Savaş
Nazlıyı yanıma aldım tabiki. Gece gece ormanda yalnız bırakmam. Hatta hepberaber gittik. Hiçkimse birbirinden ayrılmadı. Elimize çuval verdiler. Bizde iki çuvala yakacak iki çuvala yiyecek koyma kararı aldık. Yiyecek nerden bulucaksak artık. Ve süpriz kişi. Ülkü...
Ülkü:Savaş bey beni hatırladınız mı?
-Yok çıkaramadım.
Ülkü:Beraber aldırmaya gittiğimiz çocuğumuzu peki.
Nazlının ve Semihin gözler öyle bi büyüdü ki.
Ülkü:Sonra sen kaçmıştın hani. Biliyo musun ben o çocuğu aldıramadım.
-Aldırmadın mıı??
Ülkü:Evet babasız büyüdü. Bide şuan 1 yaşında.
-Dalga mı geçiyosun.
Ülkü:Hayır. Kendisi kız.
-Ülkü s-sen ciddi misin??
Ülkü:Evet hatta adı Yağmur.
Nazlı:Kusura bakmayın böldüm ama bunları sonra konuşun. Burda bi görevimiz var. Ve ben ormanın ortasında ayıya yem olmak istemiyorum.
Ülkü:Kız haklı. Daha sonra konuşuruz.
-Bence hiç konuşmasak da olur.
Ülkü:Olmaz. Bu arada yeni sevgilin mi?
Nazlı:Ne!?! Asla.
Ülkü:Bak eğer öyleyse buna güvenme bırakıp kaçar. Beni karnımda bi bebekle bırakıp kaçtı çünkü.
Nazlı:Tamam sus. Görevimize dönelim.
Etraftan dal parçası ufak odunlar falan topladık.
Semih:Yiyecek için ne bulucaz.
Nazlı:Gölden balık avlayalım.
Ülkü:Şurda bi elma Ağacı varr. Elma toplayalım.
-Şurda da böğürtlen var. Bende onları toplıyım.
Semih Nazlıyla göle gitti. Acayip kıl oldum bu herife. Noluyo lan Nazlı senin hiçbişeyin değil kendine gell.
Semih:Daha fazla o buz gibi suda duramam.
Nazlı:Biz gidiyoruz.
Ülkü:Durun bende geliyorum.
Nazlı kolunu Semihin omzuna attı.
-Öhöm öhöm!!
Nazlı:Ne var??
-Ben taşırdım seni.
Nazlı:Semih tutuyo işte.
-Iyi peki.
Hepimiz Kamp alanına geldik. Tuğçede ateşi yaktı.