Oyunbozan

21.1K 1.3K 1.3K
                                    

❈18❈

"Jimin."

Kulağıma dolan pürüzlü, tatlı sesine karşılık yüzümü kan içinde bıraktığım boynundan kaldırdım. Sırtıma, tam kürek kemiklerimin üzerine götürdüğü elleri kollarımı geriye uzatarak giriştiğim ceketimi çıkartma çabamı bloke etmişti.

"Soyunmanı istemiyorum."

Öylece donup kaldığımda elleri aşağıya, kalçalarıma kaydı. Dudakları çenemi emerken beni dizlerinin üzerinden kasıklarına çekerek sürtünmemizi sağladığında omuzlarını sertçe kavrayarak alınlarımızı yasladım. Bütün vücudumu sarsan his yüzünden istesemde hareket edemiyordum, üzerinde ileri geri kaymamı sağlayan tek şey kalçamdaki elleriydi.

Dönme dolabın içinde, konuşmamızın ortasında baş kaldıran susuzluğum yüzünden boynunu sömürürken birden dişlerimi teninden ayırmamı sağlayıp inleyerek beni öpen, durumu yemek saatinden çok yatak saatine çeviren kendisiydi ve şimdi beni pelte haline getirip soyunmamamı söylüyordu.

Derdinin ne olduğunu soracakken dudaklarımızı hızlı bir öpüşmenin içine çekerek hareketlerimi serileştirdi. Jungkook'un bitmek bilmeyen fantezilerinden birini gerçekleştirdiğimizi fark ettiğimde güldüğüm için dudaklarımız ayrılmış, o da nefes nefese kıkırdamaya başlamıştı. Kalçamı hareketlendiren elleri bir yandan da kabaca okşadığında tebessümüm yüzümde soldu.

Gözlerim kaymaya başladığında o da iyice geriye yaslanmış, üzerinde hareketlenebileceğim alanı genişletmişti.

"Y-Yoongi..." bambaşka bir konudan bahsetmeyi amaçlarken, derin bir inleyişle sonlanan cümlem yüzünden birden duran ve kalçalarımı sıkıştırıp yüzüme yaklaşan Jungkook yüzünden çığlığım boğazımda tıkanmıştı.

"Sen az önce onun adıyla mı inledin?"

"Lanet cümlemi... Kesmeyi bırakırsan konuşacağım."

"Konuş."

Elleri işlevini yitirip kıçımı rahat bıraktığında boynuna sarılarak kızgın ifadesinin yerleştiği yüzünün her yerini öptüm.

"Yoongi geçen gün ikiniz de delisiniz dedi. Haklı. Böyle bir yerde, bu halde bunu yaptığımıza göre kesinlikle deliyiz."

Elleri tekrar az önce yaptığı yaramazlığa dönerken aynı şekilde yüzümü öperek sırıtıyordu.

"Dönme dolabın içinde, giyinik bir halde seviştiğimize göre deliyiz, evet."

Cesur hareketlerimin önüne geçemediği utancım kelimelerimi aptalca sansürlemişti fakat benim aksime Jungkook vücudunun herhangi bir yerinde bu duyguyu kesinlikle taşımıyordu. Asla utanmıyordu, en azından benim yanımdayken böyleydi.

"Seni arsız."

Burunlarımızı birbirine değdirerek fısıldadığımda kaşlarını kaldırdı.

"Senin için arsızım."

"Benim de ar damarımı çatlattınız Jeon Jungkook, efendim."

Ateşli ortam son derece aptalca bir hale gelirken kahkaha atıyordum. Buna izin vermek istemeyen sevgilim ses tonunu zihnimi karartacak bir tona indirgeyerek belimi kavradı ve yine pis kelimelerini yüzüme fısıldadı.

"Üzerimde böyle gülmeye devam ederseniz çatlayan tek yeriniz ar damarınız olmayacak, Park Jimin."

İsmimi bu ses tonuyla ondan duymak bile iç geçirmemi sağlarken büyüklü küçüklü iniltilerim boğazımdan kopup onun kulaklarına kavuşabilmek, bana daha fazla tutkuyla dokunmasını sağlamak için sıraya dizilmişti.

AkayukiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin