Şu sıralar çok yoğunum. Ama yine de hızlı yazmaya çalışacağım. Eğer geciktirme olursa kusura bakmayın şimdiden. Keyifli okumalar :)
Yol boyunca Andrina'nın ısrarlı soruları cevapsız kalmıştı. Safir, telefonda Yiğit ile konuşurken Vera da arabayı kullanmıştı. Arka koltukta tek başına oturan Andrina en sonunda pes etmiş ve kendini gri koltuğa bırakmıştı. Neler olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu. Kaçtıklarının farkındaydı elbet, ancak esas sorun bu kaçısın neler doğuracağıydı.
Yolculuk Aras'ın evinin önünde sona ermişti. Vera, Andrina'yı yukarı çıkarırken Safir, apartmanın giriş kapısında Yiğit ile konuşuyordu. Planları işe yaramıştı. Onlar kaçarken, kızın attığı Molotof kokteylinden dolayı depoda küçük çaplı bir yangın çıkmıştı. Birbirine giren adamları ise Aras ve Armen ayırmış; amfetamin etkisini kaybettiğinde adamlar yere yığılmıştı. Armen ise yangının farkına ancak o zaman varmıştı. Telaşla dışarı çıkıp yangını söndürmeye çalışsa da iki kişi bu konuda pek başarılı olamamıştı. Yangın hala devam ediyordu. İçerideki rezaletten dolayı itfaiyeyi çağıramayacakları için kendileri söndürmeye çalışıyordu. Yiğit ise uzaktan onları izliyordu. Bu durumda Andrina'dan istedikleri bilgileri almak için uzun bir zamanları vardı.
Safir, Yiğit ile konuşmasını bitirdiğinde Aras'ın dairesine çıktı. Vera, Andrina'ya hiçbir şey söylemediği için Andrina etrafta deli gibi dolanıyordu.
"Artık bana bir açıklama yapacak mısınız?"
Safir, salona adımını atar atmaz Andrina'nın sesi ile karşılaşmıştı. Onun bu halde olmasında haklı olduğunu bildiği için uzatmadan konuşmaya başladı.
"Önce sakin ol ve şuraya otur lütfen."
Andrina, kızı ikiletmeden kendini tekli koltuğa bıraktı. Yere vurduğu ayaklarıyla dizinin üzerine vurduğu işaret parmağı ahenk içindeydi. Bu hali tüm gerginliğini ortaya seriyordu. Safir, derin bir nefes alıp koltuğa oturdu. İçinde yeşil haleler olan bal rengi gözlerini, Andrina'nın gri gözlerine sabitledi.
"Olanlar sadece bir oyun. Armen'i oyalamak için. Yani, o kavgayı biz çıkardık. Şimdi ise yangınla uğraşmaları lazım. Ayrıca Armen, seni göremeyince nasıl bir tepki verecek bunu da öğreneceğiz. Başta senin kaçırıldığını düşünecek. Tabi şu, Mürekkep Dünya'ya düşen kız tarafından. Neler yapabileceğini görmemiz lazım. Yani, sabaha kadar vaktimiz var. Neler olduğunu düzgünce konuşmamız lazım artık. Neden zihin geçişi yapmamı istedin, bunun bana ne kadar zarar vereceğini biliyordun. Tamam, seni anlıyorum. Başka türlü iletişim kurmamız pek mümkün ve sağlıklı değildi ama bu yöntemin de çok sağlıklı olduğunu söyleyemezsin bana. Mutlaka önemli bir şey olmuş olmalı ki-"
"Önemli bir şey olmadı. Önem derecesi üzerinde konuşamayacağımız kadar ciddi şeyler oldu. Elbette farkındayım zihin geçişleri ile başına nasıl bir dert açtığımın ama bunu yapmasaydım daha beterleri olacaktı."
Andrina derin bir nefes alıp tekrar ayağa kalktı. Gerginliği yüzünden oturmakta zorlanıyordu. Hareket etmeye ihtiyacı vardı. Ayağındaki ten rengi topuklular, beyaz parkelerde sinir bozucu bir ses çıkarırken, o rahatladığını hissediyordu.
"Geçenlerde su deposuna bir kız girmiş. Hırsız olduğunu, polisten kaçtığını falan söylemiş işte. Bir müddet adamları oyalamış. Sonrasında da bir erkek ortaya çıkmış işte. Adamın yüzünü görememiş görevliler ama kızı çok net hatırlıyorlardı. Onların siz olduğunuzu biliyorum Safir. Adamlar bunları Armen'e anlattı. Başta pek önemsemedi Armen ama sonrasında sularla ilgili sıkıntı çıktığında şüphelenmeye başladı. Bunları nerden bildiğimi soracak olursan onu da söyleyeyim. Armen beni gözünün önünden ayırmıyor. Artık onu anlamaya başladım. Yani neye nasıl tepki vereceğini az çok biliyorum. Gerçi hala beni korkutuyor ama neyse. İşte, şimdi senin daha doğrusu sizin peşinizde. Ki bu maalesef daha başlangıç."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mürekkep Dünya
FantasyGücünü ve güzelliğini adından alan bir kız ; Safir. Tek sığınağı kitaplarken şimdi bir kitabın içinde esir. İsteği gerçekleşti. Kurtarması gereken bir dünya var! Ve durdurması gereken bir savaş. Peki ya ölürse ? Ya da daha beteri. Bu kitabın içinde...