❈17❈
"Yani tek olmak senin için sorun olmayacak öyle mi?"
"Alışığım."
Sınıfa girene kadar başka bir şey söylemeyen Yoongi'ye sessizliğinde eşlik ettim. Öyleydim, tatillerde yalnız kalmak benim için sorun değildi. Yönetici kar tatilini bilmediğim bir sebepten dolayı öne almış, akademinin yarısından çoğu çoktan ailelerinin yanına dönmüştü. Bahçede dolaşırken her tarafta gördüğüm, bavullarını çeken heyecanlı öğrenciler yüzünden içimde bir şeylerin ezilmediğini söylersem yalan olurdu. Bir tatili hak ettiğini düşündüğüm yöneticinin de sırf benim yüzümden burada kalması da hiç yardımcı olmuyordu. Her fırsatta bunu yapmamdan nefret ettiğini söylese bile ona yük olduğumu hissediyordum, elimde değildi.
"Biz bu tatilin tamamında evde olmayacağız. İki gün sonra sanırım geri döneriz."
Şaşkınlıkla harmanlanan mutluluğumu gizlemeden ona baktım. İki hafta boyunca yalnız kalacağımı düşünüyordum.
Her ne kadar içimde hala vampir ırkından nefret eden bir taraf varlığını sürdürse de -ki bu normaldi, gereğinden fazla dolu olan hiçbir defterin kapağı kapanmazdı ve benim onlarla çok fazla kötü anım vardı- onlara bağlanmıştım.
"Hepiniz mi?"
"Jungkook hariç hepimiz."
Mutluluğun her bir kırıntısını koridorda bırakıp sınıfa girerken söylediği şeye fazla tepki vermemeye çabalayarak başımı salladım. Yönetici tatili öne aldığı için üst üste girdiğimiz sınavlar, gözünü benden ayırmayan baş belası safkan öğretmen yüzünden yanındayken bile ondan uzak kalmıştım. Ve şimdi iki hafta boyunca aynı şehirde bile olmayacaktık.
Bir köşeye çöküp ağlama isteğimi bastırarak sınıftaki gürültüye odaklandım. Hepsi Hoseok'un sırasının etrafında durmuş gülüşüyordu. Taehyung'un gülerek geri çekilmesiyle gördüm onu. Hoseok'un ablası Dawon kucağında bebeğiyle gülerek onlarla konuşuyordu. Onun yanında oturan Jungkook daha boynunu dik tutmayı zor beceren küçücük bebeği ellerine alarak yüzünü tuhaf şekillere sokmaya başladı. Jungkook'un iki omzunun arkasından aynı şekilde çocukla ilgilenen Namjoon ve Jin'e güldüğüm sırada gözlerimizin buluşmasıyla yüzlerindeki gülüş soldu. Bir bana bir de saf bedeninin kokusu ciğerlerime dolan bebeğe bakıyorlardı.
Omzundan dürtmeleriyle ilgisi bize dönen Jungkook ile birlikte Yoongi kolumu tuttu.
"Uzaklaştırayım mı onu?"
"Hayır."
Neden bahsettiklerini anlayamıyorken Yoongi bir yandan beni onlara doğru yürütüp diğer yandan kulağıma fısıldadı.
"Bebek kokusunun seni çıldırtmasından korkuyorlar. Herkesin karşı koyabildiği bir şey değil bu. Bizim gibi alışkın olman gerekir. Ama Jungkook sana güveniyor sanırım."
Uzun bir süredir boynundaki cennetten beni mahrum bırakmasına rağmen, daha ben kendime güvenemezken bana güvenmesine şaşırmıştım.
"Onu tutmak ister misin?"
Ben tepki veremeden çocuğu uzattığında parmaklarımla yumuşak bedenini kavradım. Öylece havada tutmaya devam ederken Jungkook kalktı ve fazlasıyla yakınıma geldi.
"Güzel tut."
Göğsüme yasladığım, başı habire oynayan küçüğün yüzüne bakarken yakınlığının verdiği heyecan bebeğin kokusundan etkilenen hislerimi bastırıyordu. Dudaklarımı dökülüyormuş gibi görünen, çenesinin iki yanındaki şişkin yanaklarına bastırdım. Dudaklarının arasındaki salyasıyla yaptığı baloncuğu patlatmasıyla güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akayuki
FanfictionGözlerini kapalı çizdim görmesinler diye kimseyi Madem görmeyecekler bundan sonra beni 2 Şubat 2016 ∞ 31 Aralık 2017