"Sana anlatmam gereken bazı şeyler var. Okuduğun kitabın bir sonu yok. Çünkü kitabın yazarı hikayeyi yazarken kitabın içine düştü daha doğrusu yazdığı bir karakter tarafından içeriye çekildi. Eğer bir kitap yazıyorsan yazdığın karakterler hiçbir kitaptan ya da filmden beslenmemeli yani tamamen yeni bir karakter olmalı. Ama Andrina böyle yapmadı. Okuduğu bildiği birçok karakterin harmanlamasını yaptı ve biraz da bilerek kendini tehlikeye attı. Bir kitaptan beslenen karakterler diğerlerine göre çok daha tehlikeli ve güçlü olurlar ve Armen sadece bir kitaptan beslenmiyor. Andrina neden böyle bir şey yaptı bilmiyorum. Bildiğim tek şey Armen'in çok güçlü olduğu ve benim gibi herhangi bir kitaptan beslenmeyen birinin tek başına üstesinden gelemeyeceği. İşte senin bu kitapta olmanın nedeni de bu. Çok güçsüzsün evet ama Armen'in üstesinden ancak gerçek dünyadan gelen biri gelebilir. Ayrıca kitabın sonu yok demiştim. Kitabın sonunu sen yaşayarak yazacaksın Safir."
Aras'ın söyledikleri Safirin üzerinde kısa bir şok dalgasını yayılmasına neden oldu. Ama Safirin bundan kurtulması uzun sürmedi. Aklında bir sürü soru yığını oluşmuştu ve binlerce de cevap. Bunlardan bahsetmek için en uygun zamandı.
"Anlayamadığım bir şey var. Yarım kalmış bir kitabın kütüphanede ne işi var?"
"Çünkü Andrina kitabını kütüphane yazardı. Kitaba düştüğünde yine oradaydı. O, kalın bir deftere yazardı yazacaklarını. Satırların ruhunu daha çok hissederdi kalem kullandığında. Hikayenin sonuna doğru defter bitti ve nedense Andrina yazdıklarını bastırdı ardından da kitaba düştü zaten. Kütüphane görevlisi de masadaki kitabı rafa yerleştirdi."
"Andrina hakkında bu kadar çok şeyi nasıl biliyorsun?" dedi Safir anlamsız bakışlarla. Aras "ciddi misin sen" bakışıyla karşılık verdi. Safir'in bakışlarında bir değişim olmayınca kahkası küçük odada yankılandı.
"Şapşal. Beni yazan Andrina. Yazarken yaşadıklarını ve duygularını bize yansıtırdı. Yansıtmak istediği kadarını tabi."
Safir pekala diyip suratına küçük bir tebessüm yerleştirdi. Bazı şeyler şimdi yerine oturmaya başlamıştı. Andrina daha önce araştırmıştı. Hakkında elle tutulur şeyler yoktu. Ama öğrendikleri ona yardımcı olacaktı. Ve Armen. Mademki birkaç kitap karakterinin birleşimiydi o zaman onun zaaflarını bulabilirdi. Yapması gereken şey kitabı daha dikkatli okumasıydı.
Safir kendi odasına geçti ve ceketini üzerine geçirdi. Saatin kaç oldığından bihaberdi. Ama yurda gitmesi gerekiyordu. Saklanması gerekiyordu. Ve ortadan kaybolmanun en kolay yolu merkezde olmaktı. Okula gidecekti. Ama yurtta kalmayacaktı. Orası yeterince sakindi ve sık sık ortadan kaybolması herkesin dikkatini çekerdi. Ama burası oyle değildi. Burası Tarlabaşıydı. Karmaşanın, kalabalığın, belanın göbeğiydi. Kaybolması kimsenin dikkatini çekmezdi ayrıca eğer Armen'in radarına yakalanırsa buralarda onu aramak zor olurdu. Yurttan çıkmak zor olmayacaktı. Çok iyi biliyordu ki yurt müdürü bu duruma dünden razıydı. Hatta utanmasa bir ev ayarlayıp sen burada kal yeter ki bizden uzak dur diyecekti. Daima gerçekleri söyleyen ve onlardan yana olan insanların başına gelen klasik durumlardan biriydi.
Kız, çantasını eline aldığı sırada arkasında bir ürperti hissetti. hızla arkasına döndüğünde duvara yaslanan Aras'ı gördü.
"Beni yurda bırakır mısın ? Eşyalarımı almam lazım."
Aras küçük bir tebessümle karşılık verip odadan çıktı. Safir aynanın karşısına geçti. Ağladığı için gözleri kızarmış ve az da olsa dudakları şişmişti. Ve koyu kumral saçları da dağılmıştı. Hızla çantasından tokasını çıkarıp saçlarını bağladı ve aşağıya –Aras'ın yanına- indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mürekkep Dünya
FantasíaGücünü ve güzelliğini adından alan bir kız ; Safir. Tek sığınağı kitaplarken şimdi bir kitabın içinde esir. İsteği gerçekleşti. Kurtarması gereken bir dünya var! Ve durdurması gereken bir savaş. Peki ya ölürse ? Ya da daha beteri. Bu kitabın içinde...