Apóleia

10.5K 1K 795
                                    

❈27❈

Bir.

İki.

Üç.

Dört.

"Kendine zarar verecek gibi."

Tanımadığı biri için gereğinden fazla endişeyle dolu, kısık bir erkek sesiydi kulağıma dolan.

Beş.

Altı.

Yedi.

"Onu kelepçelemem kendi isteği, krizi geçinceye kadar böyle kalacak."

Karşılığında kayıtsız bir de kadın sesi, kulağım uzun süredir aşina bu tona; yüzüne yerleşen mimiklere kadar ezberlediğim biri olmasından kaynaklı.

Sekiz.

Dokuz.

On.

"Ben içeri giriyorum. Böyle olmaz, susturalım en azından."

"Jimin yedi aydır böyle Pavel, onu kendisinden korumak adına yapabildiğimin en iyisi de bu. Denemedim mi zannediyorsun? Bedeni hiçbir iyileştirme büyüsünü kabul etmiyor. Krizi geldiğinde onu karanlık bir yere kapatıyorum, tek yaptığı öylece çığlık atmak, kendine falan zarar vermiyor merak etme. Tek başınayken sakinleşebiliyor, asıl yanına gidersen daha kötü olacak, dinlesene beni bir kereliğine!"

On bir.

On iki.

On üç.

On dört.

"Senin gibi becerikli bir büyücü bile baş edemiyorsa, ne diyeyim? Her neyse, Ji Jin Hee seni çağırıyor, konseyde olanlar hakkında. Tam bir katliamdı o gün yaptıkları. Deli herif, bütün hepsini bir odaya kilitleyip doğramıştı. Şimdi de aylar önce yaptıklarının sonuçlarına katlanıyor, insanlarla anlaşmaları bozulmuş, zaten yanan okul da tekrar açılmadı. Güvenlerini kaybetti. Aynı bizim gibi davranıyor, neden insanlar güvenip çocuklarını akademiye göndersinler? Birleşeceğimizi düşünüyorum."

Ondan bahsettiğini anladığım an da neredeyse unutmuştum sayıları, boğazımdan yükselen çığlığım durulmuştu, o an elime geçse, kendi dilinin aksanında yarattığı kaba tonlarla onun adını fısıldasa önce kelepçenin zincirini, ardından boynunu koparabilirdim.

"Pavel, sessiz konuş."

Sesimin kesilişi dikkatini çekmişti, odanın kapısı ağır ağır açılırken yüzüme çarpan ışıktan rahatsızdım, kalkıp onlara saldırmayı diledi bedenim, saymaya devam ettim.

On beş.

On altı.

On yedi.

"Jimin?"

"Galina, ellerimi çözer misin?"

Boğuk sesimi duyduğu gibi girdi içeriye, krizdeyken doğru dürüst cümle kuramazdım. Kendime geldiğimi anladığında şaşkındı, dizleri üzerine çömelip kanayan burnumu sildi eliyle, gözlerimi kuruladı, bana gösterdiği şefkat yine garip hissetmeme sebep oluyordu.

AkayukiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin