Nazlı
Davetiye çoktan gelmişti.
-Aliii!!
Ali:Ne?
-Tuğçeee!!
Tuğçe:Noldu??
-Bu akşam Savaş'ın düğünü var.
Ali:Ne?!?
Tuğçe:Şaka mı bu?
-Hayır. Bilin ve hazırlanın istedim.
Tuğçe:Sen ne giyiceksin?
-Kot ve bluz.
Tuğçe:Saçmalama!
-Ne giyiyim? Mini mini elbise mi?
Tuğçe:Evet! Yürü benim odama.
Tuğçe'nin odasına çıktık.
-Ne giyinicem?
Tuğçe:Bumu? Şumu?
-En sade olanını seç.
Tuğçe:Direk kombin hazırlıyorum. İtiraz yok!
-İyi Tamam.
Kombini hazırladı.
-Tuğçe Yuh!!
Tuğçe:Bi eksiklik var gibi.
-Hayır yok.
Tuğçe:Yüzük! Yüzük seçmedim.
-Yüzük takmam ben!
Tuğçe:İyi Tamam.
Elbiseyi giydim ayakkabıları da küpeyi ve kolyeyi taktım, çantayıda Elime aldım.
Tuğçe:Otur saçını yapıcam!
Tuğçe saçımı da yaptı.
Ali:Hadi!! Kendi düğününüzde napıcanız siz acaba?
Tuğçe:Aman be geldik!
Aşağıya indik. Ali arabanın kapısını Açtı ilk Tuğçeye arka kapıyı sonra bana ön kapıyı.
Ali:Nazlı elbise giymeye nasıl ikna oldu?
Tuğçe:En sadesini seçtim ondan.
-En sadesi bu! Ayakta alkışlardım da bu topuklularla zor.
Ali:Güzel ayakkabı.
-Ali havalara sokma şunu.
Ali:O değilde Savaş evleniyo.
Ali öyle deyince kalbime iğne batmış gibi oldu. Yüzüm asıldı.
Ali:Nedeni ne bilen var mı?
Tuğçe:Nazlı bilir. Düne kadar ordaydı sonuçta.
-Önemli bişey değil.
Ali:Bize anlatma sen!
-Savaş Ülkü diye bi kızla işi halletmiş. Çocuğu bile var.
Ali:Çocuk mu? Kaç yaşında?
-1 yaşında. Çok tatlı. Ülkü o çocuğu haketmiyo.
Tuğçe:Vay Savaş efendi işi pişirmiş de haberimiz yokmuş.
Ali:Bu sabah ben çıkmadan önce sana geldi. Ne dedi?
-Onlarda kalan eşyalarımı getirdi. Bide düğünü söyledi.
Tuğçe:Zorla mı evleniyo yani?
-Evet!
Ali:Ülkü istiyo mu?
-Onu bilmiyorum. Ama kesin istiyodur.
Düğün salonuna geldik ve içeri girdik. Bize bi masa ayırmışlar zaten. Oraya oturduk.
Ali:Şimdi Savaş da elden gitti be.
Tuğçe:Yazık oldu.!
Daha fazla dayanamadım. Kendimi şimdi anladım. Ben bu çocuğa şey olmuştum... Ben ona aşık olmuşum.
Bi planım vardı.
-Ben Savaş'a bakıp gelicem.
Savaş'ın odasına gittim.