Akayuki

Geçmişten Gelenler

❈13❈

Genç kız çenesinin hizasındaki saçlarıyla oynayarak yürürken iç geçirerek başını kaldırdı. İçinde Jimin'e karşı günden güne büyüyen bir suçluluk duygusu vardı, derslerine odaklanmasını, eğlenmesini kısaca yaşamasını engelleyen.

Onun yüzünden dönüşmek zorunda kalmıştı ve adam akıllı kızmamıştı bile Yeri'ye. Onu öfkesi tazeyken kırmamak için gördüğü yerde yolunu değiştirmiş ve en sonunda affetmişti hemen.

Kendisi ise elinde olsun olmasın çocuğa zarar vermeye devam ediyordu. Bileğini saran zinciri koparıp atmak istiyordu Jungkook'un suratına. Jimin'in ona olan hislerinin farkındaydı. Bunu fark etmeyen biri neredeyse yoktu, Jungkook'un yanındayken başka bir insan oluyordu Jimin. Çok konuşmuyor, durgunlaşıyor ve dolu gözlerini safkandan ayıramıyordu.

Bunun farkına varamayan tek kişi ise Jungkook gibiydi, yada farkındaydı fakat umursamıyordu Jimin'i. Aslında onun ne düşündüğünü anlamak imkansızdı.

Yeri'ye karşı küçüklüğünden beri hep çok iyiyken okula geldiklerinden beri tavırları değişmişti. Sınıfta hep onun yanında oturuyordu, kaşları çatılmış halde düşünceli bakışlarıyla kendisini izlerken yakalıyordu Jungkook'u.

Ertesi gün suratına bile bakmıyordu, tersliyor ve sürekli Jimin ile ilgili uyarıyordu kızı.

Kıyafetlerinin altında kalan zinciri çekiştirerek parıldayan boncuklara baktı.

"Güvende olman için," demişti ona bunu takarken. Tam karşı çıkıp bağıracağı sırada etrafına bakınmış ve kolunu sıkıca kavrayarak kulağına eğilmişti.

"Ve Jimin'in güvende olması için. Bunu çıkartmayacaksın anladın mı? Onun canını yakmak zorunda kaldım bunun için, senin şımarıklıkların yüzünden boşa gitmesine izin vermem. Çıkartmayı deneme bile. Onun senin kanını içmesine asla izin vermeyeceksin, sana dokunmasına da. Hatta senin kokunu almasını bile istemiyorum. Jimin'in gitmesine izin veremem. Bunu sen de istemezsin."

Her kelimesiyle saçmalamış ve kafasını karıştırmıştı kızın. Alt tarafı kanını içecekti, bu neden tehlikeli oluyor, Jimin'in gitmesini gerektiriyordu ki? Kendi isteğiyle kan vermesi suç değildi. Bu onun okuldan atılmasına sebebiyet veremezdi. Ayrıca gitmesine izin veremem de ne demek oluyordu?

Jimin neden giderdi ki onun kanı yüzünden?

Kafası karışıktı, neye inanacağını bilmiyordu ve üzgündü. Fakat emin olduğu bir şey vardı, Jungkook'a hiç güvenemiyordu artık.

Kaçan uykusu yüzünden erkenden kalkmıştı ve dersi olmadığı halde eski sınıf arkadaşlarının yanına gidiyordu şimdi. Köprüye ulaştığı sırada önüne birinin çıkmasıyla ayakkabılarına diktiği bakışlarını karşısındaki tanıdık yüzle buluşturdu ve hemen iki adım geriye çekildi Yeri.

"Jimin?"

Elleri cebinde, gevşek bir gülümsemeyle kendisine bakıyordu. Üzerinde siyah bir hırka vardı ve kapüşonunu başına örtmüştü. Gereğinden fazla uzayan saçları gözlerini gölgeliyordu.

"Günaydın. Uzun zaman oldu."

"Öncelikle iyi geceler demeliydin, neden uyumuyorsun ve ayaktasın? Bizim ders saatimiz değil."

"Sen neden uyumuyorsun?"

Kendisine doğru bir adım atmasıyla tekrar geriledi Yeri. Jungkook ona bileklikten ve hasarlarından bahsetmemiş miydi? Niye ona yaklaşmaya devam ediyordu?

"Uyuyamadım. Gündüz sınıfına gidecektim. Yaklaşma Jimin."

Son derece yavaş bir adım daha attıktan sonra durdu. Başını sağ omzuna eğip garip garip Yeri'ye baktı.