Akayuki

18.6K 1.7K 1.4K
                                    

❈12❈


"Uyudun mu?"

Göğsümdeki ağırlığı yüzünden dakikada bir alabildiğim nefesten sonra hızla konuştuğumda çıplak karnımın üzerinde birbirine dolanmış parmaklarımızı hareket ettirdi cevap olarak.

Jeon Jungkook, benim yüz karakterli kan bankam yanağını göğsüme yaslamıştı, simsiyah parlak saçlarının bir kısmı omzuma dökülüyordu -başı hareket ettiğinde gıdıklanıyordum- ve içime çektiğim oksijen onun kokusundan ibaretti.

Gördüğüm rüya beni yorduğu için uykum geliyordu fakat o burnumun dibinde soluklanırken, gece boyu kokusuyla sarhoş olabilmek varken bilinçsizce içime çekmek istemiyordum onu. Uyanık kalmak zorunda hissediyordum, hala rüyada gibiydim. Sanki alevler uzandığımız yatağı sarabilirmiş gibi hissediyordum ama bunun bilincindeydim, asla kalkmayacağımın bilincindeydim.

Nasıl rüyada beni yakmasına rağmen onun öpüşüne karşılık verdiysem, burada, bu gıcırdayan eski yatakta alev alsak bile tutuşuna karşılık vermeye devam eder ve onunla birlikte yanardım.

Beni şaşırtarak hiç dokunmadan açılmasını sağladığı tavandaki pencereden iri bir kar tanesi onun saçlarına doğru süzülüp, beyaz tane siyahların arasında eriyerek yok olduğunda bu sefer o konuştu. İç çekmeme sebep olarak parmaklarımızı çözmüştü fakat ellerini karnımda yavaşça gezindirerek nefesimi tutmak zorunda da bırakmıştı.

"Burada yumuşak kocaman bir göbeğinin olduğu halini hatırlıyorum. Tombul kısa bacaklı ve toparlak bir şeydin. Gerçi bacakların hala kısa."

Cidden bunların benim kilom ve boyumla dertleri neydi?

"Yeterince uzayamadığım için üzgünüm."

Kapalı tuttuğu gözlerini açarak başını geriye eğdi ve bana baktı. Etimi parmakları arasına alıp sıkıştırdığında birden çığlık atarak onu itekledim.

"Sen küçükken sürekli ne zaman büyüyecek diye bekliyordum ama keşke bunu hiç istemeseydim, öyle kalsaydın. Çok zor biri oldun Jimin."

"Emin ol senden zor değilimdir."

"Aslında küçükken böyle değildin. Annenin seni yanıma getirdiği günü hatırlıyorum. Küçücük dişlerinle sürekli dudağını ısırıyordun ve annenin arkasına saklanıp gizli gizli bana bakıyordun, seni gördüğümde tekrar saklanıyordun. Çok tatlıydın."

Onun rahatlığından bulduğum cesaretle saçlarında dolandırdığım ellerimi bir anda durdurdum. Kaşlarımı çatarak ona baktığımda gözleri yine kapalıydı.

"Biz seninle ilk ailemin öldüğü o gece karşılaştık Jungkook. Biz... O günden önce hiç-"

"Hatırlamıyorsun. Sana anlatacağım. Yavaş yavaş. Her şey sırayla."

"Yani annemi tanıyor muydun? Nereden tanıyordun? Niye annemin vampirlerle işi olsun? Jungkook-"

Yattığı yerden kalktı ve benim yastığıma başını koyarak yüzlerimizi aynı hizaya getirdi.

"Jimin sana ve Yeri'ye baktığım günü hatırlıyor musun? Masa örtüsünü çekmiştin ve yemek başından aşağıya dökülmüştü. Annen evde yoktu, seni yıkamak zorunda kalmıştım. Tanrım her yerin küçücüktü, söylesene hala her yerin küçücük mü?"

AkayukiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin