Nazlı
Sabah erkenden uyandım. Normalde uyanmazdım. Garip oldu. Savaşın anneannesi hala uyuyodu bende uyandırmadan Savaşın odasına gittim. O da uyuyodu. Hemde çok tatlı uyuyodu. Mutfağa gittim. Kahvaltıyı hazırladım. Çay yaptım. Çöpün çok dolu olduğun farkettim. Poşetledim bahçenin dışındaki Çöp kovasına götürmek için dışarı çıktım. O çirkin sesimle şarkı mırıldanmaya başladım. Çöpü atarken arkamdan biri beni izliyomuş gibi hissettim. Arkama döndüm.
Sanki o kişi...o kişi... Baran gibi geldi.
-Bi bakar mısınız?
Kapşonunu kapadı.
-Pardon! Size seslendim.
Arkasını dönüp koşar adımlarla yürümeye başladı.
Peşinden gittim.
-Heey! Bi bekler misin?
Arkasına hiç bakmadı bile. Bu sefer koşmaya başladım. Nerdeyse yetişiyodum ama arabasına binip uzaklaştı.
Çok çok sinirlerim bozuldu. Ağlamaya başladım ama bi yandan gülüyodum. Bahçeye girdim. Hıçkırarak ağlamaya başladım ama ağladığım kadar gülüyodum hala. Dışardan kendimi görsem deli sanırdım heralde. Savaş geldi yanıma. Ayakta durmaya mecalim yoktu ama yürümeye çalıştım. Ne yazık ki düştüm. Belimden yakaladı beni. Düşmemi engelledi.
S:Noldu Nazlı?
-Ss-Savaş ben onu gördüm.
S:Kimi?
-B-Baranı
S:Karıştır mışsındır sakin ol.
Yürümekte zorlanıyodum. Savaş belimden tutup merdivene otuturdu beni. O da yanıma oturdu.
S:Nazlı bana bak!
Bakamadım ona. Sadece yerdeki taşlara bakıyodum.
Savaş yüzümü avuçlarının arasına aldı. Yüzümü ona doğru döndürdü.
S:Seni bırakıp giden birisi için bu kadar üzülmeye değer mi?
Hala ağlıyodum. Kendimi durduramıyodum.
-Değmez biliyorum. Ama dayanamıyorum. Ölmemiş olup benim yanımda olmamasına dayanamıyorum.
S:Şimdi bırak Baran'ı. Yumurtaları topladın mı?
-Hayır.
S:Seni tembel kalk hadi.
İstemsizce güldüm.
-Tamam.
Beraber kümese girdik. Tam yumurtayı alıcaktım ki bi tavuk üstüme geldi.
Çığlık atıp ordan çıktım..
S:Ne korkak çıktın sende.
-Ben hiçbişeyden korkmam.
S:Öyle olsun.
İçeri girdik. Anneannesi bizi masada bekliyodu. Bizde oturup kahvaltımızı yaptık.
Kahvaltı bittikten sonra dışarı çıktık. Bahçede ağaca asılı el yapımı bi salıncak vardı.
S:Otur sallıyım hadi seni.
Salıncağa oturdum. Savaş beni salladı. -Beni mutlu ediyosun.
S:Oooo. Ne mutlu bana.
Sallamaya devam ediyodu. Birden Elim kaydı ve düşüyodum. Savaş hemen durdurdu.
S:İyi misin?
-Çok iyiyim.
Yüzünü görebilmek için arkama döndüm. Göz göze geldik. İrkildim ve gözlerimi gözlerinden uzaklaştırdım.
Hava çabuk kararmıştı. Saat çoktan 10 olmuştu.
İçeri girdik. Koltukta oturup küçük televizyonda dizi izliyoduk. Anneannesi yatağına gitti. Savaş da uyuya kaldı. Dizime yattı. Onu kaldırmadan kafasının altına bi yastık koydum bende koltuğa yattım.