Ali
Herkes çantalarını aldı ve Yürümeye başladık. O kadar yüksek bayıra çıkıyoruz ki ayağımızda yürücek güç kalmadı. Ahh bide çantalar.
-Çok mu yoruldun??
Selin:Biraz.
-Çantanı bana verebilirsin.
Selin:Ama çok ağır.
-Ver hadi.
Selin:Sen istedin.
Aldım çantayı. Sonra Tuğçeye baktım. O beni kardeşi gibi gördüğü için bayağı kıskanır. Nazlı kıskanırsa küsmez direk kıskandığı dalar.
Tuğçe:Off Kolum koptu.!!
Emre:Eee napayım??
Tuğçe:Öküz müsün sen yaa??
Emre:Ne dedim ben şimdi?
Tuğçe:Çantamı alsana nezaketten dolayı.
Emre:Benimki yeterince ağır zaten bide onu alamam.
Savaş arkadan sırıttı.
Savaş:Kardeşim nezaket.
Emre:Benim senin kadar kasım yok abi. Tutamam.
Savaş:İstersen ben tutarım.
Tuğçe:Yok gerek yok.
Emre:Bana diyodun ama.
Tuğçe:Cidden öküzsün ya öküz.
Emre:Ver Tamam ver.
Tuğçe:Yok istemez.
Emre:Ne halin varsa gör.
Tuğçe:Hıh!!
Tuğçenin o kadar çabası boşa çıktı. Nazlı çok yoruldu galiba bayağı tempolu Yürümeye başladı. Doğru ya tabi yorulcak. Onun kolunda sorun var. Sol omzu hep acır onun. Nazlının yanına gittim.
-Nazlı ver Çantanı.
Nazlı:Gerek yok.
-Acıdığını biliyorum kolunun.
Nazlı:Gerek yok.
-Nazlı canın yanıyo.
Nazlı:Yanmıyo. İstemiyorum vermicem.
-İyi Tamam.
Selinin yanına döndüm. Nazlı giderken birden düştü. Hemen yanına koştum. Savaş zaten yanında yürüyodu.
-Ver dedim sana.
Nazlı:Çok acıyooo!!
Savaş:Neren acıyo?
Nazlı:Bileğim,bileğim burkuldu.
Savaş:Kardeşim Nazlının çantasını alır mısın?
-Ver. Nazlı yürüyerek ki.
Savaş:Nazlı bende siz devam edin.
Selin arkadan gelip Savaşın çantasını aldı. Küçük bi çanta hazırlamış zaten. Sonra Savaş Nazlıyı kucakladı.
Savaş:Göründüğünden daha ağırmışsın be!!
Nazlı:Hiçte bile. Senin gücün yok. Ben ağır değilim.
Sonunda tepeye çıktık. Herkes kendini çimene attı. Bizde oturduk.