E Seviye

18.2K 1.9K 1.3K
                                    

❈4❈

"Size onun tuhaf koktuğunu söylemiştim."

Gözlerimi devirerek beni oturttukları sandalyeden kalkmaya çalıştığımda sarışın olan esmer olana gülümsedi ve omuzlarımdan bastırarak engelledi. Yorgundum, içimde süregelen bir duygusal savaş var gibiydi. Bir anda sakinleşiyor, iki dakika sonra ölecekmiş gibi duygu sellerine kapılıyordum. Ve bir sınıf dolusu ergen vampir uğraşmak istediğim son şeydi.

"Jungkook gelene kadar hiçbir yere gitmiyorsun."

"Sırama geçeceğim!"

"Biz ders işlemeyiz ufaklık."

"Diyene bak."

Kafamı çevirerek mırıldandığımda sarışın olan hariç hepsi kahkaha atmaya başladı. İçimden gülmek gelsede somurtmaya devam ederek komik bir şekilde gülen uzun boylu ucubeye baktım. Gülerken çıkardığı ses bir yana yüz ifadesi ve yanakları çok tatlıydı.

"Ah teşekkür ederim sen de öylesin."

Yüzüme dik dik bakmaya devam ederken hala gülümsüyordu. Kaşlarımı çattığımda esmer olan onun sırtına vurarak daha çok güldü.

"Ne düşünüyordu bana da söyle Jin! Niye teşekkür ettin!"

Söylediği şeyi algıladığımda şaşkın şaşkın ona baktım. Düşüncelerimi mi okuyabiliyordu?

"Tam üzerine bastın ne olduğunu çözemediğimiz tuhaf kokulu minik şey."

Ben tuhaf kokmuyordum.

"Ah evet kokuyorsun. Kanın tuhaf kokuyor."

Düşündüğüm her şeye pat pat cevap vermesi sinirlerimi bozuyordu. Özel alanımı işgal ediyordu resmen! Sarışın olan işaret parmağını yanağıma delik açmak istiyormuş gibi bastırıp yüzümü sola doğru ittirdiğinde ona baktım.

"Göz teması kurmazsan zihnini okuyamaz seni sersem."

"Niye benimle uğraşıyorsunuz?"

Bıkkınca söylendiğimde tek ayağını kaldırıp tam arkamdaki duvara dayadı ve dirseğini kendi bacağına yaslayıp üzerime eğildi. Kurumuş kanımın olduğu elimi bileğimden tutarak salladı.

"Çünkü tuhaf kokuyorsun, ne bir insan gibi ne de vampir. Ve bu kokunla salona daldığında aklından ne geçiyordu seni geri zekalı? Dönüştürülenler hakkında yapılan ve hiç yumuşak olmayan bir tartışma varken... Ya Jungkook seni fark etmeseydi ve kokunu alsalardı cidden. Canına mı susadın?"

Önüme geçerek bakışmamızı kesişi ve beni yaka paça salondan çıkarışı gözlerimin önüne geldiğinde tam suratımın dibinde olan yüzüne kafa atmamak için kendimi zor tuttum.

Biraz geri çekilip iki parmağıyla çenemi tutup kaldırdı ve ben elini itmeyi başarana kadar ağzımın içine baktı.

"Bizimki gibi dişleri yok."

"Elbette yok! Sizin gibi değilim."

"Ama kokusu onlar gibi değil mi Tae? Kasabada karşılaştıklarımızdan, şu e seviye manyaklar."

Esmer olan masalardan birine uzanmış, elindeki lekeli mendili de kendi suratının tamamına örtmüştü. Koklayıp durduğu mendilin ne olduğunu hatırladığımda kusmak üzereydim.

"Niye arkadaşımın kanını koklayıp duruyorsun seni sapkın!"

Pozisyonunu bozmadan sadece mendili yüzünden kaldırdı. Özenle katlayıp, gözlerini yuvarlayarak tekrar kokladıktan sonra bana baktı.

AkayukiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin