının bir yansıması sadece Vera."
Aralarında geçen bu diyalog kızların kıkırdamasına neden olmuştu. İkisi de gerginliklerini azaltacak şeylerin peşindeydi. Bunun en iyi yoluysa biraz sonra yapacakları şeyleri unutmuş gibi davranmaktı.
Evin taş zeminlerinde ağır adımlar atarak dışardaki depoda olan Yiğit ve Aras'ın yanına doğru ilerlediler. Tuttukları bir kadın evi temizlemişti. Geri kalan her şeyi ise Vera ve Safir kendi elleriyle yapmıştı. Aras, eve henüz girmemişti. Buraya geldiği süre içerisinde en fazla depoya girmişti. Bu evden kaçar gibi bir hali vardı. Evin taştan duvarları gibi son derece görkemli duran ahşap kapıdan çıkıp depoya vardılar. Sahilin kenarındaki bu ev insanın ürpermesine neden oluyordu. İçerisindeki yaşanmışlık kokusuysa bu duyguyu pekiştiriyordu.
"Her şey hazır mı?"
Vera, gerginliğini belli etmeyen neşeli bir sesle depoya girdi. Yüzünde samimi bir gülümseme vardı.
"Hazır sayılır. Yani garsonlar içerde zaten. Amfetamini alkolle karıştırması kaldı sadece. E o da bir tıpçı olarak sende."
Yiğit konuşurken Aras donuk bakışlarını duvara yöneltmişti. Safir'e bakmıyordu. Bir haftadır da bu şekilde davranmıştı. Zaten Safir, Aras'a karşı gelip Vera ve Yiğit ile beraber depoda kalmıştı. Bu süre içinde birbirlerini pek gördükleri söylenemezdi. Gördüklerinde ise aralarında soğuk bir merhabalaşma faslından başka bir şey geçmemişti. Neler yapacaklarını konuşurlarken bile aralarında konu dışı ufacık bir diyalog bile geçmemişti. Safir'in en çok canını sıkan da buydu. Aras, kıza nasıl olduğunu bile sormamıştı.
"Şimdi, adamları hazırladığımız o özel bölgeye alacağız. Kendilerini ev sahibi gibi hissetmelerini sağlayacağız. Zaten Armen de Aras ile beraber olacak. Hayliyle kendi keyiflerine dalacaklar. Bense onlara gidecek olan içkilere amfetamin katacağım. Tabi önce onları görmem lazım, dozu ayarlayabilmem için cüsselerini bilmeliyim ne de olsa. Sonrası ise sizde."
Vera'nın yüz bininci kez tekrarladığı Yiğit'in kahkaha atmasına neden olmuştu. Vera kızgınlıkla Yiğit'e bakarken onun kahkahası artmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mürekkep Dünya
FantasyGücünü ve güzelliğini adından alan bir kız ; Safir. Tek sığınağı kitaplarken şimdi bir kitabın içinde esir. İsteği gerçekleşti. Kurtarması gereken bir dünya var! Ve durdurması gereken bir savaş. Peki ya ölürse ? Ya da daha beteri. Bu kitabın içinde...