Nazlı
Başımda biri var. Savaş bu. Mektup...mektup onun elinde.
-Okudun mu?
Savaş:Sana sorun olur mu bilmem ama okudum.
-Olmaz sanırım. Beni anlıyo musun?
Savaş:Biraz.
-Sana biraz saçma sapan konuşsam sorun olur mu?
Savaş:Sorun olmaz dinlerim.
Anlatmaya başladım. Her dediğimi kafasıyla onayladı. Beni anlamadığı çok belli.
Kapı çaldı. Savaş kapıyı açmaya gitti. Meraklı ben de peşinden gittim.
Ülkü:Vayy selam!
Savaş:Ne işin var burda.
Ülkü:Beni boşverde siz hani sevgili değildiniz.
-Durum başka.
Savaş:Sen neden burdasın?
Ülkü:Annen için, kadıncağız bilmesin mi bi tornu olduğunu?
İki adım yana kaydı, arabadan aşırı sevimli bi kız bize el salladı.
Ülkü:Ben artık anlatıyım. Biriniz de kızımın yanına gitsin, korkar tek başına.
Içeri daldı.
Savaş:Onu durdurmam lazım. Lütfen sen kızın yanına git.
Savaş peşinden gitti mecburen kıza bakmak zorunda kaldım.
Arabanın kapısını açtım.
-Meraba! Yanına gelebilir miyim?
Yana kaydı biraz. Anlaşılan çok çekingen.
-Tanışalım mı seninle? Ben Nazlı.
Küçük kız:Bende Yağmuy.
"R" harflerini söyleyemiyo sanırım.
-Meraba Yağmur. Senin baban kim?
Yağmur:Bilmiyoyum. Ama annem onu getiycek bana.
-Anladım.
Yağmur:Ama ben çok sıkıldım. Oyun oynayalım.
-Ne oynayalım?
Yağmur:Saklambaç.
-Arabadan inmek yok!
Yağmur:Ama ayabada oyun oynanmaz ki.
-Sen Sor ben cevap veriyim yada ben sorıyım sen cevap ver.
Yağmur:Tamam sen soy.
-Kaç yaşındasın.
Eliyle 3 yapar.
Yağmur:Bu kaday yaşımdayım ben.
(aslında 1 yaşında)
-Kocaman kız olmuşsun sen.
Yağmur:Sende kocaman ablasın.
-Sen çok tatlısın ama yerim ben seni.
Yağmur:İlk ben seni yicem.
Sonra gıdıklamaya başladık birbirimizi.
-Tamam dur tamam. Gülmekten ölcem.
Yağmur:Ölmee. Ben seni çok seviyorum Nazlı Abla.
Dayanamadım sarıldım kıza. "Sen ne Ülkü gibi bi anne ne de Savaş gibi bi babaya layık değilsin. Sen çok özelsin."
Dedim içimden.
Biz sarılırken içerden Ülkü,Savaş ve Melek Hanım bahçeye çıktı. Emre ve Selin de seslere uyanmış olmalı ki Selin'in balkonundan izlemeye başladılar.
Melek Hanım:Savaş beni delirtme. Bu kız ne diyo?
Ülkü:Doğruları söylüyorum. Bak Savaş ve benim kızım.
Yanıma gelip Yağmur'u aldı. Yada sürükledi de denebilir.
Yağmur:Canım acıyo yavaş oluy musun anne?
Melek Hanım:Senin kızın varsa. Nazlı neyin nesi?
Savaş:Anne Nazlı şey.
Melek Hanım:Neyy Nazlı ney?
-Ben sadece sizi kandırmak amaçlı kullanıldım.
Melek Hanım:Ne diyo bu kız?
Savaş:Nazlı sus ben daha iyi anlatıcam.
Melek Hanım:Yalancının tekisin yani!
Yağmur:Nazlı Abla öyle değil. Çok iyi biyisi o.
Melek Hanım:Defol git burdan yalancı kız!
-Bende Size meraklı değilim zaten. Senin oğlun tuttu beni zorla. Yoksa her sabah senin evlilik sorularını çeker miydim ben.
Savaş:Nazlı yapma bi sus!!
-Sen onu annene söyle.
Savaş:Ülkü al çocuğu git evine.
Melek Hanım:Akşama gelin.
Savaş:Nazlı içeri gir!!
-Evime gitmek istiyorum.
Savaş:İçeri gir dedim!!! (bağırarak)
-Ben senin dediğini yapmak zorunda mıyım??!?? (bağırarak)
Melek Hanım içeri girdi. Savaşla ben karşı karşıya geldik.
Savaş:Evet zorundasın!!
-Nedenmiş o?? Sen benim neyimsin?
Savaş:Doğru ben senin hiçbişeyin değilim. Söylediğin iyi oldu.
-K-kötü bişey mi dedim? Neyse ya. Anlat annene herşeyi, artık senin oyununun başrolünü başka biri oynasın.
Arkama bile bakmadan eve doğru yürümeye başladım.
Arkamda bıraktığım oyuncak,mektup ve Savaş. Hiç umrumda değildi çok sinirlenmiştim.