Emre
Allahım ya yine kapı çaldı. Kalkıp kapıyı açtım. Baya süpriz oldu.
-aaa Nazlı!
Nazlı:Evettt Nazlı! Çekilir misin şimdi?
-Pardon! Burası benim evim.
Nazlı:Bak o kızı görmem lazım.
-Napcan yine mi dövcen??
Nazlı:Ya hayır!! Çekil!
Beni ittirdi. Girdi içeri. Kıza bak güzel olduğu kadar sert.
Nazlı:Nerde bu kızın odası.
-Yukarda sağdan 2. Oda.
Nazlı:Sağol.
Çıktı yukarı. Napçak acaba bende peşinden çıktım.
Selin
Kapımın hızla kapanma sesiyle uyandım. Bu Dünkü deli kız. Neden geldiki?
-Şimdi napıcaksın?
Nazlı:Üzgünüm. Sen bi kolye buldun mu hiç??
Emre:Heee dün bul...
-Bulmadım.
Emrenin lafını kestim hemen. Söylememki bulduğumu. Çek bakalım acını.
Kolye yok. Savaşın telefonu da yok. Kesin o aldı.
-Emre Savaş nerde?
Nazlı:Kolye Savaşta mı?
-Hayır! Sanane!!
Nazlı:Emre, Savaş kim ve odası nerde?
Emre:Sakin söylicem bekle.
-Emre sakın bak.
Emre:Ama Selin.
Nazlı:Ben bulurum.
Dedi çıktı gitti. Bul bulabilirsen.
Bende yine yattım.
Nazlı
Bulucam ben.
-Emre lütfen söyle.
Emre:Benim için bişey yap diyim.
-Napıyım??
Emre:Tuğçe senin arkadaşın mı? Yeşil gözlü olan.
-Evet!!
Emre:Benden özür dilesin.
-Tamam söz. Hadi söyle.
Emre:Şu oda.
-Çok sağol.
Tıktıkladım kapıyı. Ses yok. Daldım içeri. Oda boş. Acaba tuvalette mi? Yok canım oraya girmicem. Evet giricem.
Savaş
Duştan çıktım. Belime bi havlu sardım. Suyu kapatıcam bi kız girdi. O kız. Arıza.!!! Kolyeyi gördü. Naptım ben ya?!?!?
Nazlı:O kolye benim.
-Pardon ama veremem.
Nazlı:Benim diyorum ver..!!
-Olmaz!!
Kız üstüme yürüdü. Bende kolyeyi geri çektim. Duşun altında kaldı. Kolye ıslandı. Arıza durmadı. Kolyeyi almak için devam etti. Bende tuttum kızı kolundan attım Duşun içine. Kapıyı kitledim çıktım.
Nazlı:Napıyosun yaaa?!?!
-Üstüme gelmicektin.
Nazlı:Sırılsıklam oldum farkında mısın??
-Farkındayım.
Nazlı:Kapıyı ne zaman açıcaksın???
-Giyindikten sonra.
Giyinip kapıyı açtım. Sonra yatağımın üstüne oturdum. Illa kolyeyi alacak.
Önüme geldi kolyeyi almak için bi hamle yaptı ama alamadı. Bende elimi daha geriye aldım yetişemesin diye. Alma çabalarına devam etti. Sonra ayağı kayıp üstüme düştü.Daha önce hiç bu kadar yakından ve ayrıntılı görmemiştim yüzünü. Çilleri var. Çok yakışıyo bembeyaz narin tenine. Gözleri... Gözleri ay gibi. Parlak... Dudağı kiraz gibi kırmızı. Yüzü ince. Kanatsız bi melek gibi.
Nazlı
Neden bilmiyorum kalkamadım üstünden kalkmak istemedim. Ben üstüne düştüğümden beri sırıtıyo. Ama çok güzel gülüyo. Bembeyaz inci gibi dişleri var. Gözleri... Gözleri parlıyo. Çok hoş.Tamam kendime geldim. Kalktım hemen kalktım.
-Ver kolyeyi sende kurtul bende.
Savaş:Vermem.
Dedi. Odasından koşarak çıktı. Aşağı hızlıca indi. Orda ikimizi de süpriz bi misafir bekliyodu...