Selin
Hepimiz sıkılıyoduk. Bende madem okullar kapanıyor parti yapıyım dedim. Birden çığlık attım. Savaş hemen bana döndü.
Savaş:Noldu yine.
Ben:Aklıma bişey geldi.
Emre:Hangi bombe fikir geldi.
Ben:Tatil partisi.
Savaş:Ne?!
Ben:Parti yapcaz. Kaldırın kıçınızı.
Emre:Işi yine bize bırakcak.
Ben:Doğru tahmin. Savaş git müdürden Üniversite 2 öğrencilerinin ev adreslerini al ve bu davetiyeleri dağıt.
Eline arka plan resmi olarak bizim bahçenin resmi olan üstünde ev adresi saat yazıyodu. Baya havalı bi davetiye yani.
Emre:Ben napçam?
Ben:Bebekteki hep gittiğimiz mağzadan süsleri alcaksın.
Savaş:Peki sen napcan?
Ben:Bende içecekleri hazırlıcam babamdan hizmetçi isticem.
Emre:İyi hadi kolay gelsin.
Emre ve Savaş çıktılar. Bende mutfağa girdim ve içecekleri hazırlamaya başladım. Bi yandan da babamla konuşuyodum.
Babam:Efendim Selin.
Ben:Baba ufak bi parti vericez de 10-15 tane hizmetçi yollar mısın?
Babam:Bu kaçıncı küçük hanım?
Ben:Son olsun hadi.
Babam:Son. Akşama 25 tane yollarım. Ben:Teşekkürler babaların en tatlısı.
Dedim ve kapadım. Sonra hôlden bi ses geldi. Bende hırsız sandım. Arkadan pat diye vurdum.
Ben:Ya hırsız yatak odasında bayıltılırsa o suçlu oluyodu. Benim bunu yatak odasına çıkartmam gerek.
Dedim ve çocuğun canının acımasını dinlemeden pat pat pat yukarı çıkardım. Sonra gözlerini Açtı. Çok güzel bi mavi renkti gözleri.
Ben:Pardon hırsız sandım seni.
O çocuk:Hırsız olsam böyle girer miydim sence?
Ben:Evde tek başımayım ve bi erkek girmiş napmam lazımdı (bağırarak)
O çocuk:Tamam ya. Özür dilerim girdiğim için. Görüşmemek üzere.
Dedi ve gitti.
Emre
Süsleri almak için arabama bindim.
Hız yapmadan gidilmez. İstanbul trafiğini çekmek istemiyorum off.
Ben giderken tam durcaktım yeşil ışık yandı gaza basmaya devam etmemle kızın karşıma çıkması bir oldu. Aniden frene bastım. Ohh kıza bişey olmadı.
Kız camıma geldi. Tıktıkladı. Bende açtım. Belki özür diler.
Kız:Gereksiz mal çarpıyodun bana.
Ben:Yeşil ışıkta geçiyosun napayım.
Kız:Az önce bana yeşil yanıyodu.
Ben:He he senin dediğin gibi olsun he. Dedim ve camı kapadım. Keşke kapamasaydım. Bi vurdu cama. Kırılcak sandım. Sonra açtım camı.
Ben:Lan yavaş kırcan.
Kız:Dua et kafanı kırmadım senin.
Dedi gitti. Bütün manyaklar beni bulur zaten. Bende mağzaya gittim sonra.
Savaş
Selin hanımın dediği gibi okula gittim.
Müdür:Buyur
Ben:Üniversite 2. Sınıf öğrencilerinin ev adreslerini verebilir misiniz?
Müdür:Neden?
Ben:Parti veriyoruz da. Davetiye dağıtıcam.
Müdür:Bizi niye çağırmadınız (espirili bir şekilde)
Ben:Öğrenciler için ondan çağırmadık.
Müdür:Tamam yukardaki sekreterden alabilirsin.
Ben:Teşekkürler.
Dedim odadan çıktım. Yukarı çıkıp beklemeye başladım.
Bekle bekle bekle bekle...
Lan yeter. Sinirli bi şekilde kalktım. Merdivenlerden inerken bi kıza çarptım. Düşüyo lan kız. Hemen tuttum.
Ben:Yavaş be yavaş.
Kız:Gerizekalı asıl sana yavaş düşürüyodun beni.
Ben:Hızlı çıkan sensin ben normalce iniyodum.
Kız:Ya salak mısın acaba öküz gibi iniyodun az kalsın düşüyodum.
Ben:Tamam düşmedin bak tuttum seni. Hatta Tamam ben suçluyum. Yeterki sus.
Kız:Asıl sen sus. Sekreteri bekleyen çocuk sen misin?
Ben:Evet benim.
Kız:Tamam takip et beni. Sekreteri gösteriyim sana gidicem.
Dedi sonra sekreteri bulduk. Gitti.
Deli mi ne anlamadım ki.