Bir geçiş bölümü oldu diyebilirim. Beğenirsiniz umarım. Oylarınızı ve yorumlarınızı da benimle paylaşırsanız sevinirim. Keyifli okumalar! :)
Aniden derin bir nefes alıp gözlerini açtığında Aras'a sarılmıştı. Andrina'nın zihninden çıkışı, girişi kadar zor olmamıştı neyse ki. Okyanusu hayal etmesi onu kendi dünyasına çekmişti. Kendini derin sularda hissettiğinde avuçlarındaki soğuk el gerçek gibiydi. Aras'ın varlığı okyanus ile birleşmiş gibiydi. Acı çekmeden kendi dünyasına bırakmıştı kendini. Boğulmamak için çabalamamıştı, kollarını suda dolaştırmamış kendini tamamen maviliğe esir etmişti.
Öksürük krizine girdiğinde her yerinin mürekkep olduğunu biliyordu. buna aldırmadan kollarını Aras'ın boynuna daha sıkı doladı. Başını boynuna bastırıp sonbahar kokusunu iyice içine çekti. Bu koku onu kendine getiriyordu. Üstelik özgür hissetmesini sağlıyordu. Tüm yorgunluğunu bu kokuyla unutabilirdi.
Aras başta ne odluğunu anlayamasa da sonrasında Safir'e karşılık vermiş ve ona sıkıca sarılmıştı. Safir bunu beklemiyor olsa da itiraz etmedi. Kendini iyi hissetmek istiyordu. şu anın verdiği büyüyü bozmadı. Biraz da olsa gücünü topladığında geri çekildi ve burnundan akan mürekkebi soğuk ellerinin tersiyle sildi. Beklediği siyahlık karşısında griye dönmüş lekeyi görünce gözlerini şaşkınlıkla açtı. Tekrar burnuna dokunduğunda mürekkebin gri olduğunu gördü. Anlamsızca Aras'a baktığında ciddi bir ifade ile karşılaştı.
"Mürekkep... Neden gri?"
"Çünkü tükeniyorsun Safir. Hissetmiyor musun?"
Safir başını iki yana sallayıp tekrar Aras'a sarıldı. Birkaç dakika daha öylece bekledikten sonra geri çekilip gördüklerini anlatmaya başladı. Gözlerindeki ifadeyi anlamaya çalışsa da yine bir bilinmezlikle karşılaşmıştı. Alışkın olduğu bu durum karşısında sessizliğini koruyup ayağa kalktı. Kendini hiç hissetmediği kadar yorgun hissediyordu. Burada uyuyabilirdi. Aras'ın ellerinden tutabilirdi. Bu ona iyi gelirdi. Farkında olduğu bu gerçekleri bastırarak kapıya yöneldi. Güçsüz düşmek istemiyordu. Karşısındaki kendisine en az kendisi kadar dürüst olmadan bunu yapamazdı.
Kapıyı açtığı anda arkasına baktı. Ne beklediğini bilmiyordu. Aras koltukta gergin bir şekilde oturmuştu. Arkasındaki ışık saçlarının yüzünde gölgeler oluşturmasına neden oluyordu. Mavi gözleri yere kenetlenmiş olsa da Safir o gözlerdeki acıyı, nefreti ve bilinmezliği hissedebiliyordu. Anlatmadığı bir şey vardı. şu an dank eden bu fikir yutkunmasına neden oldu. Bu şey her neyse Aras onun bilmesini istemiyordu. Ve bu şey aralarına giren görünmez duvarın ta kendisiydi.
İçine dolan acıyı görmezden gelerek odasına çıktı. Hırkasını dağınık yatağının üzerine bıraktıktan sonra banyoya geçti. Korkarak aynaya baktı. Kitaba düştüğünden beri görmeye alışkın olduğu yorgun ve berbat görüntüsüne alaycı bir gülümseme yolladıktan sonra yüzünü yıkadı. Islak saçlarını da kuruttuktan sonra dolabı açıp silahlara baktı. Zamanın az kaldığını biliyordu. Bencil biri sayılırdı aslında. İnsanların görüşlerini umursamazdı. Ancak bölünmelerden ve insanlığı yok eden şeylerden de nefret ederdi. Şimdi sona bu kadar yakın olduğunu bilmek canını yakıyordu. Yok olup gideceklerdi. Hiçbir canlının yapmadığı şeyi yapacaktı insanlık. Kendi ırkını kendi çıkarları için yok edecekti. Armen'in bundan isteğinin ne olduğunu bilmiyordu. Ama biraz önce duydukları bunun nedeninin çıkar olmadığını söylüyordu. Çok daha başka bir şey vardı. Onu bu denli kötü yapan bir istek vardı. Daha içten, daha gerçek ve işin en berbat kısmı; daha kabul edilebilir.
Dolabın kapağını kapattıktan sonra odasına geçip yatağının içine girdi. Kollarını kendine dolarken içine biriken yalnızlıktan uzaklaşmaya çalışıyordu. İçi de en az bu oda kadar karanlıktı. Gözyaşları tekrar kendilerini özgür bırakmaya çalışsa da dişlerini sıktı. Şimdi ağlamanın zamanı değildi. Şimdi güçsüz olmanın zamanı değildi. Kendini özgürce bırakabileceği o an geldiğinde deli gibi ağlayacaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mürekkep Dünya
FantasíaGücünü ve güzelliğini adından alan bir kız ; Safir. Tek sığınağı kitaplarken şimdi bir kitabın içinde esir. İsteği gerçekleşti. Kurtarması gereken bir dünya var! Ve durdurması gereken bir savaş. Peki ya ölürse ? Ya da daha beteri. Bu kitabın içinde...