40-

670 60 1
                                    

Çok çok geciktim, üzgünüm. Ancak elbette burası dışında da bir dünyamız var ve başka sorumluluklarımız, tasalarımız da var. Beni affedin. Sevgiyle kalın.


Karanlığa yüz tutan odanın içinde en az gece kadar karanlık insanlar sıralanmıştı. Aras, duyduğu gerçeklerle acı içinde kıvransa da yüzünde bunu belli eden en ufak bir ifade bile yoktu. Sinirli olduğu sadece yumruk halinde bacağının yanında duran elinden anlaşılıyordu. Ne yapacağını kestirmeye çalışsa da şu anda istediği tek şey şu dünyadan çıkıp gitmek ve acılarını burada bırakmaktı. Kimseye tahammül edecek gücü kalmamıştı. Kalmasına imkan mı vardı?

Odada öylece dikilen Maske'ye Armen içinde öfke de dahil birçok duygu olan gözlerinin, onun gözlerine kenetlemişti. Yıllardır yanında yaşadığı insanın öz babası olduğunu öğrenmek ve Aras'ın da bunu bildiğini duymak algılamada zorlanmasına neden olmuştu. Esmer teninde zümrüt misali parlayan gözlerini Aras'ın safir rengi gözlerine dikti. Aras, Safir'i bırakmak için uzaklaştığında Leyla alaycı sözcüklerle babasına sataşmıştı. Dünyanın sonunda olmaları artık bir şey ifade etmiyordu.

"O ben değilim Leyla." Dedi Maske Armen'in karmaşık gözlerine aldırmadan. Suçluluk hissetse de ne yazık ki kimsenin bundan haberi yoktu. Sesi üzerindeki siyah takıma eşlik edercesine keskin çıkmakla kalmamış aynı zamanda içinde ürkütücü bir tını da barındırmıştı. Yüzleşme zamanı geldiği için gergin gözüküyordu.

"Yalancı!" dedi Leyla avazının çıktığı kadar bağırarak.

"Hiçbir şey bilmiyorsun küçük." Diye tıslamıştı bu defa Maske. Kendini kontrol etmek ister gibi bir hali vardı. Birbirine kenetlemen dişleri, kasılan çenesi, kasılan beyaz kaşlarının altındaki gözleriyle insana korku saçabilirdi. Karşısındakiler de en az onun kadar karanlık olmasaydı. Bu anı hep farklı hayal etmişti. Oğluna gerçekleri açıkladığında her şeyin daha güzel olacağını düşünürken bir aptal kız her şeyi ve herkesi alt üst etmişti. Dünyayı, içindeki karanlığa gömecek olan bu kız öfkenin bir insana neler yaptırabileceğinin kanıtıydı. Ondan nefret etmek istese de yaşadıklarını az çok bildiği için kalbi buna izin vermiyordu.

"Bak küçüğüm, ne Armen senin abin ne de ben senin babanım. Bunu anla artık."

Armen olduğu yerde dikilirken bakışları Aras'ın arkasındaki aralanan kapıya kaymıştı. Bunu kendinden başka kimse fark etmemişti. Gördüğü insanlar yüzünün gülmesine neden olsa da bunu belli etmedi. Bundan sonra ne olacağını bilmese de kapıdan usulca süzülenler arasındaki kalbini titreten insan aralarındaki mesafeye rağmen ellerini tutmuş gibiydi. Onun gözlerini de kendi gözlerinde hissettiğinde derin bir nefes aldı. Andrina'nın burada olması boğulmak üzere olan birinin aniden kendini kıyıda bulması gibi bir şeydi.

Aras mavi gözlerini Leyla'ya dikip yanına ilerledi. Aklında bir şey yoktu. Sadece Leyla'nın Maske'nin onun babası olduğunu nereden çıkardığını öğrenmek istiyordu. Ve de ona bunca kötülüğü nasıl yaptığını.

"Benden bu kadar nefret mi ettin gerçekten?" diye sordu soğuk elleriyle Leyla'nın yüzünü avuçlarının içine alırken. Leyla, Aras'ın ellerini yüzünde hissettiği anda gözlerini kapatmıştı. Huzur duygusu tüm benliğini kaplamıştı. Bunu ne kadar uzun zamandır hissettiğini düşündü. Aras'tan uzaklaştıktan sonrası tamamen bir boşluktan ibaret olsa da verdiği sözü tutması gerekmişti. Onun için intikam aşktan önemliydi.

Mürekkep DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin